8.Bölüm (Ölümün Kızı)

346 56 25
                                    

''Gözlerimi ne zaman kapatsam, bu karanlık adeta cennet.''

***

Yazardan;

Siyah bir adam, kırmızı şarap dolu kadehe uzandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyah bir adam, kırmızı şarap dolu kadehe uzandı. İri avucunun arasıyla yavaşça kavradı. Öfkesi o kadar büyüktü ki, kadehi tüm gücüyle sıktığını fark etmesi, uzun sürmemişti. Zira elleri arasında parçalanan keskin cam kırıkları, canını az da olsa yakmaya yetmişti. Kemikli parmaklarına batan cam parçalarını gözünü dahi kırpmadan temizlemeye başladı.

Sahibi belli olmayan bir not, yeni bir işaret. Üstelik bu sefer düşmanlar hiç de basit değildi. Ayaz kaşlarını çatıp gözlerini kıstı. Daha önce hiç bir intikamı bu kadar arzulamamıştı.

Şeffaf camdan yüzeye süzülen kendi kanına baktı. Kırmızı sıvı şahvetle, sarsıldı.

Kan...

İntikamın bedeli kandı!

Ayaz, ellerini önündeki siyah masaya dayayıp, bir kaç saniye öylece kaldı. Gözlerini yumup tekrar açtığında açık mavi irisleri korkunç bir ifadeye bürünmüştü. Nefes alış verişi hızlanırken ellerini kaldırıp, öfkeyle masanın üzerinde ne varsa yere serdi. İçinden bağırıp çağırmak öfkelenip isyan etmek geliyordu.

- Lanet olsun! Bu da ne demek oluyor Kalender?

Diye kükredi adeta. Kalender ise abisinin aksine daha sakin davranıyordu. Yavaş adımlarla sahte ayı postunun üzerine oturup, kurumuş kan lekeli gömleğini çıkardı.

- Biliyorum sakin olmak zor ama şimdi durmazsan eğer, tüm karargâhı başımıza toplatacaksın.

Ayaz yanında duran siyah, deri koltuğa kendini bırakırken yüzünü avuçlarının arasına aldı.

- Sikeyim böyle işi!

Kalender duyduğu bu küfür karşısında sadece gözlerini devirmekle yetindi.

- Çabuk hareket etmemiz gerekiyor, kız bir an önce ölmeli...

Ayaz gözlerini pürüzlü duvardan ayırmadan, sıkıntılı bir nefes verdi. Kalender abisinin neyi bu kadar düşündüğüne bir türlü anlam verememişti. O kız ölmeyi çoktan hak etmemişmiydi zaten?

Ayaz ise düşünceleri arasında kaybolmuştu. Yıllardır bir oyun üzerine kurulan hayatı, enkaz gibi üzerine çökmüştü. Sıradan başlayan planlı bir intikam oyununun bu denli büyük bir karmaşaya yol açabileceğini nerden bilebilirdi ki? Yutkundu, üstelik kurbanına aşık olabilecek kadar ileri gitmişti ipler artık onun elinde değil gibi hissediyordu.

Kız bir gün ölecekti elbet ama, yine de içinde bir yerlerde bunun olmasını hiç istemediğini fark etti. Bedeninde ki yorgunluk bir anda uzaklaşmış, başka bir bedenden kendini izliyor gibi hissetmişti. Aklına gelen fikirle bir an duraksadı. Şeytani gülüşü yüzüne yayılırken yavaşça oturduğu yerden kalktı.

Silinmeyen İzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin