10.Bölüm : Narkoz

57 9 22
                                        

18 Ocak 2021. Aldığım karar ile başladığım yeni hayatın ilk günü. Bilinmezliklerle dolu yeni bir hayat. Bu işin sonunda iyi ki mi diyeceğim yoksa keşke mi? Bilmiyorum ve sanırım uzun bir süre bilemiyeceğim.

Önümde Yağız, yanımda Gece var. Yağız'ın peşinden gidiyoruz. Nereye gidiyoruz bilmiyorum. Yağız kahvaltıdan önce test yaptırmanız lazım dedi, bu yüzden şimdi o önde biz arkada yürüyoruz. Dün sadece yemek zamanlarında odadan çıktık. Asya, Sena ve Alp ile aynı masadaydık hep. Yağız'ı ise dünkü konuşmadan sonra bu sabaha kadar hiç görmedim.

"Geldik, bu oda."

Başımı çevirip odanın kapısına baktım. "D-128" yazılıydı tabelasında. Kaşlarımı çatıp Yağız'a döndüm.

"Bu tabelaların bir anlamı var mı? Yani bu harf ve bu rakamlar.."

"Bu binada çok fazla oda var, birine bir odadan bahsedeceğimiz zamanlar için tüm odalara sırayla rakam ve harfler verildi. Önemli değiller yani, hadi içeri girin şimdi."

Yağız cümlesini bitirdiği gibi içeri girmemiz için bize kapıyı açtı. Kalbimin atış hızı artmaya başladı, kapının açılmasıyla korku ve heyecan kapladı her yerimi. Gece'nin elini tutup içeri girdim ağır adımlarla. Gözüme ilk çarpan ise içeride yan yana duran iki adet sedye oldu. Sedyelere anlam veremeyerek odayı incelemeye devam ettim. Bir kaç doktor, raflarda dizili olan ilaçlar, sedyelerin yanında hazır bekleyen serumlar, kan tüpleri, iğneler...

"Hoş geldin Esin, her şey hazır hadi başlayalım. Sen bu sedyeye uzan, Gece de bu sedyeye uzansın. "

Kadının cümlesine karşı sanki bilmediğim bir dilde konuşuyormuş da onu anlamıyormuşum gibi hissettim. Yüzüne baktım sadece anlamadığımı belli etmek ister gibi. O da bunu anlamış olacak ki açıklama yapmaya başladı.

"Test biraz canınızı acıtabilir, ikinizin de hiç bir şey hissetmemesi için size narkoz vereceğiz."

"Bu test... Sadece kan aldırmak gibi bir şey değil miydi?" dedim, evet cevabını vermesini umuyordum. Öyle olmadı.

"Hayır tatlım, farklı bir türde bir test olacak. Lütfen rahat ol ve kendini bize bırak."

Kendimi onlara bırakmak mı? Bu ne kadar güvenilir olabilir? Peki bunu yapmaktan başka şansım var mı? İtiraz etmek için Yağız'a döndüm, eminim onu ikna edebilirim.

"Ben narkoz istemiyorum, en fazla ne kadar canım acıyabilir ki? Yağız lütfen narkoz verilmesin bana, Gece dayanamaz belki ama ben dayanabilirim."

"Üzgünüm ama narkoz verilmek zorunda. Şöyle düşün, narkoz verilmeden bir ameliyat olmaz dimi?"

"Evet, ama bu bir ameliyat değil, ne olacak sanki? Bir kaç iğne acısına dayanabilirim."

"Esin, ısrar etmen bir şey değiştirmeyecek."

"Yağız dinle, size hiç karışmam, sadece Gece'yi izlerim, onu izlerken hissettiğim hiç bir acıya ses çıkarmam, lütfen narkoz vermeyin."

Yağız biten sabrıyla birlikte derin bir nefes aldı ve başını salladı. "Tamam, Esin'e narkoz verilmeyecek. Gece'ye narkoz verin."

Doktorlardan birisi ısrar edicek gibi olduğu an Yağız elini kaldırıp onu durdurdu. Başarmıştım! Yağız'ı ikna etmiştim!

Gece'yi kucağıma alıp sedyeye oturttum. Yanağını okşadım ve hafifçe gülümsedim. İçimde aldığım bu karardan dolayı pişmanlık hissi vardı. Benimle birlikte Gece'nin de denek olarak kullanılacak olmasını kabul etmiştim. İçten içe kendime kızarken Gece'nin gözünden bir damla yaş düştüğünü gördüm.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin