| Veda

143 18 5
                                    

Her insanın, kendine has sorunlarını çözme yolu vardı. Örnek vermek gerekirse, bazı insanlar ağladığı zaman sorunlardan kaçabileceğini sanardı ama aslında yanıldıklarının farkına bile varmazlardı.

Bazı insanlar ise, kavga ederek sorunların çözüleceği algısına kapılırdı. Oysa ki bu, tüm olayı daha da kötü bir duruma taşımaktan başka bir şeye yaramazdı.

Eğer hayatınızda bir sorun varsa eğer, ilk yapmanız gereken sakin kalmayı öğrenebilmekti... Çünkü sakin kalmayı öğrendiğiniz an, bazı şeyleri gözünüzde olması gerekenden fazla büyüttüğünüzün de farkına varırsınız.

İnsandık ve yanlış yapabilirdik. Kimsenin hayatı mükemmel değildi fakat hayat da bu değil miydi zaten ?

İyi ya da kötü olaylarla sınanır, bir nevi kendimizi eğitirdik. Yaşadığımız her bir olay bize, yeni bir bakış açısı kazandırırdı.

Bu yüzden hayatımızdaki en ufak, sıradan sayılabilecek durumdan bile bir ders çıkarmalıydık.

En azından Taehyung böyle düşünüyordu. Onun yerinde başka bir genç olsa, muhtemelen çoktan isyan bayraklarını çekmiş olurdu.

Fakat o, hiçbir şey yapmamış ve sakince beklemişti. Yanlış bir hareket yapıp da sonradan pişman olmak istemiyordu. Ne kendisi üzülmek istiyordu ne de başkasının üzmeyi göze alabilirdi.

Pekala, aslında beklediğinden daha sakin kalabildiği için kendisi de şaşırmıyor değildi. Bazen dayanamayacak gibi hissediyor olsa da, güçlü olmak zorundaydı. Şimdi kendini bırakırsa eğer, bir daha toparlanamazdı.

Farkındaydı, aslında bunca gerçeği bir anda omuzlarına yüklenecek kadar güçlü değildi. Fakat etrafındaki kimsenin onun güçsüz biri olduğunu düşünmesini istemiyordu.

Jungkook'a yardım etmişti belki ama çözmesi gereken başka sorunları olduğunun da farkındaydı. Bay ve Bayan Jeon ile konuşması gerekiyordu.

Onlardan saklamak istemiyordu. Bir an önce, o gün bahçede konuşulanları duyduğundan bahsetmeliydi. Anca böyle içi rahat edecekti.

İki genç eve gece geç saatte birlikte döndüğünde, Bayan Jeon her ne kadar Taehyung'a evden gizli gizli çıktığı için kızmak istese de, Jungkook'a yardım ettiğini öğrendiğinde bu kararından vazgeçmişti.

Olanlara genç kadın da yetişemiyordu artık, hangi çocuğu için endişelenmesi gerektiğini şaşırmıştı. Durmaksızın yaşanan olaylar, aslında ruhen en çok onu yıpratmıştı.

O gece, uzun bir aradan sonra, soluksuz bir uyku çekti Taehyung. Kendisini oldukça enerjik hissettiği için de erkenden güne başlamıştı.

Kendisini sebepsiz yere iyi hissediyordu ve bunu kullanmaya karar vermişti. Anne ve babasıyla konuşacağı gün, bugün olacaktı.

Kahvaltısını etmek için aşağıya indiğinde, çoktan evdeki herkesin uyandığını ve masadaki yerlerine geçtiklerimi fark etmişti. Buna Jungkook da dahildi.

Taehyung hiç bozuntuya vermeden sandalyesini çekti ve yerine oturdu. Kısa bir günaydın faslından sonra, kahvaltılarını etmeye başlamışlardı.

Ara sıra abisinin -ona abi demekten vazgeçmeyecekti, evet- üzerinde dolaşan bakışlarını hissetse de, şu anda fark etmemiş gibi davranmak daha çok işine geliyordu.

Taehyung kahvaltısını bitirir bitirmez, bakışlarını Bay ve Bayan Jeon üzerinde gezdirmişti. "Anne, baba. Bugün sizinle bir şey konuşabilir miyiz ?"

Bay Jeon elindeki gazeteyi katlayıp masanın üzerine bıraktı. "Bir sorun mu var, oğlum ?"

Masadaki herkes ona odaklanmış durumdayken, bir cevap bekliyorlardı. Fakat Taehyung cevap vermeden önce, bakışlarını Jungkook'a çevirmişti. "Özel bir konu. Kesinlikle konuşmamız gerekiyor."

Dare For More | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin