önceki bölümü okumayı unutmayın
"Hey!" Açık camdan içeriye giren çocuğa baktım. Eminim ki onu daha önce görmemiştim. Ve hiçbir şey yokmuş gibi selam vererek penceremden içeriye girişi hiç doğru gelmiyordu.
"Kimsin?"
"Ben mi? Ahh, ben Mashi! Seninle tanışmak için gelmiştim."
"Seni daha önce gördüğümü hatırlamıyorum."
"Hatırlaman imkansız, daha önce hiç karşılaşmadık."
"Evime gelme amacın ne? Eğer hemen gitmezsen polis çağıracağım."
"Heey, sakin ol. Amacım sana zarar vermek değil. Sadece konuşmak için geldim."
"Birbirimizi tanımıyoruz. Ne konuşabiliriz?"
"İkimiz de Asahi'yi tanıyoruz, öyle değil mi? Tamam, işte konuşmak için bir sebep."
"Asahi? Onu tanıyor musun?! Nerede olduğunu biliyor musun peki?!"
"Hey hey sakin ol! Şimdi eminim ki sen Yoshi'sin. Asahi'nin kanına mahkum olduğu insan." Sanki biraz ukala? Yavaş adımlarla karşıma geçip oturdu. Fazla ukala. Konuşması, hâl ve tavırları bile 'merhaba ben bay ukala Mashi' diye bağırıyordu. Fakat sessiz kalıp ona ayak uyduracaktım. Asahi'yi tanıyorsa nerede ve nasıl olduğunu da biliyordur elbette. "Asahi'nin iyi olduğunu söyleyemem. Aranızda her ne geçtiyse bu durum onu bi' hayli kötü etkiledi."
"Ne? Neyi var onun? Anlatsana! Susma!"
"Hey dostum, biraz sakin ol. Anlatıyorum ya işte." Sanırım kafayı yememi bekliyor. Bu ne yavas anlatıştır böyle! Sanki bir kelimeyi dakikalarca söylemeye çalışıyor gibi. Ya da ben cidden delirdim. Eh, sonuçta konu Asahi'ydi ve küçük vampir evimden gideli bir haftaya yakın oluyordu. "Sanırım hasta olmuş. Durumunun iyi olmadığı ortada."
"Onu hastaneye götürelim."
"Hoop! Bir dur orada. Biz vampiriz. Eğer kimliğimiz belli olursa ne oluyor biliyor musun? Asahi'yi tamamen elinden alırlar. Ona hiç istemeyeceği şeyler yaparlar. Ne kadar korkutucu!"
"Peki peki, lütfen Asahi'ye ne olduğunu anlat."
"Hasta olmuş dedim ya. Yaklaşık bir haftadır onu avlarımız ile beslemeye çalışıyoruz fakat zayıflıyor."
"Benim kanıma ihtiyacı var. Onu buraya getirebilir misin? Ya da ben onun yanına gideyim."
"Bu konuyu onunla konuşmam gerek."
"Peki ya hastalığı nasıl bir şey? Nasıl belirtiler var?"
"Belirtiler? Hah şey, davranışları yani. Nasıl anlatsam ki? Gökyüzünü görmek istiyormuş ama fotoğraflardan değil. Ve güneşin nasıl olduğunu. Bir de tatlı şeyler yemek istiyor. Söylesene, tatlı nasıl bir şey?"
"Ne?"
"Neyse boşver tatlıyı. Sana belirtilerden bahsediyordum. Hah! En önemli belirtiyi unuttum! Kalbinin yerinden çıkacağını falan söylüyordu. Şey, üzülme ama sanırım Asahi ölecek gibi."
MASHI FJDNXMNDJSJ