Zeynep annesinin haline çok üzülüyordu.. Ailede durumlar pek iyi değildi...
Annesi rahatsızdı ve ona bakmayı daha doğduğu anda bırakmıştı..
Annesine kızmıyordu..
Tersine onu çok seviyor fakat sevgisini gösteremiyor ..
Babasıyla hiç konuşamazdı utanırdı...
Ve annesi gece rahatsızlandığı gün elinden birşey gelmiyordu buna çok üzülüyordu o gece oturdu ve yine yazdı..
Anneme...Bazen hayat seni öyle bir noktaya getirir ki ne sen anlam verebilirsin yaşananlara ne de başkaları .Mutluluk mu ? Olmaz ki o yanda ...
Takatin kalmasada aşağılık dünyaya " O" varsa yanında vız gelir dünya acısı insana...
Tükenmeyen kalemler tükenir yazmaya...
Anlatmaya kalksan dinleyecek dost kalmaz yanında...
Mutluluk mu o da ne dersin.
Anlamsızca bakarsın.
Yaşananları görünce canın yanar susmazsın.
Pardon ya en çok acılara susar.
İçindeki sesi susturmaya çalışırsın.
" ANNEM " diye feryat etsende bilirsin.
Gidecek ve dünyanın tek kişilik olduğunu anlayacaksın. Yaşadığının farkına varamayacaksın.
Ağlayacaksın!
Susacaksın!
Sarılmak isteyeceksin!
Ama o yoktur eksikliğinin acısını sol yanının en derininden hissedeceksin.
Kendi kendine içinden sustuklarını anlatacaksın kağıtlara!
Ama ne kadar anlatsanda eksik kalacak herşey...
Sol yanında anne eksik...
Kaleminde kelimeler...
Sana diyorum azizim...
Annen yoksa yanında dünya boştur!
Artık anla.
Umutlar umutsuzluk olmuştur solunda...
Kelimeler kifayetsiz ve farkına bile varırsın kağıda bakmadan bile yazabildiğini...
Kelimeler çok tanıdık gelir sana. Harfler kandırır bazen seni!
" Yaşıyor O " der. Sen onun yaşayan haline ölürsün!
Bilmiyorum ki nasıl anlatsam annemi. Ağlasa dünyam yıkılır, gülse beni benden eder.
Ah be can sen acı nedir bilir misin?
Onsuzluk yakar mı hiç canını? Sende anlatır mısın boş mısralara?
Canım yanar mı boş yere?
Yanmaz tabi.
Ama benim ki yanıyor be canım .
Yazdıkça yanıyor , sustukça hırçın bir dağ gibi patladı patlıyacak.
Ah be can sen annenin gözlerinin önünde eryip gittiğini gördün mü ?
Sen de ağladın mı boş odalara ?
Hiç sustun mu insan denen varlıklara ?
Onların şiir diye beğendiğini ,senin hayatın olduğunu anlatabildin mi onlara ?
Diyorum ki yar sende sustun mu ? Kayıtsızca anlattın mı anneni onlara ya da susup susup çığlıklar attın mı usulca ?
Hırçın patlamalarının üzerine annene sarıldın mı ?
Evet ben sarıldım o beni tanımadan , yüzüme bakmadan , beni atarken tanıdım.
Ben anladım ki canım . Annem bir başkadır bu hayatta .
Ne kadar takatin kalmasada şu aşağılık dünyaya o varsa yanında vız gelir acılar.
O varsa azizim sevgiyi öğrenirsin , gerçek aşkın ne olduğunu .
Mutluluğu bile kavrarsın . Anne kelimesinin mutluluğa eşit olduğunu anlarsın.
Sen susarsın yine ama bu sefer anlatmaz seni kelimeler .
Susarlar...
Boyun eğerler sevgisizliğine ...
Sen ağlarsın çaresizce ...
Kursak denen yerde kalır herşey.
Etrafında senin yanında olan iki- üç dostun gerisi boş olan arkadaşlklar.
Biliyo musun ey can ?
Ben annemin her gülüşüne ağlarım... Mutluluktan .
Ağlarım kayıtsızca susarım acılara.
Sarılırım beni zorluklarla büyüten o dünyama .
Ey can ...
Ben annemi gülerken de gördüm ağlarken de .
O yüzden merak etmiyorum öbür dünyayı .
Gülüşü cennetim ,ağlayışı cehennemim oldu...
Yaktı beni defalarca , ağlattı usulca.
Anlatamadım annemi onlara ..
Ve yine sustum ben bu hayata!
Hep sessiz kaldım acılarıma...
Bir gülücük atıp herkese kendimi mutlu gösterdim adeta...
Dedim ya ey can sende çıksan ya benden alsan beni annemden önce...
Görmesem o anı dünyamı başıma yıkmadan beni yıksa dünyam...
Diyorum ki ey can ben bugünde sustum acılara...
Zeynep , çok suskundu kimseyle konuşmak istemiyor insanlardan uzak durmak istiyordu.
Yazdığı herşey yaşayan bir ölüyü anlatıyordu...
Yapacak birşeyi yoktu ve çaresizdi tek dostu kitaplar, şiirler ve kalemleri..
Umudu geride bıraktı artık umutsuzluğa yol aldı...
GİTME ANNEM BENİMLE KAL.. diyebildi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensizliğimin İlk Şiiri
PoetrySen Ki Sessizliğimin İlk Şiiri .. Yalnızlığımın tek şahidisin..