| Beni Değersiz Kıldın

168 26 3
                                    

Sırf inadından ve biraz da Jungkook'a olan sinirinin gazabına uğramış ve okula gerçekten de üzerindeki formayla gitmişti. Fakat okula adım atar atmaz yaptığının doğru bir seçim olup olmadığını sorgulamıştı. Giydiği kıyafetlerle bir sorunu yoktu, fakat etrafındaki insanların bakışları o kadar yoğun, o kadar odaklanmış bir haldeydi ki bir an için kendini onların karşısında tamamen çıplak bir şekilde duruyormuş gibi hissetmekten alıkoyamamıştı.

O, eski okulunda da böyle giyinirdi fakat etrafındakiler hiçbir zaman ona yargılayan bakışlarla bakmazlardı. Fakat şu an bahçede gördüğü her bir yüzün gözlerinde gördüğü tek ortak duygu, iğrenmeydi. Bir an önce bu kalabalığı aşmak ve sınıfını bulup yalnız kalmak istiyordu. Okulun bahçesindeki ilgi odağı olan kişi olmak ona göre değildi.

Jungkook burada olsaydı hiçbiri bana bakmaya cüret edemezdi diye düşündü bir anlığına. Daha sonrasında işe başını iki yana sallamış ve adımlarını hızlandırmıştı. Her zaman yanında abini bulamazsın, bulamayacaksın. Burada, bu koca okulda yalnızsın işte, kabul et. Yanından geçtiği insanların onun hakkında fısıldadıklarını duyabiliyordu.

Duyuru panosunun önüne geldiğinde hızlıca gözlerini asılı kağıtlarda gezdirmiş ve sınıfını öğrenmişti. Buraya kadar sorun yoktu. Her şey ona göre yolunda ilerliyordu. Her ne kadar güne normal bir başlangıç yapmış olmasa da, geriye kalanında iyi vakit geçireceğini umuyordu.

Ama yanılmıştı. Sınıfa girdiği an yine benzer bakışlara maruz kalmıştı. Kızlar şaşkınlıkla onu süzerken, erkekler ise yüzlerine yerleştirdikleri pis gülümsemeleriyle Taehyung'u süzmüşler ve aralarında konuşmaya devam etmişlerdi.

Neden insanlarla arkadaş olmadığını bir kez daha düşündü Taehyung. Bir arkadaşa ihtiyacım yok... diye geçirdi içinden. Yüzüme gülüp arkamdan konuşacak insanlara arkadaşım demek istemiyorum. Onlar olmadan daha iyiyim.

Şanslı olduğunu düşünüyordu çünkü kimse yanına gelmek gibi bir hataya düşmemişti. Bu sınıfa nasıl alışacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Lisenin hayal ettiğinden daha farklı bir yer olarak karşına çıkması onu biraz üzmüş olabilirdi ama yine de mutlu olması için bir sebebi vardı. Ne zaman isterse abisini görebilecekti. Uzaktan görecek olması bile ona yeterdi. Tabii bu sırada bir Hye Jin faktörünün var olduğunu da unutmaması gerekiyordu. Jungkook onda ne buluyordu gerçekten anlamakta zorluk çekiyordu.

O kendi hayal dünyasında kaybolmuşken, içeri giren hocayı sadece konuşmaya başladığında fark edebilmişti. Bir lise öğretmenine göre oldukça genç duruyordu. Derse başlamadan önce önündeki masada duran sınıf listesini almış ve öğrencilerin simalarını aklına kazıyabilmek adına isimlerini okumaya başlamıştı. Sıra Taehyung'a gelene kadar her şey sorunsuzdu. Fakat öğretmenin onun adını okuması üzerine Taehyung oturduğu yerden kalkmış ve hafifçe eğilmişti.

Öğretmen ise gözünü kırpmadan karşısındaki çocuğa bakıyor ve bunun ne tür bir saçmalık olduğuna bir anlam vermeye çalışıyordu. Gözlüğünü masaya bırakmış ve oturduğu sandalyesinden kalkıp öğrencisinin yanına gitmişti.

Sınıftaki sessizlik fazlasıyla ürkütücüydü. Pekala, diğerleri ne düşünüyordu bilmiyordu ama Taehyung için aşırı gergin bir ortamdı. Acaba yanlış bir şey mi yaptım diye düşünüyordu ama ağzını açıp konuşmamıştı bile. Peki bu sessizlik niyeydi ve öğretmen neden şu an tam karşısında duruyordu ?

"Jeon Taehyung sensin, öyle mi ?" Öğretmeninin sorusuyla başını hafifçe kaldırmış ve bakışlarını onun bakışlarıyla birleştirmişti. "Evet, efendim."

"Sana kimse okul kurallarından bahsetmedi mi Taehyung ? Bu kılık kıyafetin ne ?" Taehyung istemsizce ürpermişti. Karşısındaki adam her ne kadar sakin bir ses tonuyla konuşuyor olsa da sözlerinin devamında gelecekleri tahmin etmesi pek zor değildi ve açıkçası korkuyordu. "B-Ben..."

Dare For More | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin