GÖLGELER SERİSİ - 5 - YEDİNCİ HAYALET

Bölüm 4 - Bağlı Kadın

Karanlık evin giriş ışığı yandığında içeri mutlu çift girdi. İkisinin de yüzünden  geceyi eğlenceli geçirdiği belliydi. Kadın kızıl saçlarını topuz yapmıştı ve üzerinde saçlarına uygun güzel mavi bir elbise vardı. Adam ise kaslı yapısına uygun takım elbise giymişti. İçeri girer girmez kadının beline sarılıp, saçlarını kokladı. "Sonunda bitti." 

Kadın gülümseyip arkasını döndü. "O kadar kötü değildi kabul et. Sende tebbesüm ediyordun." 

Adam kadının alnına küçük bir öpücük kondurup "Yalan yok tatlım. Saçma konuşmaları beni güldürdü," diyerek şapşal bir ifadeyle kadına baktı. Kadın iki elini adamın göğsüne koyup "Kahve mi demleyeceksin yoksa?" diye sordu. Adam kocaman bir gülümseme ile "Sen iste yeter," diyerek kadını öptü. Kadın banyoya giderken adam mutfağa ilerledi. Kadın aynaya bakıp saçlarını açtı ve üzerindeki takıları çıkarmaya başladı. O aynaya bakmazken yansıması aynaya bakmaya devam ediyordu. Bir saniyelik ışığın yanıp sönmesiyle aynadaki görüntü uzun siyah saçlı bir kadına föndü. Yüzü kireç gibi beyazdı. Gözleri yoktu ve göz çukurları yanmış gibiydi. Ağzının etrafı patlıcan gibi mordu. Dudaklarına çıktıkça siyahlıyordu. Kadın yüzünü yıkamayı bitirip aynaya baktığında, kadın artık orada değildi. "Hayatım kahve hazır."

Kadın arkasını döndüğünde bir anlık kadın aynada belirdi. Tam kapı koluna uzanmıştı ki, bir anda sırtında müthiş bir ağrı hissetti. Acıdan çığlık atmak için ağzını açmıştı ki, nefessiz kaldığını fark edip boğazını tuttu. "Hayatım hadi." 

Kadın kapıya doğru uzanmak için elini uzattığında elinin yaşlanıp çürümeye başladığını gördü. Ve açık ağzından düşen dişlerin yere çarpmasıyla oda yere yığıldı.

Kocası kapıyı iki kez tıklatıp açtı. Ve gördüğü karşısında şok oldu. Karısı yerde çürük bir meyve gibi büzüşmüş yatıyordu. Adamın çığlığı tüm apartmana yayıldı. 

***

Evren elindeki kağıtlara bakıp "Ne güzel," diyerek masaya fotoğrafları atarcasına bıraktı. Olgun karşısındaki adama bakıp "Ne oldu yine?" diye sordu. Evren ayağa kalkıp uzamış saçlarında parmaklarını gezdirip "Cem, benim bildiğim avlanma bu değil. Biz uzun dişler ve tüylü kas yığınları avladık. Saçma karışımlar yapan cadıları şeytanına kavuşturduk. Şimdi bu ne? Nasıl yapılır bilmiyorum. Bilmediğim bir savaşın ortasında duruyorum. Bu da beni geriyor," dedi. Okşan banyodan çıkıp masaya oturdu. Fotoğrafa bakıp "Bu olay, Pandora ile ilgili değil," dedi. Evren kadına yan bir bakış atıp "Nerden anladın? Öz geçmişlerine mi baktın?" diye sordu. Okşan yapmacık bir tebbesümün ardından "Hayır, sadece görüyorum. Biliyorum bu anlatılmaz Evren," dedi. Evren alaycı bir şekilde "Hah, Metin'in şifalı elleri desene," diyerek çalan kapıyı açmak için hareketlendi. Olgun konuya geri dönmek için "Peki konuya dönecek olursak, neyle ilgili? Bildiklerini paylaşman bizim için daha iyi olur," dedi. Okşan parçalanmış bedenlere bakarken "Güçlenmek için avlanıyorlar. Ruhları beden bulmak için uğraşıcak. Ama sırasıyla, hepsi bir anda saldırmaz," dedi. Kapıdaki Nina elindeki torbaları Evren'e verip "Yardım alıcaklardır," dedi. Evren kadının konuya birden girmesine hayran kalmış bir şekilde gülümseyip "Sana neden aşığım her gün daha net anlıyorum," dedi. Olgun gözlerini devirirken Okşan Nina'ya "Ama kim onlara yardım eder ki?" diye sordu. Evren pis bir sırıtışla "Cadılar tabii ki," dedi ve Nina ekledi. "Kurtadamlar ve Vampirler." 

Okşan şaşkınlıkla "Neden yardım etsinler ki?" diye sordu. Olgun kadına dönüp "Asıl soru neden etmesinler olucak. Yıllarca ona çalıştılar. Ve güçlerini ondan aldılar. Şimdi gözüne girmeleri gerek. Yeryüzündeki egemenliklerinin sürmesi için buna ihtiyaçları var," dedi. Evren Nina'nın getirdiklerini masaya koyarken "Peki kimle başlıyoruz?" diye sordu. Olgun alaycı bir şekilde "Gerçekten köreldiniz mi?" diye sordu. Evren yanındaki adama yukarıdan bakıp "Bir kez daha üstünlük tasla ve körelmek ne demek gör," diyerek tehdit etti. Okşan ikilinin bakışmasını kesip "Hasan bize yardım edemez mi ?" diye sordu. Nina çıkardığı ceketini geri alıp kapıdan çıkmak için hamle yaptı. "Nereye?"