YANMIŞ BAHÇENİN BEKÇİSİ

43 2 0
                                    

Yapabileceğim hiçbir şey yoktu; merdiven kenarlarına tutunan ellerim ve aşağı sarkan hayallerim dışında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yapabileceğim hiçbir şey yoktu; merdiven kenarlarına tutunan ellerim ve aşağı sarkan hayallerim dışında. Kurtarabileceğim hiç kimse yoktu: Son sürat ilerlerken tekeri patlayan bir araba gibi savrulmuştuk öylece.

Tavanda sallanan lambalar, çatıya düşen damlalar, sokak lambasından süzülen ışıklar, duvarda asılı olan fotoğraflar; bir zamanlar aile olduğumuzu kanıtlayan bu ev, sessizdi. Evimiz kimsesizdi.

Benimle birlikte her şeyi duyan adama merdivenin altından baktım. Yüzü ifadesiz, gözleri alev alevdi. Her şeyi bakışlarımla anlatmak ister gibi baktım.

Yapabileceğim hiçbir şey yok, bu ev üstüme yıkılıyor.

Merdiven basamaklarından kalktım ve aşağıya çıplak ayaklarımla indim. Ev soğuktu, üstüm inceydi ama ayaklarımın altının yandığını hissediyordum. Kaplan'ın yanından geçtim, arkamdan yavaşça gelirken endişem yoktu. Düşsem kaldıracak bir adamdı çünkü.

"Bu gece burada seninleyim, Mekselina." Sessizce kulağıma fısıldarken hislerimi kaybetmiş gibiydim. Kayıtsız ve umursamazdım. Sürahideki suyu bardağıma doldururken onaylarcasına kafamı salladım.

"Hiç fark etmez," dedim. Sesim Kaplan'a bile soğuktu.

"Babanla konuşayım, izin vermezse de..." sözünü kesen sesle arkamı döndüğümde omuzlarım kasıldı, Aaron Petrova arkamızda bizi izliyordu.

"Cole, hastaneye bırakacak Haldun Bey'i, ben buradayım." Sana zahmet yok, der gibi bakan Aaron'a şaşkınlıkla bakarken, koruyucu bir tavırla boşta kalan elimle Kaplan'ın koluna dokundum. Kaplan, sert bakışlarıyla yanında duran adama baktığında iki adamın arasında cüce gibi duruyordum.

"Sen kimsin?" Kutuplardan daha soğuk bakışları ve tıslayan sakin sesiyle ürperdim. Kaplan yabancılardan nefret ederdi. Onun bu yabancılığından da ben nefret ederdim.

"Aaron Petrova." Siyah paltosunun dik yakasının ve siyah boğazlı kazağının verdiği ciddiyetin aksine, bakışları ve mimikleri alaycıydı. Geniş omuzları ve uzun boyuyla herkesi etkisi altına alabilirdi, farkındaydı. Sağ elini tanışmak için kaldırdığında bardak ellerimden kayıp gidecek gibiydi. Korku, kalbimin duvarlarını tekmeliyordu. Kaplan, elini uzattığında aralarında atmaca gibi bakışlarıyla birbirini devirmeye çalışan iki adam gibi duruyorlardı. Anlaşma? Hayır, sözleşme. Bakışlarında sözleşme vardı.

"Sadece Kaplan."

Aralarına girmek için bir adım attığımda annemle babamı gördüm. Sırtları dönük, kapıya doğruydu. Birbirlerine bakışları, ölümün soğukluğu sessizliğinde saklıydı. En sonunda bize döndüklerinde babamın net bakışları Aaron'daydı.

"Aaron, sen buradasın değil mi?" babam direkt bakışlarıyla Aaron'a seslenirken Kaplan'ı görmezden geldi. Tabii ya, hukuk öğrencisiydi Kaplan, sever miydi?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 29, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KELİMELER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin