1."Eksik."

402 11 13
                                    

Yayınlanma tarihi : 28.01.2021

Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen ^^
<3

Masamı topladım ve saate baktım. Saat 16.57 idi. İşlerimi bitirmiştim sadece yarınki iş yemeği için Önder Bey ile Meltem Hanım hakkında yarım bıraktığım araştırmayı yapacaktım.Bu araştırmayı evde de yapabilirdim, zaten çıkış saati yaklaşıyordu.

Masamdan kalkıp üstümdeki dizim altında biten kalem eteğimi düzelttim ve odanın köşesindeki askılıktan kabanımı alıp üstüme geçirdim. Çantımı da aldım ve patronumun çıkmasını bekledim.
Artık saat 17.03 olunca patronumu beklemek yerine çıkış saatini hatırlatmam gerektiğini anladım. Önce odadaki pencereden bakmaya karar verdim. Patronumla benim odamın bir duvarı ortaktı ve duvarın ortalarında bir yerlerde büyük kare bir cam pencere vardı. Benim tarafımdaki stor perdeyi açtım. Tabii ki düşündüğüm gibi işlere dalmıştı ve çıkış saati unutmuştu.

Kendi odamdam çıktım ve patronumun odasının büyük kapısının önüne geldiğimde kapıyı tıklattım. İçerden duyduğum 'gel' komutu ile kapıyı hafifçe araladım.

"Mirza Bey çıkış saati efendim." diye çoğunlukla yaptığım hatırlatmayı bu gün tekrar yaptım.

"Tamam Rozerin hatırlatttığın için sağol. Sen in arabada bekle ben beş dakikaya geliyorum." normalde hep beraber çıkardık ve fark ettiğim kadarıyla Mirza beyin önündekiler benim düşündüğümün aksine iş ile ilgili değildi. Çünkü koca masada sadece bir kağıt bulunuyordu. Ve Mirza Bey bir önündeki kağıda bakıyor birde elindeki telefona bakıyordu. Mirza Bey asla böyle çalışmaz. En ufak iş için bile tüm dosyaları masasında isterdi. Yaklaşık iki buçuk yıldır burda çalışıyordum ve onu tanıyordum. Ama sorgulamadım, zaten beni ilgilendirmezdi.

"Tamam efendim." diyip kapıyı yavaşça kapattım ve asansöre binip 1. Katın düğmesine bastım . Biz plazanın en üst katındıydık . Bu katta Mirza Beyin odası, benim odam, bir tane toplantı odası,bir kaç tane ofis odası , bir tane küçük eski arşiv odası, küçük bir mutfak ve küçük bir teras vardı.

Asansör 1.katta durunca danışmana iyi akşamlar dileyip dışarı çıktım. Tam karşımda holdingin önünde Mirza Beyin şoförünü ve arabasını gördüm. Oraya doğru ilerledim.

"Merhaba Mehmet abi." Mehmet abi Mirza Beyin şöforüydü ,yaklaşık 39 yada 40 yaşlarında olduğu için ona 'abi' diye hitap ederdim. Zaten bunu sorun etmezdi.

"Merhaba Rozerin. Nasılsın ?" gülümsedim.
"İyiyim bende Mehmet abi ne olsun, iş güç işte. Sen nasılsın ? Bu gün seni hiç göremedim." Mehmet abi yapacak bişeyler kalmazsa holdinge gelir dolaşır hatta bazen karşılaşırsak sohpet bile ederdik. Ama bu gün hiç görmemiştim.

"Bende iyim . Bu gün biraz yoğundu ,Mirza Bey beni bir sürü yere gönderdi sabahtandır arabadan bile çıkamadım. Daha yeni geldim bende holdinge. Biraz hava alayım diye arabadan çıktım ben. Hava soğuk, istersen arabaya bin sen." evet hava gerçekten soğuktu.

"Olur. Ben arabaya geçiyorum o zaman." diyip, arabaya yöneldim. Arkamdan Mehmet abinin "Tamam." diyen sesini duymuştum. Ben arabaya geçerken her zaman olduğu gibi Mirza Bey nereye giderse gitisn onu takip eden iki korumasıda Mirza Beyin arabasının arkasına arabalarını park edip ön koltuklarda oturuyorlardı. Neden korumalara ihtiyaç duyduğunu bilmiyordum ama söylentilere göre yapmış olduğu bir toplantı sonrası karşı taraf Mirza Beye saldırmaya çalışmış olduğu için koruma tutma ihtiyacı duymuş.

Arabanın ön kapasını açtım ve ön koltuğa yerleşip, Mirza Beyi beklemeye başladım.

Mirza Beyi beklerken tam karşımdaki kocaman iş yerime baktım.
ROZA HOLDİNG
Evet Roza Holdingte çalışıyordum. Bu güzel bir şeydi aynı zamanda da çok yorucuydu.
Zaten her güzel şeyin zor bir yanı vardır derler.
Ama zaten benim gün içinde yapacak hiç bir şeyim yok. O yüzden işimi seviyordum , her ne kadar yorucu olsada.

ROZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin