Sellamm 💕🤭
Biraz beklettim biliyorum. Bunun için sizden çooook özür dilerim. ❤️😇
5k olmamızda emeği geçen kitabı okuyan, değer veren, yeni bölüm bekleyen, yorum yapan okurlarımın hepsine teşekkür ediyorum. 🤭🥳😍
Efffffsaaaane ve alışkın olmadığınız türden bir bölümle daha karşınızdayım. 🥰
Küfürlerinizi duydum sayıyorum zira şimdiden kulaklarım çınlamaya başladı. 😂😂
Neyyyyyyse 🙄😏
Medya:
İyi okumalar 😘
***
Kulaklarımı istila eden uğultunun müsebbibi ses, tenime kızgın ateşte harlanmış sivri uçlu mızrakları hissizlikle saplarken gözlerimdeki şaşkınlık kurulmaya çalışan güven tuğlalarımı birbir dağıtıyordu.
Ben bu adama güvenmek için bir adım atarken dağıttığı parçalarımı yerden toplar olmuştum.
Hafif esen rüzgar tenimi okşarken, kafamı yavaşça birkaç metre uzağımda duran ağacın gölgesinin gizlediği surete çevirdim.
Kuruyan dudaklarımı yalarken içimde alevlenmiş ateşi bir nebze de olsa dindirmeyi umut ediyordum.
Meriç'in yüzüne geçirdiğim yumrukla başlayıp bir sürü sonla biten bir sürü görüntü canlanmıştı bile gözümün önünde.
Sorun şuydu ki hiçbirinin sonunda Meriç sağ çıkmıyordu.
Bakışlarından da kendisi kadar hoşlanmadığım adamdan elimi çekip terleyen avcumu pantolunuma bastırdım.
Ağacın gölgesinden sıyrılan iri bedeni bize yaklaştıkça gerildim.
Yine oluyordu işte!
Bu adamı gördüğüm her an damarlarımdaki kan kaynamaya başlıyordu sanki.
Adımları tam botlarımın bitişiğinde son bulduğunda, keskin hatlara sahip yüzüne oradanda gecenin en karanlık rengini kuşanmış gözlerine baktım.
Yüzüme yerleşen gülümsemeyi bastırmak için dudaklarımı canımın acısını önemsemeden ısırıyordum.
Parmaklarımın ucunda biraz yükseldim. Yakınlığından dolayı dizlerime değen dizleri aramızda bir elektrik akımına sebep oluyordu.
Sol omzuna yerlestirdiğim sağ elimden destek alıp, yüzünün sağ tarafına yanağımı bastırarak, kulağına durgun bir deniz kadar sessiz kelimelerimi üfledim.
"Sana yemin ediyorum canını yakacağım! İkinci sözüm ARCA.. Ben sözlerimi tutarım."
Yeni yeni uzamaya başlayan sakalının diken hissiyatı veren baskısından oyununa uyarak yanağına bıraktığım tüy gibi bir öpücükten sonra yavaşça uzaklaşarak kurtuldum.
Ağaçların dallarından aşağı zarifçe sarkıtılan sarı led ışıkların aydınlattığı, samimiyetten uzak bu ortamda durmak artık fazla can sıkıcı olmaya başlamıştı.
Meriç'in ise hiçbir şey olmamış gibi avcuma bıraktığı küçük bir öpücük sinirlerim üzerinde çok daha büyük etkilere sahip oluyordu. "İçeri geç, yorgunsun. Tanışmak için daha çok zamanınız olacak."
Bakışları Eftelya'ya döndü sonra kafasıyla evi işaret etti. Bizi uzaklaştırmaya çalışıyordu ki şuan yaptığı en mantıklı hareketti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Kal
Teen Fiction"Benden ne istiyorsun?" diye umarsızca sordu kız. Yatak odasının içine gizlenmiş küçük odada ki boylu boyunca uzanan cama dizlerini kırarak yaslanmıştı. Üzerinde ki bakışları hissedebiliyor ama tepki vermiyordu. Adamın cevap vermesini beklerken yüzü...