*Sabah olur ve Dylan'ı kontrol etmek için aşağıya inerim.* *Dylan'ın yanına geldiğimde*
Sen: *Sessiz bir şekilde* Dylaaan, Dylaaan hala uyuyor musun?
Dylan: Hıhı
Sen: *Sessiz bir şekilde* Peki hala ağrın var mı.?
Dylan: Hıhı
Sen: *Sesimi yükselterek* Dylan düzgün cevap versen.?
Dylan: Ha noldu.?
Sen: *Sırıtarak* Ayy uyandırdım mı çok özür dilerim.
Dylan: *Uykulu bir şekilde* Saat kaç?
Sen: Sanırım sekiz.
Dylan: Ben neden bu kadar erken uyandım?
Sen: Bilmiyorumki neden?
Dylan: Aağahğğ yüzüm hala ağrıyor.
Sen: Kahvaltı edilemde hem ağrı kesici içersin hem de ben merhem sürerim ağrıyan yerlerine.
Dylan: Kahvaltı mı?
Sen: Evet ben şimdi hazırlayacağım.
Dylan: (İsmin) dur hazırlama dışarda yiyelim.
Sen: Dylan ağrıların var dışarıya falan çıkamazsın.
Dylan: (İsmin) dışarıya çıkamayacak kadar ağrım yok dışarıda yemeğimizi yeriz sonradan geliriz.
Sen: Tamam ama benim kıyafetim yok bunlarla mı gideceğim?
Dylan: Benim dolabımda üç beş parça bir şey olacak onları giyin.
Sen: Sen versene.
Dylan: Tamam. *Dylan koltuktan kalkar ve odaya geçeriz.*
Dylan: Hemen şurada bir yerde olacak bir dakika bekle.... Heh işte buldum.
Sen: *Şaşırarak* Senin odanda kadın kıyafeti mi var?
Dylan: Evet de bunda şaşıracak ne var?
Sen: Hiçbir şey canım zaten hogwartsa kadın kıyafetleriyle geliyorsun.
Dylan: Kız kardeşimin kıyafetleri.
Sen: Kız kardeşin mi var.? Hiç bahsetmedin.
Dylan: Çünkü bahsetmekten hoşlanmıyorum
Sen: Neden?
Dylan: Çünkü bizi bırakıp gitti. Ailesini hiçe saydı ve başka biriyle hayatına devam etmek istedi. Ondan nefret ediyorum.
Sen: Bence öyle deme o senin kardeşin hem nefret etsen neden kıyafetlerini evinde tutasınki.?
Dylan: Çünkü tatlı şey çöpe atmaya üşeniyorum. Hadi giyinde gidelim.
Sen: Tamam sizi dışarı alalım Dylan bey.
Dylan: Bende kıyafetlerimi alıp hemen çıkıyorum tatlı şey.
Sen: Okey canım. *Dylan aşağı iner ve kıyafetleri giyinip bende aşağı inerim.*
Dylan: *Kapıyı açar ve* Buyrun hanımefendi şurdan.
Sen: Teşekkürler beyefendi çok mütevazisiniz.
Dylan: Ne demek rica ederim. *Beraber restorana geçip bir masaya otururuz.*
Sen: *Dylan'a doğru eğilerek kısık bir sesle* Dylan sana bir şey söylemem lazım.
Dylan: Dinliyorum.
Sen: Şu karşıdaki çocuk bize mi bakıyor?
Dylan: Ben de şimdi farkettim galiba öyle.
Sen: Yüzü çok tanıdık geliyor.
Dylan: *İçinden* CEDRİC.!
Sen: Sence kim?
Dylan: Bilmiyorumki
Sen: Ben rahatsız olmaya başladım gidip konuşucam.
Dylan: HAYIR yani hayır gerek var mı ya bırak baksın senin gibi güzelliğe kim bakmaz.?
Sen: Dylan bana bakmasından rahatsız oluyorum ve gidip konuşacağım. *Masadan kalkıp oraya doğru gittim.*
Sen: Bana baksana sen!!
Cedric: Baktım bebeğim.
Sen: Kimsin sen be bir de bebeğim falan diyor sapık mısın lan sen!! *Cedric kılık değiştirmiş bizi izliyordu. Taktığı şeyleri çıkardı ve (Sakal bıyık falan)*
Cedric: Olabilir olmamı ister misin?
Sen: Cedric.? Bu kılık ne.? *Cedric oturduğu yerden kalkar.*
Cedric: Bebeğim seni çok özledim. *Sarılır*
Sen: Bende vanilyam.
Cedric: Eee ne zaman geliceksin?
Sen: Bilmiyorumki Dylan ne zaman iyileşirse o zaman gelirim.
Cedric: Yalnız bebeğim ben bunun öcünü çok fena alırım haberin olsun.
Sen: Ne yapabilirsiniz vanilyam. *Dylan yanımıza yaklaşır.*
Dylan: Öğhööğhö
Sen: *İçinden* Çıldırıcam bir de öksürüyor neden her şeye yırtık dondan fırlayan s#k gibi atlıyor bizi bir rahat bırak artık ya.
Cedric: Dylan sen iyileşmişsindir artık. (İsmin)'i ben alıyorum.
Dylan: Hayır Cedric vurduğun yerler hala ağrıyor.
Sen: *Kısık sesle* Az bile yapmış. *Cedric bunu duymuş olucak ki sırıtmaya başladı.*
Dylan: Bir şey mi dedin (İsmin)?
Cedric: Ben bir şey duymadım.
Dylan: Dündür böyle oluyor neden ya? Sürekli senin sesini duyuyorum.
Cedric: Çok iyi vurmuşum ondandır. *Sırıtmaya başlarım*
Dylan: (İsmin) neden gülüyorsun? (İsmin)'de dün aynı şeyi söyledi onadan mı gülüyorsun?
Cedric: Hıhı ondan gülüyordur o.
Sen: Baylar benim karnım çok aç artık bir şeyler yesek.
Cedric'le Dylan aynı anda: Tabi yiyelim. *Masaya geçip menüyü isteriz.*Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.