9. Bölüm (Beyaz Kanatlar)

214 53 19
                                    

'' Zira kızgınlık fazlasıyla gürültülü olur, kırgınlık ise sadece bir adet sessizlikten ibarettir. ''

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Bazen derdini kelimeler bile anlatamaz, bir sessizlik yorar ya ruhunu işte bu yüzden döktüğüm göz yaşlarıma mahkum kaldım. Musibet ve karanlıklar keserken yolumu, ben geçmişin esaretin de kayboldum. Belki de bu yüzden kızgınlığım kırgınlığım ve her şeye karşı olan yorgunluğum.

Bana çok sessizsin diyorlar. Sahi öyle mi gerçekten? Oysa ki ben konuşmaya değer bulamayacak kadar gürültülüyüm aslında. Canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var olup bitmeyen, geçip gitmeyen. Hıçkırarak ağlardım eskiden, şimdi ise ağlayamayacak kadar acıya alıştım.

Gidiyorum, ona daha fazla gidiyorum. Ona doğru attığım her adım kalbimi parçalıyordu, korkuyordum. Mavi gözleri kahvelerimi delip geçerken nefesimi tuttum. Bu mavi gözlere bakarak ölen ne çok insan vardır, merhamet bekleyen ne çok insan... Ama her seferinde kurbanlarına aldırış etmeden alır canlarını, eğer öleceğine karar verdiyse değiştirebileceğin hiç bir şey yoktur.

Onun babasını bile hiç acımadan öldürdüğü yer altının dilindeyken, ondan korkmamak mümkün değildi. Fakat korkum hiç bir şeyi değiştirmezdi, ruhumun katili olduğu gibi kalbimin de katili olacaktı.

Aramızda ki sessizliği ilk o bozdu.

- Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun? Neden her seferin de bana karşı direniyorsun anlamıyorum!

Dedi öleceğini bile bile yaşayacağını unuttu o an, gülümsedim.

- Neden biliyor musun? Beni görmeni sağlamak için.

Sözlerim bittiğin de yerinden kalkarak bana doru gelmeye başladı. Üzerime gelirken tedirgince yerimde gerildim, irice açılmış gözlerle onu süzüyordum. Yanıma geldiğinde arkama doğru geçerken eli koluma hafifçe dokundu. Hissettiğim nefesi tenimi yakıyordu, kokusu burnuma dolarken iç çektim. Tenimde soğuk parmaklar hissettiğimde hafifçe yutkundum. Dokunuşları boynumda durduğun da, yakıcı nefesi enseme dokundu.

- Daha sonra pişman olacağın şeyler yapıyorsun.

Sözleri bittiğinde hafifçe kafa salladım. Her aldığı nefes kurşun gibi tenime saplanıyordu. Eli tenimin altından varlığını belli eden omurgamın üzerinde yavaşça gezindi. Diğer eli uzun saçlarımı kavradığında çekecek sandım ve gözlerimi sıkıca yumdum ama öyle olmadı. Ondan beklemediğim bir şekilde yumuşaktı dokunuşları, sanki canımı acıtmak istemiyor gibiydi.

 Ondan beklemediğim bir şekilde yumuşaktı dokunuşları, sanki canımı acıtmak istemiyor gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Silinmeyen İzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin