Oh ailesi

79 14 3
                                    

"Kyungsoo'nun burada yaşadığını biliyoruz."

Belli ki fazla emin konuşmuştum.

Ertesi gün, yani cumartesi Oh ailesinin evinde gizlice yaşamaya başlayalı neredeyse bir ay olmuştu. Gerçekten de tehlikede olma­dığımı sanıyordum fakat Bay Oh, Sehun ve benimle oturma oda­sında konuşmak istediklerini söylediğinde yakalandığımı anladım.

"Neden... bahsediyorsunuz?" dedi Sehun.

Gördüğüm en berbat yalancıydı.

"Bir süredir her şeyin farkındayız," dedi Bay Oh. "Düşü­nülenin aksine, karım ve ben dünyadan bihaber değiliz."

"Bize birkaç ipucu bıraktınız," dedi Bayan Lee. "Ve gece gizlice içeri girdiğini duyduk. Sandığın kadar sessiz değilsin, Kyungsoo."

"Ayrıca buzdolabı normalde olduğundan biraz daha hızlı boşalıyor," diye ekledi Bay Oh.

"Neden daha önce bir şey söylemediniz?" diye sordum. "Madem biliyordunuz..."

"Sen hazır olduğunda bizimle konuşmanı umuyorduk," dedi Bay Oh. "Ama bunuıı yakın gelecekte olmayacağı belliydi."

Koltuğa yaslandım, ayaklarımı yukarı kaldırdım ve kendime çektiğim dizlerime sarıldım. Midemde yükselen panik duygusunu bastırmaya çalışıyordum.

"Şimdi bazı sorularımız var," dedi Bay Oh.

"Evet," diye araya girdi Bayan Lee. "Mesela, Kyungsoo, neden son birkaç haftadır burada yaşıyorsun? Sana kapımızın her zaman açık olduğunu biliyorsun ama gizli gizli buraya taşınmak farklı bir şey. Endişeleniyoruz ve kendi çatımızın altında neler döndüğünü bilmek istiyoruz."

"Ben... ben..."

Yutkundum.

Haydi Kyungsoo. Hallet şunu. Bu konuda iyisin. Yalan söyle gitsin. Yalan söyle, yalan söyle, yalan söyle.

"Bilmiyorum. Önemli bir şey değil, gerçekten. Sadece bizim ev biraz sıkıcı, o yüzden..."

Kahretsin. En başarılı eserim sayılmazdı. Kalbim çarpıyor ve avuç içlerim terliyordu.

"Eve gideceğim. Sorun yok."

Fakat eve dönme düşüncesi bile içimdeki panik duygusunu perçinledi. Ayağa kalktığımda Sehun kolumu kavradı.

"Hayır," dedi. "Anlat onlara, Soo."

Bay Oh şüpheli bakışlarla beni süzerken, karısı da şaşkınlık içinde alnını buruşturdu. "Ne anlatacaksın?" diye sordu.

Gel gelelim, konuşmayı unutmuştum. Daima aklıma bir ce­vap gelirdi. Her şey için hazır bir yalanım vardı. Ve bu konuda, annem konusunda yıllar içinde belki bin kez yalan söylemiştim. Kolay olmalıydı. Fakat bu yalan biraz büyüktü; foyamı meydana çıkarma potansiyeli daha fazlaydı ve çok sayıda insanı ilgilen­ diriyordu, hu nedenle kapana kısılmıştım. Sağlam bir yalan bulamıyordum. Daha fazla soruyu tetiklemeyecek bir yalan. Düşünmek için bir saniyeye ihtiyacım vardı.
Neyse ki Sehun bana biraz zaman kazandırdı.

"Evden atıldı," dedi. "Size söylemek istemedi ama annesi oıııı evden attı. O yüzden burada kalıyor."

"Ne?" dedi Bay Oh. "Annen neden seni evden atsın, Kyungsoo?"

Boğazıma tırmanan utancın sıcaklığını hissederek başımı mnüme eğdim. Yüzlerini göremiyordum ve aklımda beliren tek şey, yalanı söylediğimde onların da benim yüzümü görmediklerini umut etmemdi.

"Sigara," diye mırıldandım.

"Gerçekten mi?" diye fısıldadı Sehun. "O kısmı bana anlat­mamıştın."

Lol \\KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin