10

96 20 2
                                    

Jaebeom sabaha doğru gözlerini güneşe bakarak uyumuştu zorla. Daha yeni yeni uykuya daldığı anlar da kapısının açılması ile irkildi. Gelen kişinin kim olduğunu az bucak tahmin ediyordu.

Yatak odasının kapısı açıldıktan sonra yatağında kapıya doğru dönerek ağzının içine konuşmaya başladı.

"Jackson çok erken bir vakit değil mi? Kargalar bokunu yemedi daha."

Jackson, Jaebeom'un yanına oturup üstündeki yorganı kaldırdı. Jaebeom yorgunu tekrar üstüne çekmeye çalışırken Jackson yorganı aşağı atıp Jaebeom'a gülümsedi.

"Uyan lan hadi! Saat öğlen oldu hala yatıyorsun!"

Jaebeom yatakta yatmaya devam ederken tavana bakarak cevap verdi.

"Gece uyumadım ki."

Jackson yerdeki battaniye'yi kaldırırken cevap verdi.

"Niye?"

"Wheein geldi."

Jackson kaşlarını hafifçe çatarak gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Wheein kim?"

Jaebeom doğruldu ve yüzünde bir gülümseme oluşturarak konuşmaya başladı.

"Hani vardı ya bu evde intihar eden kız. O aslında ölmedi. Dün akşam yanıma geldi. Ellerimi tuttu..." diyip Jackson'a ellerini göster. "...ben inanmayınca yanaklarımdan tutup öptü beni."

Jackson'ın yüzündeki gülümseme solmuş onun yerine endişeli bir yüz gelmişti. Arkadaşının yüzündeki gülümsemeden korkuyor anlattıkları sadece daha çok şaşırmasına neden oluyordu.

Jaebeom anlatmaya devam ederken Jackson ayağa kalkıp mutfağa doğru gitti. Telefonu alıp Jinyoung'u aradı. Arkadan Jaebeom'un duymaması için bakarken telefonu açan Jinyoung'la konuşmaya başladı.

"Jinyoung... Jaebeom kafayı yemiş halde. Yardım etmemiz lazım."


soul in the house ➳​ wheein + jaebeom ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin