Bölüm 9 - Yıkıcı Güç

166 8 57
                                    

Evren deli gömleğinden kurtulmak için sağ sola sallandı. Ama kurtulamadı. İçeri hemşire cadı girdi. Yüzünde pis bir gülümseme vardı. "Selam miniğim."

Kadın elindeki ilacı Evren'in ağzına verip "Merak etme sadece sakin olman için," dedikten sonra yuttuğuna emin oldu ve geldiği gibi geri çıktı. O kapıyı kapadığında odanın göz alan ışıkları söndü. Işıklar söndüğünde Evren'in arkasında ayakta Çakal duruyordu.

***

Olgun çalan kapıya baktı. Tolga ayağa kalkıp kapıyı açtığında kapıda Tuncay ve Hasan vardı. "Selam evlat. Sonunda Evren'i akıl hastanesine yatırmışsın."

Olgun derin bir nefes alıp "Bu nasıl olur? Yani o deli değil ki?" diyerek içeri giren iki adama baktı. Tuncay alaycı bir tonda "Evlat o her zaman çatlak biri oldu," dedi. Tolga adama dik bir bakış atınca "Ne var canım az biraz ortamı yumuşatmak istedim," dedikten sonra ekledi. "Her neyse girip çıkarırız sorun yok."

Tolga boynunu tutup "O kadar kolay olacağını düşünmüyorum," dedi. Hasan elindeki çantayı masaya bırakıp derin bir nefes aldıktan sonra "Merak etmeyin ben her şeyi hazırladım. Cadı ve çağırdığı ruh bize bulaşamayacak," diyerek spor çantasını masaya boşaltmaya başladı. Tolga ufak tefek adama bakıp "Benim bahsettiğim cadı değil," diyerek kollarını göğsünde birleştirdi. "Bahsettiğim polisler. Evren'in akıl hastanesinde yattığını fark ettiler ve onu yakın gözleme aldılar. Emin olun kısa zamanda yalan bir delil ile onu sorgularlar. Adamlar size kafayı takmış durumda. Hastanenin önünde sabahlıyorlar. Ekibin geri kalanını avlamayı kafaya takmış durumdalar."

Olgun derin bir nefes alıp "Harika," diyerek oturduğu yerden kalkıp ceketini aldı. "Evlat nereye?"

Olgun babasına bakıp "Merak etmeyin sadece yardım kuvvetleri çağırmamız lazım. Kuzenimi deliler ve cadıyla manyak bir akıl hastanesinde bırakacak değilim," diyerek otel odasından çıktı.

***

Nina derin bir nefes alıp titreyen ellerine baktı. Oturduğu yatak eski ve tahtadandı. Odada sadece bir yatak ve eski bir dolap vardı. O da tahtadan oyulmuştu. Yatağın, dolabın ve yeri kaplayan parkenin rengi koyu maun rengindeydi. Cam temiz olsa da eski olduğu için artık dışarıyı net göstermiyordu. Gece'nin geldiği içerideki loşluktan fark ediliyordu. Odanın kapısı açıldığında içeri Okşan girdi. Arkasındaki Metin kapıya dayanıp her zamanki gibi insanın içini ısıtan gülümsemesi ile Nina'ya baktı. "Daha iyisin ya?"

Nina Okşan'ın uzattığı bardaktaki garip sıvıya bakarken kadına cevap verdi. "Bilmiyorum. Yeniden doğmuş gibiyim. Sanki tüm kaslarım metalden yapılmış gibi. Ölümsüzlüğü tüm damarlarımda hissediyorum ama huzursuzum," diyerek bardaktaki bulanık içecekten bir lokma aldı. Tadı o kadar kötü olmasa da ağızda bıraktığı tortulu tad midesini bulandırmıştı. "Bu ne be!"

Metin kahkaha attıktan sonra Okşan ile göz göze geldi. "Bizi biraz baş başa bırakabilecek misin?"

Okşan başıyla onaylayıp odadan çıktı. Adam kadının arkasından kapıyı kapayıp duvara dayandı. "Zor olduğunu biliyorum. Ama emin ol Lycan olmaktan daha kolay bir dönüşüm."

Nina gözlerini devirip "İçecek diyordum," dedi. "Birkaç yararlı ot, tam olarak bende içeriğini bilmiyorum."

Nina bardağa iğrenip baktıktan sonra bardağı yere koyup adama döndü. "Nasıl olacak?"

Metin bir anda başını eğdiğinde Nina zor olacağını anlamıştı. "Ne kadar kötü?"

Metin derin bir nefes alıp "Her aşamasında yanında olacağım söz veriyorum. Seni bir daha geride bırakmayacağım. Ne olursa olsun," diyerek odadan çıkmak için hamle yaptı. "Metin."

GÖLGELER SERİSİ - 5 - YEDİNCİ HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin