Yatağımda döndüm. Bir türlü uyuyamıyordum. Yataktan kalkıp hızlıca evden çıktım. Göle doğru yürümeye başladım.
Benim Seulgi'den farkım ne ? Çirkin miyim ? Küçüğüm diye mi ? Gölün kenarına oturarak elimdeki taşları göle atmaya başladım.
Yanıma gelen atla kafamı kaldırıp o tarafa baktım. Bu o çatlak prensin atıydı. Ayağa kalkıp onu sevmeye başladım ama korkmuşa benziyordu.
"Hey hey sakin ol, neler oluyor ?"
Dedim onu severken üstündeki kanı fark edince içimi bir korku kapladı. Hızla atın üstüne bindim.
"Beni budala prense götür"
Diyerek yularını elime alıp salladım.At koşmaya başlarken bende etrafı inceliyordum.
"Bırakın beni!"
Kenardan gelen sesle yuları çekerek atı durdurdum. Attan inip kenardaki kılıcı aldım. Önümdeki ağacın yanına saklandım.İki kişi budala prensi bağlamış vuruyordu. Biri hançer çıkartıp boynuna dayadı.
Hızla koşarak önümdeki adamın elindeki hançere tekme attım. Bana dönmesiyle göğsüne büyük bir kılıç darbesi açtım.
O yere düşerken diğeri kılıcı sallayıp kolumu kesti. Onunda dizine tekme atarak düşmesini sağladım düşüncede sırtına bir darbe attım. Acıyla bağırıp kalktığı yere tekrar düşerken zar zor kaçmaya çalışıyorlardı.
Budala prensin yanına gidip iplerini çözdüm. Onu ayağa kaldırıp kolunu alarak omzuma attım.
Birlikte atın yanına vardığımızda onu zorla bindirip bende bindim.
"Deh!"
Diye bağırıp yuları sallamamla koşmaya başladı."Burda ne işin var ?"
Dedi
"Atın çok sadıkmış beni sana getirdi"
Dedim acıyla bacağını tuttu.Bacağına bir ok saplanmıştı.
"Niye beni kurtardın ? Şimdi seninle de uğraşacaklar!"
Dedi, onu takmadan yola bakmaya devam ettim."Onları öldürmen gerekiyordu"
Dedi, atı durdurup indim. Budala prenste indi, birlikte benim evime girdik. Onu koltuğa yatırdım.
"İsmin ne ?"
Dedi gözlerime bakarak"Roseanne"
Dedim
"Peki Roseanne 3 dediğimde oku bacağımdan çık- AHHH!"
Oku bir anda çıkarmamla bağırınca korkuyla ağzını kapattım."Özür dilerim ama lütfen sessiz ol"
Gözlerini acıyla kapattı. Eteğimin kenarını yırtarak bacağını sarıp kan akışını yavaşlattım."Kolun"
Dedi eliyle kolumu tuttu.
"Önemli birşey değil küçük bir iz"
Dedim gülerek, göz göze gelince durdum.Gözlerimin tam içine bakıyordu.
"Farklısın, diğer herkesten çok farklısın...beni sana çeken şeyde bu"
Dedi, hızla gözlerimi ondan çekerek ayağa kalktım.•••••
"Roseanne!"
Yataktan kalkıp hızla camdan baktım.
"Lisa"
"Hadi gel"
Dedi
"B-bir dakika"
Diyerek aşağıya koştum.Koltuğa baktığımda budala prens yoktu. Tuttuğum nefesi vererek odama çıktım.
Aşağıya indiğimde Lisa koluma girerek beni sürüklemeye başladı.
"Dün nerelerdeydin ? Gün batımında evine geldim ama yoktun"
"Sadece hava almaya çıkmıştım"
Diyerek güldüm.Arkamı dönerek etrafa baktım. Sanki biri bizi takip ediyormuş gibi
"Lisa biraz hızlı yürüyel-"
Birileri yolumuzu kesince korkuyla Lisa'yı arkama aldım."Dünkü o kız sensin değil mi ?"
Diyerek üstümüze gelmeye başladılar. Bana gelen adama yumruk atıp onu düşürdüğümde diğeri arkadan bana sarıldı."Bırak beni! İMDAT!"
Ağzımı kapatıp bizi zar zor at arabasına bindirdiler.
"Seni küçük kepaze!"
Dedi aralarından biriElimizi kolumuzu bağladıklarında Lisa bana baktı.
"Neler oluyor ?"
"Ben dün budala prensi kurtardım ve-"
"Onun düşmanları da şuan bizi kaçırıyorlar!"
Diye bağırdı.Kafamı eğdim
"Sana inanamıyorum Roseanne!"
Dedi, yanımdaki adama döndüm.
"Arkadaşımı bırakın onun bir suçu yok"
"Bize sizi öldürmemiz emredildi."
Dedi hançeri yanağıma sürerken iğrenerek ona baktım.Bir anda kesici tarafını bana döndürünce yanağımda hafif bir kesik oldu.
"Lanet herifler!"
Diyerek yüzüne tükürmemle eliyle yüzünü silerek bana tokat attı."Düzgün dur. Şanslıysan kurtulursun"
Diyip vücuduma bakmaya başladı.
Sinirle güldüm.
"Ölmeyi yeğlerim lanet herif!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~PRİSONER~
Fanfiction"Bir kadına doğru ayakkabıları verirseniz dünyayı bile fethedebilir..." -Marilyn Monroe