Junmyeon sabah gözlerini açtığında gördüğü en güzel rüyadan uyandığını düşünüyordu. Kollarının arasında çırılçıplak uyuyan Yixing'i görünce rüya değil de gerçek olduğunu anladı. Çığlık atmamak için elini ağzına bastırıp kendini zorlukla durdurdu.
Yixing'i uyandırmamak için fazla hareket etmemeye çalışıyordu. Elini yüzüne götürüp hafifçe yanağını okşadı. Alnına düşen saçlarını geri itip küçük bir öpücük bıraktı. Sonra geri çekilip yüzünde bir gülümsemeyle sevgilisini izlemeye başladı.
Yarım saat kadar sonra Yixing uyandığında kendini izleyen Junmyeon'la göz göze geldi. Dün gece yaşananları hatırlayınca utanarak arkasını dönüp Junmyeon'dan uzaklaştı.
Junmyeon onu kendisine çekip sıkıca sarıldı. Yixing arkasında hissettiği kabarıklıkla panikleyip kollarından kurtulmaya çalıştı ama başaramadı. Junmyeon Yixing'in kulağına eğilerek fısıldadı.
"Günaydın sevgilim."
Junmyeon kulağından boynuna inip öpmeye başlarken elleri de Yixing'in belini okşamaya başladı. Ellerinin gevşemesini fırsat bilen Yixing hızla yataktan çıktı. Çıplak olduğunu fark edince utanarak örtünmek için bir şeyler aramaya başladı. Junmyeon keyifle arkasına yaşlanmış onu izliyordu. Halini görünce şakayla sitem etti.
"Yahh Yixing utanma artık benden."
"Kes sesini Jun. Ben banyoya gidiyorum. Sakın peşimden gelme."
Yixing hızla banyoya girip kapıyı kaparken Junmyeon yataktan fırlayıp arkasından bağırdı.
"Asla olmaz. Sakın kapıyı kilitleme Xing. Gerekirse kırar yine de girerim."
Yixing kapıyı açıp başını uzattı. En masum halini takınmış dudaklarını büzerek yüzüne baktı. Junmyeon onun halini görünce dayanamayıp ısrar etmedi.
"Tamam gelmiyorum. Rahatça yıkan sen."
Yixing gülümseyerek içeri girdi. Bir kaç saniye sonra yeniden kapıyı açtı. Junmyeon'un arkası dönüktü ve onu görmedi. Tekrar içeri girerken ona seslendi.
"Ben vazgeçmeden gel istersen Jun."
Junmyeon hızla yerinden kalkıp banyoya doğru koşarken bir yandan da dua ediyordu.
"Tanrım ben tam olarak nasıl bir sevap işledim de beni yaşadıklarımla kutsuyorsun."
Banyoya girdiğinde Yixing çoktan suyu açmıştı. Hemen yanına girdi. Duş kabini oldukça küçüktü bu nedenle dip dibeydiler.
Yixing şampuanı eline alıp Junmyeon'a uzattı. Jun şampuandan eline biraz sıkıp yerine koydu. Yixing tekrar uzanacağı zaman ellerini saçlarına götürüp onu durdurdu.
"Bırak ben yapayım."
Yixing'in gözünün içine bakarak sessizce izin istedi. Yixing gülümsemesine engel olamazken sesini çıkarmadı. Sonuçta bu uzun zamandır hayaliydi ve Yixing bugün ne istiyorsa yapmasına izin verecekti.
Junmyeon önce saçlarını sonra da vücutlarını yıkadı. Eli Yixing'in vücudunda gezinirken gülümsemesine engel olamıyordu. Yixing'in de halinden şikayetçi olduğu söylenemezdi. Junmyeon durulanmaları için suyu açtığında Yixing eğilip Junmyeon'un omuzunu ısırdı. Junmyeon ne olduğunu anlamaya çalışırken Yixing üzerine gelip dudaklarına yapıştı. Junmyeon da hemen ona karşılık verdi.
Yavaşça öpüşmeye başladılar. Sonra öpücükleri hızla alevlendi. Yixing'in sırtı soğuk duvarla temas edene kadar geriye doğru hareket etti. Duvardan süzülen soğukluk tüm vücuduna yayılırken, boğazından bir iniltinin çıkıp dudaklarından kaçmasına engel olamadı. Junmyeon arsızca güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK VE NEFRET (SULAY)
FanfictionYixing ve Junmyeon birlikte büyümüşlerdi. Sadece birkaç ay arayla doğmuş ve bir daha hiç ayrılmamışlardı. Birbirlerinin hayatının her anında vardılar. Birbirlerinin hem en büyük gücü, hem de en büyük zaafı olmuşlardı. Okulda herkes onlardan çekinir...