Bölüm 1

431 31 101
                                    


Yixing tam bir yıl sonra yine aynı yerdeydi. Bir yıl önce yaşanılanları düşününce bu bile bir mucize sayılırdı. Okulu severdi. Arkadaşları, öğretmenleri tarafından sevilirdi. Dersleri de fena sayılmazdı. Sonra bir noktada ip kopmuş asla yapmaması gereken bir şey yapmıştı.

Evden uzakta geçirdiği bu bir yılda düşünmek için çok vakti olmuştu. Ama ona karşı duyduğu öfkede değişen bir şey yoktu. Aksine daha da kızgındı. O burada ailesiyle, arkadaşlarıyla kalırken o başka bir ülkede yapayalnız kalmıştı. Gençliğinin en güzel günlerinden kocaman bir yıl çalmıştı. Herşeyi o başlatmış cezasını kendisi çekmişti.

Yixing'i okul bahçesinde görenler aralarında fısıldaşmaya başlamışlardı bile. Çok geçmeden onun da döndüğünden haberi olurdu. Şimdi yapması gereken tek şey sakin olmak, sabırla suçunu kendi ağzıyla itiraf etmesini sağlamaktı. Buraya dönmesinin tek nedeni bu değil miydi? Ne kadar sürerse sürsün beklerdi.

"Laaaaay"

Duyduğu sesle daldığı derin düşüncelerden sıyrıldı. Jongdae koşarak ona doğru geliyordu. Onu gördüğü gibi yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı. Manyak aynı zamanda varlığını bütün okula duyurmasa olmazdı. 

Yanına geldiği gibi boynuna atladı. "Yüzüne hasret kaldık be dostum. Nihayet döndün." Yixing daha ona cevap veremeden omzunda hissettiği elle arkasını döndü.

"Dönmüşsün." 

"Evet Baekhyun gördüğünüz gibi döndüm." dedi.

Gülerek birbirlerine sarıldılar. O sırada koşarak kendilerine doğru gelen Minseok'u gördü. Jun'dan sonra en yakın arkadaşı oydu. Gerçi mevcut durum düşünülünce artık en yakın arkadaşı oydu.

"Dostum sonunda" diyerek o da sarıldı. Ardından da ekledi. "Ne diye burada dikiliyorsunuz. Hadi sınıfa gidelim. Hasretinizi orda giderirsiniz."

 "Haklısın. Hadi gidelim." dedi Yixing ve dördü birlikte okula girdiler.

......

Sehun bir hışımla sınıfa daldı. Şöyle bi etrafa bakınıp aradıklarını bulunca koşarak yanlarına gitti.

"Suho duydun mu? O dönmüş."

Junmyeon dönüp Sehun'a baktı. Bu kadar heyecanlanmasını sağlayacak tek kişi vardı. Ama o yine de duymak istedi. Gerçekten dönmüş olabilir miydi?

"Kim dönmüş?"

"O diyorum, o dönmüş."

"O kim Sehun!"

"Ya Jun adını duyunca sinirleniyorsun ya işte o dönmüş. Yixing dönmüş."

Sehun'un bıraktığı bombadan sonra telefonlarıyla uğraşan ikili kafalarını kaldırıp Junmyeon'a baktılar. Sehun, Chanyeol ve Jongin merakla ne diyeceğini bekliyorlardı.

"İyi." dedi. Şaşkın yüzler bu kadar mı der gibi bakıyorlardı.

"Ne dememi bekliyordunuz ki umurumda değil." İşte bu kocaman bir yalandı.

"Lan kara köpek neredesin!" diye bağıran Kyungsoo'nun sesiyle soran bakışlardan kurtuldu.

Chanyeol endişeyle "Yine ne yaptın Jongin?" diye sordu.

Jongin "İnanın hiçbir fikrim yok ama bu beni yakalamadan ben kaçar beyler." dediği gibi sınıftan fırladı.

"Beni bekle, ben de geliyorum. Sen ne halt yesen beni de suç ortağın belledi. Durduk yere dayak yiyemem." Sehun da bağırarak Jongin'in ardından koşarak çıktı.

Chanyeol da hemen ayağa kalktı ve "Lan beni de bekleyin. Ben de geliyorum" diye bağırdı.

Junmyeon Chanyeol'u tutup, gülerek sordu. "Sen ne diye kaçıyorsun?"

"Ya Jun bilmiyor musun. Sinirlenince nefes alsam batıyor manyağa. Bu ikisini bulamayınca kesin beni döver." diyen Chanyeol da kaçan ikilinin peşinden gitti.

Koşarak kaçan üçlünün arkasından sınıfa giren Minho Junmyeon'a "Bu manyaklar nereye koşuyor böyle." diye sordu.

"Kyungsoo'dan kaçıyorlar." dedi.

"Hiç utanma da yok bunlarda. Dev gibi adamlar bi yerden bitmeden kaçıyorlar."

Kyungsoo sınıfa girerken Junmyeon Minho'ya göz kırptı ve "Yüzüne de söylemek ister misin?" diye sordu. Minho sesini çıkarmayıp göz devirmekle yetindi.

Jun gelip yanına oturan Kyungsoo'ya "Jongin yine ne yaptı?" diye sordu

Kyungsoo gülerek "Hiçbir şey yapmadı." dedi. Jun şaşkınca bakarken ekledi. "Defolup gitsinler de başımı şişirmesinler diye bilerek yaptım."

Minho "Senden korkulur valla." deyip yanlarından kalkıp sırasına gitti.

İkisi yalnız kalınca Soo "Yixing dönmüş Suho. Yine bizim sınıfa vermezler herhalde." dedi.

Junmyeon onun tepkisini merak ettiğini biliyordu. Umursamaz tavrını devam ettirerek "Aramızda yaşananları bu okulda bilmeyen yok. Vermezler merak etme." dedi.

Kyungsoo "Aranızda yaşananlardan kastettiğin okulun bahçesinde seni bıçakladığı ise evet onu bilmeyen yok. Ama bunu neden yaptığını ise bir sen, bir de o biliyor." dedi.

Jun sıraya yaslanarak "Doğru. Bilmeniz de gerekmiyor." dedi.

Soo "Minseok biliyor mu?" diye sordu. Jun hayır anlamında başını salladı.

"Bildiğini düşünmüştüm. Senin öz kuzenin ama seninle konuşmuyor. Yixing'in tarafını tutuyor. Eskiden hep birlikte gezerdiniz. Şimdi birbirinize selam bile vermiyorsunuz. Biliyorsun şimdiye kadar hiç sormadım. Sen günü gelince anlatırsın diye bekledim. Meraklı biri gibi görünmek istemem dostum ama gerçekten ne oldu da bu hale geldiniz"

"Soo öncelikle ben Min'le konuşmuyor değilim o benimle konuşmuyor. İstersen git ona sor nedenini. Diğer meseleye gelince gerçekten bilmeniz gerekmiyor. Güven bana. Önemsiz bir mesele gereğinden fazla büyüdü. Hepsi bu."

"Peki." dedi Kyungsoo. "Öyle diyorsan öyle olsun." Şimdilik peşini bırakmış gibi davranmaya karar verdi. Ama en kısa sürede diğerleriyle de konuşup neler olduğunu öğrenecekti.

Onlar konuşmayı bitirdikten sonra sınıfa giren nöbetçi öğrenci "Junmyeon hyung müdür seni odasına çağırıyor." dedi.

Junmyeon ayağa kalktı. "Ben gideyim müdürün okulumda yeni bir olay istemiyorumunu dinleyip geleyim Soo. Sen bunları kafana takma." dedi.

Junmyeon sınıftan çıkıp doğruca müdürün odasına gitti. Kapıyı çalıp içeri girdi. Yixing'in de odada olmasını beklemiyordu. Yaşadığı anlık şoktan hemen kurtuldu ve "Müdür bey beni çağırmışsınız" dedi.

Müdür "İkinizle de aynı anda konuşmak istedim. Daha doğrusu ikinizi de uyarmak istedim. Geçen yıl yaşanan olaya benzer bir şeyin tekrar yaşanmasını istemiyorum." dedi.

Tam Junmyeon cevap verecekti ki Yixing "Tekrarı olmayacak." dedi.

Uzun zaman sonra özlediği sesi yeniden duymak, onunla yeniden yan yana olmak Junmyeon'u bir an için afallatsa da hemen kendine geldi. Sonra da "Evet. Şüpheniz olmasın. Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak" diye ekledi.

Müdür "Güzel. Umarım dediğiniz gibi olur. Gözüm üzerinizde olacak. Şimdilik sınıflarınıza gidebilirsiniz" dedi.

Birlikte müdürün odasından çıktılar. Sınıflarına giderken Jun dönüp Yixing'e baktı. Eskiden hep gülerdi. Şimdiyse yüzünde sert bir ifade vardı. Bir şey söylemek istedi. Tam ağzını açmak üzereydi ki Yixing kafasını çevirip öfkeyle yüzüne baktı. Jun vazgeçti. Hızla sınıfına ilerleyip kapıyı çalıp içeri girdi.

........

Merhaba. Kısaca belirtmek isterim ki ilk kez bir fic yazıyorum. Ayrıca çok uzun zamandır hikaye yazmamıştım. Bir hayli paslanmışım. Umarım hikayemi okur ve beğenirsiniz. Eleştiri ve beğenilerinizi belirtirseniz sevinirim.


AŞK VE NEFRET (SULAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin