5.Bölüm : VMK

51 18 14
                                        

Duyduğum cümlenin şaşkınlığı ile ne söyleyeceğimi bile bilmiyordum. Hemen Gece'nin elini tuttum ve geriye adımlar attım.

"Kimsiniz siz?!"

"Bizden ne istiyorsunuz?!"

Adam bana doğru gelmeye başladı o an ve hemen adımlarımı hızlandırdım.

"Esin sakin ol." Sakin olmak mı? Aptal mı bu adam? Hiç tanımadığım insanlar ile birlikteyim ama onlar beni tanıyor. Gerçekten şuan nasıl sakin olabilirim?

"Bizi geri götürün! Sizi tanımıyorum bile! Kimsiniz siz!" Gece'nin elini daha sıkı tutup iyice kendime çektim. Karşımda ki adam bana cevap verecekti ki mavi gözlü adam araya girdi.

"Esin, evet şuan bizi tanımıyorsun ve bize güvenmiyorsun biliyorum. Seni nereden tanıdığımızı sorguluyorsun. İnan bana tek tanıdığımız kişi sen değilsin eğer içeri gelirsen kendi gözlerin ile görebilirsin. Biz VMK ekibiyiz yani Virüsle Mücadele Kurumu. Şuan bize güvenmekten başka şansın yok. Evin çok uzakta ve güvende değil. Ama burası kanlıların olmadığı güvenli bir yer. İçeri girecek misin girmeyecek misin? "

Ne yapacağımı bilememenin belirsizliği ile etrafımdaki insanları incelemeye başladım. Hepsi çok şık kıyafetler giymiş adamlardı. Ve çok ciddi görünüyorlardı. Gece'nin elimi sıktığını hissettim, ona baktım.

"Anne, eve gitmeyelim, içeri girelim, lütfen."

Gece'nin gözlerine baktım, çok yorgun görünüyordu gözleri. Derin nefes alıp mavi gözlü adama döndüm.

"Tamam."

Mavi gözlü adam gülümsedi ve diğer adamlara içeri girmelerini işaret etti.

"Beni takip et Esin, tamam mı?"

"Tamam demekten başka şansım var mı?"

"Daha sonrasında burada olduğun için bize teşekkür edeceksin."

O yürüdü, Gece ve ben onu takip ettik. İçeri girdiğim an şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Burası sıcacık ve kocaman bir yerdi. Her yerde oda var. Kaç kat olduğu hakkında hiç bir fikrim yok.

"Burası kocaman!"

Gece'ye baktım hemen sessiz olmasını işaret ettim. Gece bana baktı ve tamam der gibi başını salladı. Etrafı incelemeye başladım. Yüksek bir binadayız. Çok fazla oda var. Ne işe yarıyor bu odalar? Hala kimsenin adını bile bilmiyorum. Odaların birinin yanından geçerken kapısının açık olduğunu gördüm. İçeride bir tek başına oturan bir kadın vardı. Mavi gözlü adama seslendim.

"O kadın kim?" Odaya baktı ve bana döndü.

"Senin gibi biri."

"Ne? Ne demek istiyorsun?"

"Burada senin gibi bir çok kişi var Esin. Kadınlar, adamlar ve çocuklar."

"Yani gerçekten yalnız değil miyim?"

"Tabi ki yalnız değilsin."

"Peki ama neden buradayız? Bizim diğerlerinden farkımız ne? Bizi özel yapan ne? Burada ne yapacağız?"

"Esin farkında mısın bilmiyorum ama bazen çok soru soruyorsun."

"Sence bu kadar soru sormada haklı değil miyim? Adını bile bilmiyorum."

"Yağız."

"Ne?"

"Adım yağız. Artık bana güvenecek misin?"

Cevap vermedim.
Mavi gözlü adam yani Yağız'ın kendi kendine güldüğünü fark ettim o an ama umurumda değildi. Buraya gelmemin tek sebebi kanlılardı. Eğer evimi basmasalardı asla onun ile buraya gelmezdim. Daha sonra kimse konuşmadı. Gece ile birlikte Yağız'ın peşinden gittik. 5. kata çıktıktan sonra Yağız durdu ve bize döndü.

"Burası odanızın olduğu kat. Sağdaki 8. oda."

Bir şey dememe izin vermeden tekrar yürümeye başladı. Bende bu yüzden hiçbir şey demedim ve nihayet odamın önüne geldik. Yağız kapıyı açtı ve içeri girdi. Gece ile birlikte bende içeri girdim. Burası gerçekten harikaydı. Her şey benim zevkime göre ayarlanmıştı. Sanki beni tanıyan biri burayı hazırlamış gibiydi. Ben odayı incelerken Yağız bize döndü.

"Yatak iki kişilik ama eğer Gece farklı bir yatakta uyumak isterse bunu ayarlayabilirim. Banyo burada, oldukça geniş. Gece için bir sürü oyuncak var ve minik buzdolabınız tamamen dolu. Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa yatağın yanındaki tuşa basmanız yeterli. Görevliler hemen sizinle ilgilenecektir. Bu gece iyi uyuyun ve dinlenin. Yarın birkaç test yapılacak. Sadece güvenlik için yani önemli bir şey değil. Burada güvendesiniz."

Her şey o kadar hızlı oluyordu ki ne olduğunu bile anlayamıyordum. Yağız'ın söylediği her şey lüks bir otelde tatil yapmaya gelmişim gibi hissettiriyordu. Anlamsızca Yağız'ın yüzüne bakıyordum.

"Sormak istediğin bir şey var mı?"
"Aslında... Hayır."

"Tamam o zaman."
Yağız arkasını döndü ve yürümeye başladı.

"Yağız, teşekkür ederim."

"Neden?"

"Hayatımı kurtardığın için..."

Yağız hafifçe gülümseyerek bana baktı.
"İyi geceler."

İşte bu kadar. Tekrar benim konuşmamı beklemedi ve gitti odadan. Derin bir nefes aldım ve her hangi bir ihtimale karşı kapıyı kilitleyip yatağa oturdum. Gece'ye baktım. Arabada uyumasına rağmen uykulu görünüyordu, zaten onun uyuma saatini çoktan geçmiştik.

"Hadi uyuyalım artık güzel kızım. Yarın yeni ve güzel bir gün olucak."

Gece yanıma geldi ve yatağa girdi. Bende ona sarıldım ve saçlarını okşayarak onun uyumasını bekledim. O uyuyana kadar onu izlemek beni huzurlu hissettiriyor. Gece'nin uykuya dalması çok uzun sürmedi. Derin bir nefes aldım ve cama baktım. Kar yağıyordu. Tekrar fırtına başlayacak gibi görünüyordu. Uzun süredir hava böyle. Kar yağışını izlerken gözlerim istemsizce kapanmaya başladı. Gözlerimle savaşmak yerine Gece'ye döndüm ve ona sarıldım.

Tüm bunlar ne? Neler oluyor? Neden buradayız? Burası neresi? Ben bunları düşünürken gözlerim tamamen kapandı. Her ne olursa olsun güvende hissederek uyudum uzun zaman sonra. Yarından itibaren her şeyin güzel geçeceğini düşündüm. Yarının kanlarla dolu bir gün olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti...

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin