Bölüm 12

205 30 94
                                    


Junmyeon bir haftadır okula gelmiyordu. Ayağının durumunu abartmış ailesini evde kalmaya ikna etmeyi başarmıştı. Yixing'le hastanede olanlardan bu yana konuşmamıştı. Tüm aramalarını ya da mesajlarını görmezden gelmişti. Amacı Yixing'i kudurtmak mümkün olursa da bir parça vicdan azabı yaşatmaktı.

Minseok'la birlikte sınıfa sohbet ederek girdi. Oldukça neşeli görünüyordu. Yixing'in yanına oturup gülümseyerek günaydın dedi. Sonra da diğerleriyle konuşmaya başladı. Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.

Yixing bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunun farkındaydı. Junmyeon'un ona karşılık vereceğine emindi ama bunu okulda yapacağını düşünmüyordu. Bir kez daha birine yakalanmayı göze almazdı. Hem de okuldan birine. O da rahat bir şekilde sohbete katıldı.

Yixing sözde kız arkadaşının sınıfa girip yanına geldiğini farketmemişti. O sırada kapıya arkası dönüktü ve arka sırada oturan Sehun'la sohbet ediyordu. Sehun başıyla arkasını işaret edince önüne döndü.

"Yixing oppa biraz konuşabilir miyiz?"

"Burada söyleyebilirsin. Ders başlamak üzere çıkamaz."

Junmyeon söze karışınca kız rahatsız olsa da Yixing'in itiraz etmediğini görünce sesini alçaltıp devam etti.

"Ben sadece hafta sonu neden gelmediğini soracaktım. Seni aradım ama telefonlarıma dönmedin. Bir haftadır da beni görmezden geliyorsun. Ben yanlış bir şey mi yaptım."

Yixing kıza cevap vermek üzereydi ki Junmyeon kolundan tuttu.

"İzin ver bunu ben açıklayım Yixing. Ne de olsa benim yüzümden gidemedin."

Sonra da Yixing'in cevap vermesine fırsat vermeden devam etti.

"Yixing'in seninle buluşacağı gün onu görmeye gitmiştim ve merdivenlerden düştüm. O da beni hastaneye götürmeye mecbur kaldı. Sonra çok önemli bir şeyim olmadığı anlaşıldı ama doktorlar bir süre gözetim altında tutmak istediler. Yixing de benimle kaldı."

Bitirdiğinde Yixing oldukça şaşırmıştı. Junmyeon'un pek hayırlı bir şey söylemeyeceğini düşünüyordu. Rahatlamış bir şekilde gülümseyerek sırasında geri yaslanırken Jun devam etti.

"Aslında ben ona gitmesini söyledim ama beni dinlemedi. Dedi ki etrafında aynısından bin tane olan bir sürtük için en yakın arkadaşını hastane köşelerinde yalnız bırakmazmış."

Yixing bunu beklemiyordu. Junmyeon'un sırıtışı yüzüne yayılırken şokla ona baktı.

"Ne bakıyorsun Lay yalan mı söyleseydim zavallı kıza."

Kız bağırırken ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

"Bana senin pisliğin teki olduğu söylediklerinde inanmamıştım. Belli ki haklılarmış."

"Yixing'e pislik mi diyorlarmış. Kimmiş onlar? İsimlerini ver de sonra bir ara tanışayım."

"Kes şunu Suho."

Yixing ayağa kalktı kızın kolunu tutup dışarı sürükledi. Junmyeon'un yüzündeki ifade soğukluğunu koruyordu. Arkadaşları neden yaptığını sorsalar da onlara sadece bir omuz silkmeyle cevap vermişti. Diğerleri sormayı bırakıp kendi işlerine dönerken Minseok gelip yanına oturdu.

"Kızla ilgili bildiğin bir şey varsa söyle de sonra benimki gibi bir yanlış anlaşılma olmasın."

"Ben bunu hep yapıyorum değil mi Min? Bir şeyleri konuşarak çözmek yerine saçma sapan yollarla çözmeye çalışıyorum. Hep elime yüzüme bulaştırıyorum. Hazır yeri gelmişken senden de özür dilerim. Yixing'le de aynı hatayı tekrar etmeyeceğim merak etme."

AŞK VE NEFRET (SULAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin