When The Count's İllegitimate Daughter Gets Married [Novel Çeviri]

22. bölüm

Aghast, İmparatoriçe kolyeye baktı.

Bu nasıl Dük'ün elinde olabilir? Gözlerine inanamadı. Mükemmel tasarlanmış planında her şey parçalanıyordu. Dikenli Reinhardt Dükünün nihayet sonsuz uykuya daldığına inanıyordu.

Reinhardt Dükünün İmparatorluk ailesi için büyük bir tehdit olduğunu düşünüyordu. Altındaki şövalyeler, onlarca yıldır kraliyet ailesinin silahlı kuvvetleriydi. Kılıç Ustaları adaylarının yarısına bile sahipti. Ian'ın kalbi kötü olsaydı, kazananı tahmin edemezdi.

Iassa İmparatoriçesi, Ian’ın etkisiyle kör olmuştu.

Sonra, İmparatoriçe ülkeyi yönetirkem İmparator korkunç bir hastalığa yakalandı. Uzun zamandır bu gücün tadını çıkarıyordu.

"……."

Bu mükemmel plandı.

En azından eskiden öyleydi.

İmparatoriçe sendelediğinde Oscar dirseğini tuttu ve zihninde gerçeklik canlanınca düştü.

"V-Veliaht Prens...!"

Bağırdı

"Anne, sakin ol ve kendini topla."

Oscar’ın alçak tatlı sesi ona ulaştı.

Doğru, öylece geri adım atmamalı.

Çığlık attı.

"Saçma sapan konuşma! S-Sadece etrafta mı duracaksın?! O suçluyu hemen yere indir!"

Ama onunla yüzleşmeye cesaret eden kimse yoktu.

Alçakgönüllü muhafızlar tereddüt ederken, salonda sabırsızlık arttı.

"Dünyada bir ejderhanın gözyaşlarına sahip sadece iki adam var. Dük tarafından taşındığını duydum."

"İhanet suçu gerçekten doğru değil, değil mi?"

"Ne oluyor……?"

Soylular, Ian’ın sakin tavrından etkilenmeye başladı.

İmparatoriçe kükredi.

"Sessiz olun, hepiniz!!"

Sonuçta, tüm bu gürültü bir ejderhanın gözyaşlarından kaynaklanıyordu.

Gözleri kolyeye kaydı.

'Kaybolduğunda her şey sakinleşecek! Parçalara ayıracağım!'

Ancak, asalet şüphesini uyandırabilir... Bu yüzden Dük'ün idamından sonra yapılmalıdır.

[Çn: kolyeden bahsediyor.]

Çılgınca bir fikirdi. Ancak paniğe kapılan İmparatoriçe daha iyi bir yol bulamamış görünüyordu.

Ancak Oscar ondan bir adım öndeydi.

İmparatoriçe onu geçmek üzereyken, onun yanından geçti ve Ian'ın önünde durdu.

Şimdi, Ian'a yardım etme sırası Oscar’daydı.

Yumuşak sesi ana salonda yankılandı.

"Reinhardt Dükü."

"Evet, Majesteleri, Veliaht Prens."

"Elinde tuttuğun ejderhanın gözyaşları gerçek mi?"

Ian kolyesini uzattı.

"Lütfen kendiniz kanıtlayın, Majesteleri."