9

95 20 4
                                    

Jaebeom az önce duyduklarının gerçek olup olmadığını anlayamamış kafasını iki yana sallayarak ellerini yüzüne vuruyordu. Şuan gördüğü şeyin ya rüya yada aptalca bir hayal olarak düşünüyordu.

Ta ki Wheein, Jaebeom'un yüzündeki elleri tutana kadar. Jaebeom hala gözleri kocaman bir çift göz ile Wheein'e bakıyordu.

Hafif bir gülümseme ile Jaebeom'a bakıyordu ama sadece Wheein.

"Bak ellerini tutuyorum, sana gülümsüyorum benim Jaebeom-ah Wheein."

Jaebeom'un kalbi yerinden çıkmak üzere iken Wheein, Jaebeom'a sıkıca sarılmıştı. O an Jaebeom'un kalbi bitmişti. Son bir haftadır düşündüğü ölü olarak düşündüğü kişi şuan karşısındaydı. Tam da şuan ona sarılıyordu.

Jaebeom, Wheein'in omzundan tutarak tam önünde ona bakıyordu. Ayrıt etmeye çalışıyordu. Gerçek ile hayal arasında yaşıyormuş gibiydi sadece.

Wheein ona gülümseyerek bakmaya devam ederken Jaebeom'un alnından yerler dökülmeye başlamıştı. Wheein bunu fark edip bir elini Jaebeom'un alnına koydu.

Wheein hafifçe kaşlarını çattı.

"Gerçek olmadığımı düşünüyorsun hala galiba. Peki kanıtlarım bende."

Wheein yavaşça Jaebeom'un dudaklarına doğru ilerleyip ufak bir öpücük bırakmıştı dudaklarına.

soul in the house ➳​ wheein + jaebeom ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin