11.bölüm

13 1 0
                                    

Ağaçların saygıyla geri çekilip güneşin ışıldamasına izin verdiği bir pazartesi sabahıydı. Gözlerimi araladığımda Simay'ın bilmediğim bir şarkıyla birlikte dolabını karıştırırken buldum.
" Napıyon sen yine?" dememle elindeki çikolatayla bana döndü ve ben şok! Sabah sabah çikolata yiyordu. Aslında bende öyleydim ama nedense şaşırmıştım. Bir şey demeden elindeki çikolatayı kapıp odanın içinde koşmaya başladım. Oda da beni yakalayacağını düşünerek odadan çıktım ve evin içinde koşmaya başladım bu sefer. Arkamı döndüğümde Simay peşimden gelmiyordu. "Oha! Nerdesin?" dedim şaşkınlıkla tâ ki Simay arkamdan çıkıp elimdeki çikolatayı alana kadar. "Benim olan benimdir" dedi ve koca çikolatayı ağzına attı. Bu kız resmen açtı. " Zula' nı boşaltmaya gidiyorum canım" köüt gülüşümü attım ve gittim. Peşimden koşarak  çığlık çığlığa tabi: " onlar benim yavrularım" demesiyle bir kahkaha patlattım. "Ejderhalar mı senin yavruların?" dedim. "Ne yani olamaz mı?" dedi ona bakarak gülmemeye çalışsam da gülmeden edemedim ve kahkaha attım. Simay da dudak büzmüştü. Sonradan o da bana katıldı. Ama bi kişi fazla güldük. Mehmet Abi evdeydik ve uyanmıştı. " Hani benim kahvaltım kızlar?" demesiyle bir de ona gülmüştüm. Çekmeceyi açtı ve su tabancası çıkardı ama içinde su yoktu  - ben öyle sanıyordum- yüzüme sıkmasıyla irkildim. "Haksızlık kızına da sık" diye çıkıştım ve Simay' ın yüzüne bardakta ki suyu döktü. Çünkü silahlardan korkuyordu. "Ohoo... Ne yaptın be baba kızınım ben senin" diyerek güldü.

Hep beraber mutfağa gittik ve sofrayı hazırlamaya başladık. Mehmet Abi bize hava olsun diye yemeği o hazırlayacaktı ve yaptığı şey ise omletti. Havaya atıp tutmaya çalışıyordu. Sonra birden vazgeçti. Çünkü tutamayacağını anladı. Bu hali cidden çok komikti. Dalga olsun diye "Mehmet Abi omleti çevirsene" dedim. Yapamayacağını bildiği için spatula ile çevirdi. Simayla birlikte güldük. Nihayet omlet hazır olduğunda kahvaltımızı yapmaya başladık. Yiyebileceğimiz her şeyi midemize doldurduktan sonra akşam yemeğine hazırlanmak için masadan kalkıyorduk ki Mehmet abi nereye gittiğimizi sordu. Simay durumu ona anlatınca babası çok sevindi. Simay'ın odasına çıktık ve dolabı açtık. Simay için iki parça kıyafet çıkardık. Üstüne omzu açık beyaz bir bluz ve altınada metalik gri pileli dizüstü bir etek, ayakkabı olarak siyah stiletto aldı. Bense askılı siyah bir tulum aldım. Elbiseleri hazırladık ve kenara bıraktık. Saat şuan 15:00'dı 18:00 olmasına hâlâ vardı. Oturduk ve biraz dedikodu yaptık. Şaka yaptım ne dedikodusu canım, biz öyle kızlar mıyız? Evet bu dediğime kendim bile inanmadım. Saat nihayet 16:30 olduğunda Koray'ı aradım.

-" Bir tanem?"
-"Benim canım. Saat 17:30'da bizi almaya gelebilirsin.

Evet Koray da bizimle gelecekti. Nihayetinde nişanlımdı.

-" Tamam bir tanem. Adres sizde var değil mi? "
-" Evet,yolluyorum şimdi sana. "
-" Tamam canım, görüşürüz. "
-" Görüşürüz"

Telefonu kapattım ve Simaya döndüm çok heyecanlı görünüyordu. Ee, tabi Egemeni görecekti.
1 saat hazırlanmamız için yeter miydi bilmiyorum. Hazırladığımız kıyafetleri giymeye başladık. Simay ilk giyinen oldu ve saçlarını dalgalı yapmak için fön makinesini prize taktı ben saçlarımı düzleştirecektim. Simaya baktığımda makyaj yapmaya başladığını gördüm. Bende ona katıldım ve işimizi bitirip çıkarken Simay'ı durdurdum.
"Bu kolyeni takmalısın" dedim kısa zincirli altın, ucundaki yuvarlak içinde 'S' yazan kolyesini uzatarak. Tereddütlü gözlerle baktı bana.
"Gerçekten yakışacak güven bana" kolyeyi takınca çantalarımızı alıp aşağı indik. Simay'ın evi spor salonunun yanında bahçesi olan 2 katlı müstakil bir evdi. Oturma odasına girince Mehmet abi bize baktı.
"Vay güzel kızlarım benim. Gelin fotoğraflarınızı çekeyim"
Koray gelene kadar bir sürü fotoğraf çekildik. Sosyal medyada paylaşmak için sadece bir tane düzgün fotoğrafımız vardı. Diğerleri bize özel 'kanka' pozlarıydı. 5 dakika sonra bie araba kornası duyduk. Bu Koray olmalıydı. Mehmet abi ile vedalaşıp evden çıktık. Benimde boynumda uzun zincirli kolyem vardı. Koray bu kolyeyi boynumds görmeyi çok seviyordu çünkü onın bana aldığı ilk hediyeydi. Tekrar gördüğünde gözleri parladı ve bana doğru hayran dolu bakışlarla gelerek alnıma bir öpücük kondurdu. Ardından Simay'a döndü ve onunla da selamlaştı. Sonra elimi tutarak arabaya doğru ilerledik. "Hanımlar..." diyerek bize kapıları açtı ve biz oturunca da kapattu. Simay arkaya ben öne, Koray'ın yanına oturdum. Koraya baktığımda çok yakışıklı olmuştu. Siyah pantolon, beyaz bir tişört ve gri spor bir ceket giymişti. Ayağında beyaz sneakerler vardı. Mavi gözleriyle uyumlu olan saçlarını hafif dağınık bırakmış güzel bir görünüm ortaya sunmuştu. Koray ona baktığımı fark edip etkileyici gülümsemesiyle bana döndü. Bende ona gülümsedim ve yola döndüm. Sonunda gideceğimiz yere varmıştık. Koray tekrar kapımız açarak bizi indirdi. Bende mekanı inceledim. Siyah ve beyazın zıtlığının mükemmel uyumu ile dans eden duvarları vardı. Burası gayet lüls bir restoranttı. Koray arabayı valeye teslim etti ve gelip elimi tuttu. Beraber içeri girdik. Simay solumda, Koray ise sağımdaydı. Girişteki görevli bizi karşıladı.
"Hoşgeldiniz efendim. Rezervasyonunuz var mıydı?" söze Simay girdi.
"Evet. Egemen Aslan adına..."
Görevli kadın önündeki bilgisayara baktı ve
"Tabi efendim buyurun. 51 numaralı masa" dedi. Görevliye tebessüm ederek masaya doğru ilerledik. Masada Egemen ve koyu kahverengi saçlı kahverengi gözlü biri vardı. Bu çocuğu daha önce bir yerde gördüğüme emindim. Gözleri benim gözlerimle buluşunca birden donakaldığını fark ettim. Gözleri gözlerimden ayrılırken Koray'ın elini tuttuğum elime baktı ve yutkundu. Garip bir şekilde öfkelendiğini hissettim. Masanın yanına geldiğimizde ayağa kalktılar ve selamlaştık. Sandalyelerimize oturunca Egemen'in Simay'a hayranlıkla baktığını fark ettiğimde gülümsemeden edemedim. Egemen'in yanında oturan kişiye kaydı gözlerim ve gülüşümü izlediğini gördüm. Gözlerini gözlerime çevirince başımı utanarak başka bir yere çevirdim, içten içe tebessüm ederek. Masa da oluşan uzun sessizlikten sonra nihayet Egemen konuşmaya başladı.
"Simay, bu sana bahsettiğim arkadaşım Rüzgar" diye tanıtmaua başladı. Simay gülümseyerek elini uzattı ve el sıkıştılar.
"Memnun oldum" dedi karşısındaki adam gülümseyerek.
Egemen, Rüzgar denen çocuğa - çocuk dediğime bakmayın - döndü ve beni göstererek konuştu:
"Bu da Simay'ın en yakın arkadaşı Masal" Rüzgar bana döndü ve mest olmuş bir şekilde elini bana uzattı. Bende elimi uzattığımda 1 saniyeliğine titredi.
"Memnun oldum" dedim. "Memnun oldum" dedi.
Egemen, Koray'ı tanımadığı için birşey diyemedi. Koray bunu fark edip elini Rüzgar Bey'e uzattı.
" Ben Koray. Masal'ın nişanlısıyım" dedi gülümseyerek. Rüzgar Bey'in gülüşü söndü o an. Soğuk bir karşılık verdi ve "Memnun oldum" dedi tekrar soğukça. Yemeklerimiz gelince masaya tekrar bir sessizlik çöktü. 10 dakika kadar sonra Rüzgar Bey konuşmaya başladı :
"Moda tasarımcısınız değil mi?"
"Evet öyleyim. 4 yıl önce mezun oldum. Herhangi bir şirkete başvuru yapmadım. Kendi atölyem var. Orada çalışıp, tasarımlarımı satıyorum. Şirket fikrini de aklıma Egemen soktu. Bende biraz düşündün ve 'neden olması?' dedim."
"Anladım. Eğer, Egemen kötü biri olsaydınız bu teklifi ne size yapardı ne de bana. O yüzden işe alma tarafına daha yatkınım." Simay gururla gülümsedi. "Yanınızda çizimleriniz var mı?"
"Evet, birkaç tanesini yanımda getirmiştim." Simay çantasının yanındaki evrak dosyasından birkaç kağıt çıkardı ve Rüzgar Bey'e doğru uzattı. Rüzgar Bey kağıtları incelerken yüz ifadesi oldukça memnundu. Ardından konuşmaya başladı :
"Çizimleriniz oldukça iyi. Tasarımlarınız daha iyi. Gayet başarılısınız. Eğer CV'niz yanınızdaysa şirkete gönderip inceletmek istiyorum." Simay başını salladı ve evrak çantasından bir takım dosya çıkarıp Rüzgar Bey'e uzattı. (Rüzgar Bey demek çok uzun ya, Rüzgar diyeceğim. :)) Rüzgar birini yanına çağırdı ve dosyaları ona vererek ona bir şeyler söyledi. Koray'ın telefonu çaldı ve telefonuna baktı. Ardından bana doğru eğildi ve "Bir tanem bu önemli" dedi. Başımı salladım anlayışla. "Pardon" diyerek masadan kalktı. Büyük ihtimalle uzun sürecekti. Birkaç dakika sonrs Egemen'in telefonu çaldı fakat masada ki herkesi tanıdığı için çekinmeden açtı.
"Efendim?" dedi. Karşı tarafı dinlediği sırada kaşları çatıldı. "Tamam, hemen geliyorum." diyerek telefonu kapattı.
"Özür dilerim fakat acilen karakola gitmem lazım."
Rüzgar ile birbirine kaş göz hareketi yaptılar. Ardından gülümseyerek Simay'a döndü.
"Kusura bakma, daha sonra görüşürüz."
"Önemli değil, tekrar teşekkür ederim"
Egemen Simay'a gülümsedi, ardından bana dönerek "Hoşçakal" dedi. Karşılık olarak gülümsedim. Egemen yanımızdan ayrılırken Simay "Ben izninizle lavaboya gideyim." diyerek yanımızdan ayrıldı. Ve masads sadece ikimiz kaldık; Rüzgar ve ben...
Mümkün olduğunca göz göze gelmemeye çalışıyordum. Fakat gözlerim benden izinsiz hareket ederek ona baktı. Onu gördüğümde gözlerini dikmiş, kaçırmadan bana bakıyordu. Birkaç saniye göz göze kaldık. Sonra rahatsız olarak gözlerimi kaçırdım ve ellerime bakmaya başladım.
"Rahatsız olmana gerek yok" diye mırıldandı birden.
"Efendim?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Yalnız kalmamızdan rahatsız oluyorsun. Olma..." Başımı salladım ve geldiğimden beri içimde tuttuğum o soruyu sordum.
"Ben sizi nerden tanıyorum? Çok tanıdık geliyorsunuz." Bilmişçe gülümsedi.
"Birkaç hafta önce bir restorantta bana çarpmıştınız."
"Öyle mi?" dedim yüzümü buruşturarak. "Tekrar özür dilerim" Tekrar gülümsedi. "Özür dileme. Bir de seni birkaç gün önce bir kafe de görmüştüm." Aydınlanma yaşayarak yüzüne baktım.
"Evet hatırladım." Tekrar bir sessizlik...
"Sen çalışıyor musun?" diye bir soru yöneltti.
"Şuan çalışmıyorum. Ama okulumdan mezun oldum."
"Ne okudun?"
"Modellik üzerine bir okuldayım. Simayla aynı üniversitedeydik"
"Anladım... Çok güzel bir yüzün var" dedi birden. Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım.
"Yanlış anlama, modellik okuman normal"
"Teşekkürler." dedim gülümseyerek. O sırada Simay yanımıza geldi ve oturdu. Rüzgar tekrar konuşmaya başladı. "Bir yerde çalışmıyormuşsun. Ve şirkette açık kontenjan var. Eğer başvuru yaparsan ve tabi istersen seni şirkete alabilirim." Simay gülümseyerek bana bakarken ben kaşlarımı çatarak düşünmeye başladım.
"Hemen cevap vermen gerek yok. İstediğin kadar düşünebilirsin." Gülümseyerek başımı salladım.
"Teşekkür ederim Rüzgar Bey, size yarın haber verebilirim. "
"Tabi ki. Ama Bey demene gerek yok resmiyetten hoşlanmam"
"Peki, isterseniz telefon numaranızı verin. Size haber vereyim."
Telefon numarasını aldım ve kaydettim. Koray neyse ki gelebilmişti.
"Afedersiniz işle ilgiliydi de, uzun sürdü biraz" diyerek oturdu. Söze Rüzgar girdi:
"Nerede çalışıyorsun?"
"Bir şirkette müdürüm" Soğukça başını salladı Rüzgar.
"Siz nişanlıydınız değil mi?" diye sordu gözlerimin içine bakarak. "Evet, öyleyiz" dedim başımı sallayarak. Çenesinin kasıldığını fark ettim. Sonra gülümsedi ve " Ne güzel" dedi. "Nasıl bir evlenme teklifi aldın?" Tam konuşacağım sırada Koray söze girdi:
"Bir restorantta, akşam yemeği sırasında" dediğinde kaşlarımı çatmama neden olacak bir şey oldu. Alaycı bir gülme... Rüzgar'a baktığımds sessizce ve alayla gülüyordu. " Neden güldün?" diye sordu Koray tekdüze bir sesle.
"Hiç... Ettiğin teklif çok klişe. Bari kemancı da tutsaydın"
"Tuttum zaten" Koray'ın öfkelendiğini hissetmeye başladım. Gülmesi biraz daha arttı. Sesli gülmüyorduy, kendi kendine kıkırdıyordu. Nihayet gülmesi durduğunda ciddiyetle Koray'a baktı ve gülümsemesi ağzına yayıldı.
"Kusura bakma..." diye mırıldandı, "Mavi gözlü, siyah saçlı insanlardan hoşlanmam. Ama sen üzerine alınma genel olarak böyle." Koray çok öfkeliydi ve sakin kalmaya çalışıyordu.

Sonunda restoranttan ayrılıp arabaya bindik. Koray önce Simay'ı sonra da beni evime bıraktı.

Çok yorgun olduğum için direk yatağıma zıpladım. Ve çok düşünmeden bu iş teklifine karşı olumlu olma kararı aldım. Telefonumu komodinin üzerinden alıp Rüzgar'a mesaj yazmaya başladım.

Masal: Ben teklifini kabul etmek istiyorum.

Sanki mesaj atmamı bekliyormuş gibi anında cevap yazdı.

Rüzgar: Harika! İstersen yarın Simay ile birlikte gel. Ufak bir prova yaparsın.

Masal: Teşekkür ederim, yarın orada olacağım.













X

Merhaba canlarım biliyoruz aradan çooookça uzun bir zaman geçti vakit bulup yazmamıştık ama artık burdayızzz vee bolca yeni bölüm yazacağızzz. Atmak için sabırsızlanıyoruzz umarım sizde aynı şekilde hissediyorsunuzdur  sizleri çok seviyoruzzz beğenip yorum yapmayı unutmayınn (Yorumlarınız bizim için çok önemli canlarr lütfen yorumm yapınnn) görüşmek dileğiyle bysss

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin