Hepimiz tüm okları hedefe atınca yandaki adam oklara bakmaya gitti.
"Selam"
Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Jimin'i görünce umursamadan önüme döndüm."Enteresan, Roseanne nerdeyse hepsini tam ortadan vurmuşsun hatta bir ok diğerinin içinden geçmiş onu ortadan ikiye ayırarak hedefe saplanmış. Bunu daha önce yaptın mı ?"
Dedi
"Hayır"
Dememle kaşları havalandı ve kafasını tamam anlamında salladı.Okla yayı kenara koyarak diğer kızların yanına gidecektim ki kenarda küçük bir kız düşünce koşarak yanına gittim.
"Hey ufaklık iyi misin ?"
Dedim, bana şaşkınca baktı.
"Sen büyük bir kızsın ama koştun..."
Diyince anlamazca ona baktım."...annem kızların koşmaması gerektiğini söylemişti"
Göz devirdim
"Sen anneni boşver kızlar da her istediğini yaparlar"
Dedim"Bende anneme aynısını dedim ama ceza olarak kafamda 3 kitapla beni tüm sarayda gezdirdi"
Güldüm."Sende kendimi görüyorum"
Dememle o da güldü.
"Sende mi küçükken güzeldin ?"
Demesiyle daha çok güldüm."Senin kadar olmasam da evet güzeldim"
Dedim
"Unni seni çok sevdim, çok güzelsin"
Dedi"Bende seni ismin ne bakalım ?"
"Ben Chaeryoung"
Dedi
"Bende Roseanne, memnun oldum prenses Chaeryeong"
Dedim elini tutarakTam ayağa kalkarken elimi tuttu. Ona döndüm.
"Unni benim çay partime katılır mısın ? Kimse gelmek istemiyor"
Dedi üzgünce"Tabii ki"
Diyerek güldüm. Elimden tutarak beni peşimden çekmeye başladı. Birlikte kenardaki çimlerin üstüne serili beze oturduk."Unni bunlar benim arkadaşlarım, bu Leydi izabella, bu Kraliçe Sofia ve bu da Prenses Diana"
Diyerek hayali arkadaşlarını tanıttı bana, çok iyi bilirim çünkü çocukken benim de vardı.Hepsiyle selamlaştım
"Unni onları görüyor musun ?"
Dedi şaşkınca
"Evet, onlar senin arkadaşların"
Dedim gülerek o da gülüp ellerini birbirine vurdu.Elindeki fincanı bana uzattı. Küçük tabaktaki kurabiyeyi de bana uzattı.
"Bu kurabiyeleri annem yaptı"
Dedi, biraz ısırdım."Çok güzel yapmış"
Dedim gülerek
"Kızlar bölüyorum ama bende katılabilir miyim ?"
Kenardaki jimin'e baktım."Oppa gelmişsin"
Diyerek jimin'e sarıldı.
"Sen çağırırsın da gelmez miyim prensesim ?"
Dedi onların bu halini gülerek izlerken Chaeryeong oturup jimin'e de çay verdi."Oppa İzabella'nın erkek arkadaşı var biliyor musun ?"
Dedi Chaeryoung
"Yaa kimmiş bakalım o erkek ?"
"Söyleyemem izabella kızar...tamam izabella söylemedim"
Chaeryoung hayali arkadaşıyla konuşurken jimin'e döndüm."Onları sende görüyor musun ?"
Dedim
"Evet..."
Dedi acı bir gülümsemeyle
"...Çocukken tek arkadaşlarımdı."
Diyerek cümlesini bitirdi.Elimi jimin'in omuzuna koydum.
"Artık bir arkadaşın var"
Dedim gülerek, yere bakan gözlerini bana çevirdi."Seni bir arkadaştan fazlası olarak görüyorum"
Diyince yüzüm düştü. Elimi çektim hâlâ hayali arkadaşı İzabella'yla kavga eden Chaeryoung'a döndüm."Chaeryoung ben partiden erken ayrılıyorum sonra tekrar görüşürüz"
Diyerek kalktım.
"Tamam unni"
DediHızla adımlarla onlardan uzaklaşırken sadece yere bakıyorum.
Bir anda birine çarpınca kafama kaldırdığımda jimin'le göz göze geldik."Bu da neydi ? Reddetmenin başka bir yolu mu ? Kaçmak...Biraz acıttı."
Dedi gülerek
"A-alakası yok"
Dedim gülerek"O zaman beni seviyorsun"
Dedi gülerek
"HAYIR!.."
"..y-yani evet seviyorum ama sadece iki dost olarak"
Diyip güldüm.Jimin'in yüzü düşmüştü bir anda güldü. Ama gülüşünün altında ağır hüzün yatıyordu.
"Kısaca bu beni unut demek miydi ?"
Dedi"Ş-şey...sanırım evet"
Dedim üzgünce
"Pekala o zaman bundan sonra seni sevmeyeceğim"
Dedi, arkasını dönüp gitmeye başladı.Üzgünce peşimden bakarken biri arkamdan kafama vurdu. Acıyla kafamı tutarak o tarafa döndüm.
Kızlar şaşkınca bana bakıyorlardı.
"Lisa acıdı ya!"
"Salaksın sen ?!"
Diye bağırdı."Gerçekleri söyledim hem sevdiğim var"
Dedim
"Chanyeol mu ? Rose beni güldürme çocuğun varlığından haberi yok 3 yıldır Seulgi'yle çıkıyorlar. Kasabada sen görme diye 100 takla attım. Chanyeol seni sevmiyor seulgi'yi seviyor! Anla artık"
Demesiyle canım yandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~PRİSONER~
Fanfiction"Bir kadına doğru ayakkabıları verirseniz dünyayı bile fethedebilir..." -Marilyn Monroe