⚜2. KANIT

125 14 0
                                    

KAİMA / HÜKÜMDAR

2.BÖLÜM / KANIT

"Baba, denizkızları gerçek midir?" Yorganımın altında ayaklarımı birbirine sürterken cevap bekleyen gözlerimi babama çevirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Baba, denizkızları gerçek midir?" Yorganımın altında ayaklarımı birbirine sürterken cevap bekleyen gözlerimi babama çevirdim. Yanıma boylu boyunca uzanmış elindeki hikâye kitabımın sayfalarını çeviriyordu.

Elindeki kitap bütün kitaplarımın arasında en sevdiğimdi. Küçük Deniz Kızı Hikâyesi.

Başını iki yana sallarken üzgün olduğumda sık sık yaptığım gibi alt dudağını sarkıtmaya başladı. Babaannem babamın bunu yapmasına sinir olur, koca adamı en sonunda kendine benzettin küçük sıpa derdi.

"Hayır güzelim, denizkızları gerçek değildir, sadece masallarda olurlar." Neden diye sormak istedim. Ben yüzmeyi çok severdim, onlar gerçek olsaydı her yüzmeye gittiğimde beraber nefesimizi tutma yarışmaları yapabilirdik. Denizkızı bebeklerimle oynayabilirlerdi. Neden gerçek değillerdi ki?

Keşke gerçek olsalardı.

💧

Eğer küçükken keşke dediğim şeylerin bir gün başıma geleceğini bilseydim, bu sefer tek keşkem o zamanlara dönerek diyeceğim şeylere mani olmak olurdu. Çünkü keşke dediğim şeylere ne kadar dikkat etmem gerektiğini yeni fark ediyordum.

Göz kapaklarım titreyerek açıldığında nerede olduğumu bile anlayamadan korkuyla yattığım yerden doğrularak geriye doğru gittim. Sırtım yatak başlığına yaslandığında bacaklarımı kendime çekerek kollarımı etrafına sardım. Korkuyordum, evime gitmek istiyordum.

Ahşap kapı yavaşça aralandığında önce sarı saçları gördüm. Gözleri odanın içerisinde dolaşıp üzerimde durduğunda biçimli kaşları hızla çatıldı. "Asmina?" Kapıyı geçebileceği kadar aralayıp içeriye girdiğinde bacaklarımı biraz daha kendime çekip oturduğum yerde küçülmeye çalıştım.

Küçüle küçüle, yok olabilir miydim?

Bakışlarım gözlerine değmeden bacaklarına ulaştığında dudaklarım arasından şaşkın bir nida döküldü. O suyun içerisinde bacaklarının tıpkı denizkızlarının bacağı gibi olduğuna yemin edebilirdim. Ama şu an sıradan bir insandan farkı yoktu.

"Yaklaşma bana!" Benden çıktığına emin olamadığım ses tonuyla kaşlarımı çatarak acıyan boğazımla iki kez öksürdüm. "Hasta olacaksın, lütfen çorbanı iç." O an elinde tuttuğu gümüş tepsiyi yeni fark ediyordum. Tepsinin içinde beyaz bir kâse vardı ve üzerinde dumanı tütüyordu. Karnım, aç olduğunu hatırlatırcasına guruldayarak kasılmaya başladığında sol elimi karnımın üzerine bastırdım.

Bana doğru bir adım attığında istemsizce bedenimi yatakta kaydırdım. Bu hareketim gözünden kaçmamıştı. "Benden korkmana gerek yok Asmina, sana zarar vermem."

KAİMA | HÜKÜMDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin