0.6

383 59 23
                                    

"Üzgünüm, seni korkutmak istememiştim." Son konuşmamızdan bu yana geçen süre oldukça fazlaydı. Onun sakinleşmesi ve benim olayları anlamaya çalışmam. Delirdiğimi kabul ediyordum. Karşımda bir vampir vardı. Evet evet, kesinlikle delirmiştim! Sessiz kalıp hiçbir şey söylemedi. Sarı, parlak gözleri hiç mutlu görünmüyordu. Eh, ne bekliyorsam? Az önce deli gibi korktuğu köpek sürüsünden kaçmak zorunda kalmış, üzerine üstlük bir de benden azar yemişti.

"Aç mısın? Bir şeyler hazırlayabilirim sana." Başını olumlu anlamda salladı. Geçen gün aldığım birkaç paket ramen duruyor olmalıydı. Yerimden kalkacağım sıra parmakları bileğime dolandı. Soğuk, buz gibi. Hızla elimi çektim. Tamam, bu kadarı da fazla korkutucu oluyordu. Donuk gözlerle bana bakan Asahi'ye baktım. Sanırım verdiğim tepki hiç hoşuna gitmemişti.

"Gerçekten beni besleyecek misin?"

"Şey, neden olmasın?" İrileşen gözlerinin bir taraftan bu kadar korkutucu olup başka bir taraftan da böylesine sevimli görünmesi, ikilemde kalmama neden oluyordu. Ona nasıl davranmalıydım? Vampir olduğunu iddia ediyordu ki bunu kanıtlayan bir çok özelliği vardı. Gözleri, saçları ve teninin rengi bir yana soğukluğu bile insanı ürpertiyordu.

"T-teşekkür ederim." Sanırım sarılacaktı. Kabalık yapmak istemediğimden oturduğum yerde, bana yaklaşmasını izledim. Hatta kollarımı da hafifçe açmıştım iki yana. Kollarını boynuma sarıp sarıldı. Bende beline sardım kollarımı. Yeni tanışsak iki kişi olarak birbirimize bu sakadr yakın olmamız garipti. Fakat şu an umursayacağım en son şey bile değildi bu. Sarıldığında fark ettiğim kokusu... Oldukça farklıydı. Fakat hoştu. Tarifi olmayan bir koku. Gözlerimi yavaşça kapadım. Anın büyüsü etkileyiciydi. Karşı koymak isteyen kim?

"Ağh!" Tamam, belki de bir şeylere karşı koymalıydım. Boynumda hissettiğim ince acı parmak uçlarıma kadar yayıldı. Tanrı'm! Bu da neydi?! Bağırmama engel olamadan onu kendimden uzaklaştırdım. Boynum, acısı çok kötüydü. Ve tüm bedenime yayılıyordu. Elimi acıyan yerin üzerine koyduğumda ıslandığını hissettim. Siktir!

"S-sen ne yapıyorsun?!" Elimdeki kan az bir şey değildi, fakat fazla olduğu da söylenemezdi. Korkulu gözlerle ona baktım. Dudaklarından çenesine doğru süzülen kanım ile renklenmişti teni. Tanrı'm!

"B-beni besleyeceğini söylemiştin. Bana i-izin verdin."

"İzni bu yüzden vermedim! Ah, Tanrı'm!" Geçen gün, sonra giyerim diye koltuğun köşesine sıkıştırdığım tişörtü alıp yaranın üzerine bastırdım. "Sana yemek hazırlayacağımdan bahsesiyorum. Beni yiyeceğini nerden bilebilirdim ki?! Sanırım kan kaybından ölüp gideceğim!"

sweet vampire. yoshisahi ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin