| Kendine İyi Bak, Jungkook

157 18 2
                                    

Olaylı geçen gecenin ardından, güne sabahın erken saatlerinde başladı Taehyung. İyi bir uyku çektiği söylenemezdi çünkü gecenin geri kalanını, tüm yaşanılanları düşünmekle geçirmişti.

Her şey o kadar üst üste geliyordu ki, Jungkook'un yaptığı itiraf hakkında ne düşünmesi gerektiğinden bile emin değildi.

Tamam, onu seviyor ve fazlasıyla da kıskanıyordu. Kimseyle paylaşmak istemiyor ve sadece kendisine odaklanmasını istiyordu, yine de bunu hiçbir zaman farklı şekilde yorumlamayı düşünmemişti.

Sonuçta onlar kardeşti, farklı bir düşünceye nasıl sahip olabilirdi ki ? Üstelik Taehyung, Jungkook'tan 3 yaş küçüktü ve onun kendisini sevebilme ihtimali ona imkansız gibi geliyordu.

Taehyung gibi birisini kim sevebilirdi ki ? Bu zamana kadar hep farklı olduğu için insanlar ondan uzak durmuşlardı. Şimdiyse yeni çevresine hala alışma dönemindeyken, etrafındakilerin zorbalıklarına maruz kalıyordu.

Oysa ki Jungkook, onun gibi değildi. Çalışkandı, oldukça geniş bir arkadaş ortamı vardı ve okuldaki hemen herkes tarafından tanınan birisiydi.

Eğer abisi olmasaydı, onun gibi birisiyle hayatının hiçbir evresinde bir muhabbeti olabileceğini sanmıyordu.

İyi kötü yaşanan her şeye rağmen, Jungkook iyi birisiydi. Yeri geldiğinde Taehyung ona çok kırılmıştı belki ama yine de, ondan nefret edecek değildi. Onun tek kırgınlığı, istediği değeri zamanında alamadığı içindi.

Yine de bildiği bir şey daha varsa, o da şu an Jungkook'un kalbinin onunkinden daha kırık durumda olduğuydu. Yine de elinden bir şey gelmiyordu. Kendine bir söz vermişti. Ona arka çıkan insanlara ihanet etmeyecekti.

Ara sıra aklına gelen düşünce ise, içten içe ürpermesine neden oluyordu. Ya kardeş olmasaydık ? Ya bu yalanın içine sürüklenmesek ve farklı şekilde tanışmış olsaydık...

O zaman nasıl olurdu ? Jungkook'un kendisine yaptığı itirafa bir karşılık verir miydi ?

Kendine gel, Taehyung. Sınırlarını aşmamalısın. Diye uyardı kendini genç adam. Aklına bu tarz bir düşüncenin yerleşip de kalbinin titremesine sebep olmasını istemiyordu.

Kurulu düzenini bozmak en son isteyeceği şeydi. Üstelik o hala bir çocuk sayılırdı. Aşk, şu sıralar onun düşünmesi gerekenler listesinde, en son sırada yer alıyordu.

Elbette ki bir gün, o da aşık olacak ve ilişki yaşayacaktı. Ama bu kişi Jungkook olamazdı. Onun hislerini kabul etmesinin imkanı yoktu.

Kendine gelmesini sağlayan şey, Bayan Jeon'un kendisine seslenmesi olmuş ve hızlıca hazırlanıp, aşağıya inmişti. Birlikte hastaneye gidecekler ve sargısını çıkarttıracaklardı.

Evden çıkmadan önce Jungkook ile karşılamışlar ve annesine Taehyung'u kendisinin götürebileceğini söylemişti.

Fakat Bayan Jeon'un cevap vermesine kalmadan, Taehyung hemen lafa atıldı. "Gerek yok, annemle gitmek istiyorum."

Bu sözler Jungkook'un susmasına neden olurken, Taehyung ise bir an önce evden uzaklaşmaya bakıyordu.

Artık aynı ortamda bulunmak çok daha zor bir hal almaya başlamıştı. Ne zaman Jungkook'a bakacak olsa, aklına ona anlattıkları ve kendisine sarılıp, ağlamalarının eşliğinde yaptığı itiraf geliyordu. Düşünmeyi bırakmalıydı. Eğer biraz daha devam ederse delirebileceğinden emindi.

Üstelik her şeyi hatırlamaya başlamasıyla beraber, tüm bu duygu karmaşası onu daha da bunaltmıştı. Hatırlayamadığı için üzülürken, şimdiyse keşke hatırlamasaydım diyecek noktaya gelmişti. En azından kalbim bu kadar acımazdı...

Dare For More | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin