soul in the house ➳​ wheein + jaebeom ✓

2

Jaebeom mutfakta pişirdiği bifteği tavada çevirirken bir yandan Jinyoung'a laf vermeye başlamıştı. Jaebeom'un böyle eskiden ölmüş bir kadının evinde yaşıyor olması Jinyoung için tuhaf ve ürpertici olsa da Jaebeom'un umrunda bile değildi. Başını herhangi bir çatının altına sokması bile yeterdi.

Jinyoung birkaç kadeh içki doldurup masaya getirdikten sonra Jaebeom'un hazırladığı yemeğin yanına bırakıp masaya oturdu her ikisi de.

Sessiz oluşan sohbeti Jinyoung açmayı tercih etti.

"Korkmayacak mısın tek basına evde?"

Jaebeom kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.

"Neden? Korkmam mı lazım? Beş yaşında annesini arayan bir çocuk değilim ben yani Jinyoung yani. Kafamı yastığa koyacağım gözüm kapanacak bu."

"Olsun. Sonuçta burada birisi ölmüştü. Senin olduğun odada yaşadı oda. Falan yani korkarsın normal bu."

Jaebeom bıçağını Jinyoung'un tabağını göstererek yemek yemesini işaret ederek konuyu geçiştirdi.

Saat ilerlemeye başladığı sırada Jaebeom'un yerleşmesi tam olarak bitmişti Jinyoung'un yardımı ile. Jinyoung'un evde Jaebeom'u tek bırakmak istemese de Yugyeom'un araması ile gitmek zorunda kalmıştı.

Jaebeom evde tek başına kaldığı zaman yatağına yatarak 'Hayat sonunda' diye bir iç çekti. Kolundaki saate baktıktan saatin geç olduğunu ve zihninin de yorulmasıyla uyumaya karar vermişti. Lakin öncesinde duşa girmek için banyonun yolunu tuttu.

Duş jeli ve şampuanı bulamayıp giyinme odasına bakmaya karar verdi. Jinyoung yanlışlıkla oraya koymuş olabilir diye.

Giyinme odasına geldiği zaman alt çekmeceyi açtığında kutunun içinde aramaya başlarken banyo tarafında sesler duymaya başladı.

Yere bir bardak atılmış gibi bir kırık sesi...