*Sabah uyandığım gibi üzerimi giyindim ve Cedric'in yanına gittim.* *Kapıyı bir kaç sefer tıkladım ve Cedric yorgun bir şekilde kapıyı açtı.*
Sen: Günaydın vanilyam *Sarılırım ve o bana sarılmaz*
Cedric: *istemsiz bir şekilde* Günaydın.
Sen: Cedric iyi misin? Yorgun gibisin.
Cedric: İyiyim yorgun falan değilim.
Sen: Emin misin gözlerinden uyku akıyor?
Cedric: Eminim (İsmin)
Sen: Dün uyumadın mı sen?
Cedric: (İsmin) neden Dylan'ın yanına gitmiyorsun?
Sen: Ne demek bu Cedric?!
Cedric: (İsmin) şuan konuşmak istemiyorum git lütfen.
Sen: *Gözlerim dolar* Neden böyle davranıyorsun anlamıyorum.?
Cedric: Özür dilerim ama şuan konuşamam. *Kapıyı yüzüme kapar.*
Sen: C-c-cedric. *Gözümden yaşlar akar ve olduğum yerde donup kalırım.* *En sonunda kendimi toparlayıp yemek salonuna giderim.* *Alice'i görürüm ve yanına yaklaşırım.*
Sen: Alice sana dün öyle tepki verdiğim için özür dilerim. *Ona bu bakışı atarım 🥺*
Alice: (İsmin) sana darıldım ama bana öyle tepki verdiğin için değil, her şeyi anlatmadığın için darıldım. Şimdi kimse yokken anlatmaya ne dersin?
Sen: Tamam tamam anlatıcam. O gün Dylan bana odada ilanı aşk etti o kadar.
Alice: nE? Kızım böyle bir şey oluyor ve sen bana söylemiyorsun.!
Sen: Ben de olayın şokundaydım o yüzden söyleyemedim.
Alice: Anlıyorum canım. *Sarılırsınız* *Yanınıza diğerleri gelir ve yemek yemeğe başlarsınız.*
Susan: Eee naptınız?
Pansy: Hiçbir şey yalnızca yeni düzenime alışmaya çalışıyorum. *O sırada kapıdan içeri Cedric girer göz göze gelirsiniz ve o sana bakarak başka yere oturur.*
Hermione: Cedric'le ne oldu?
Sen: Bende bilmiyorum bir anda soğuk davranmaya başladı.
Alice: Dün geceden beri mi?
Sen: Evet bu sabah gittim onun yanına ve kapıyı çaldım, açtığında uykusuzdu.
Alice: Garip.
Sen: Bence de şimdi gidip tekrar konuşayım. *Masadan kalkıp Cedric'in yanına gidersin*
Sen: Cedric konuşabilir miyiz?
Cedric: Bence de konuşalım. *Cedric'le kimsenin olmadığı bir yere geçersiniz*
Sen: Neden bana böyle davranıyorsun?
Cedric: Neden mi?! (İsmin) dün kaça kadar odada gülüşüp durdunuz şimdi de neden diye mi soruyorsun?!
Sen: Bir dakika sen bu yüzden uykusuzdun kapının önünde bizi mi dinliyordun?!
Cedric: Evet (İsmin)
Sen: Ama neden bana güvenmiyor musun?! Sevgimden bu kadar mı şüphe ediyorsun?!
Cedric: Hayı-
Sen: Sırf bir erkekle aynı odada kalıyorum diye sana karşı olan hislerim değişecek diye mi bekliyorsun?! C-c-cedric ben anlamıyorum seni.!
Cedric: Hayır (İsmin) senden ve sevginden şüphe etmiyorum yalnızca o yanında ki puşhtu sevmiyorum.
Sen: *Gözlerin dolar* Sen ciddi misin ya madem öyle neden sabahtan beri bana soğuk davranıyorsun?!
Cedric: (İsmin) sabaha kadar gülüşüp durdunuz.
Sen: Cedric sabaha kadar yiyişmedik sadece güldük.!
Cedric: (İ-i-ismin) ne diyorsun sen? Tamam sakin hayali bile kötü ııyyhh. Özür dilerim bebeğim *Sana sarılır. Gözünden yaşlar akar ve kafanı ellerinin arasına alıp göz yaşlarını siler.*
Sen: Cedric seni seviyorum seni çok seviyorum senden uzak kalmak istemiyorum zaten kalamıyorum.
Cedric: *Alnını alnına dayar* Bende bende bebeğim. *Kısa bir öpüşürsünüz. Sonra kızların yanına bahçeye birlikte gidersiniz.*Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi unutmayın :D