Bölüm 8 - Çakal

62 7 10
                                    

Cem sakin bir şekilde antika çalışma masasında oturmuş yıpranmış defterin sayfalarındaki el yazısını okuyordu. İçeri Mammon girdi. Cem başını kaldırmadan “Evet,” dedi. Aslında ‘ne var?’ diye sormanın başka bir cümlesiydi. “Leviathan ve Beelzebub öldüğüne göre kapıyı nasıl açıcağız?”
C

em başını kaldırıp karşında duran adama baktı. Yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. “Bana hesap soruyorsun gibi geldi.”

Mammon hayır anlamında başını sallayıp “Sadece merak ediyoruz,” dedi ve ekledi. “Hepimiz.”

Cem önündeki deftere dönüp “Bazen sevgili dostum, bazen sadece  ilahi adaletin sessiz kaldığı sular vardır. Ve biz oralarda yüzen köpek balıklarıyız. Emin ol, iki beceriksiz yüzünden başımıza bunların geleceğini önceden düşündüm. Her zaman b planım vardır. Boşuna dünyevilerin arasına gelip tohumlarımı bırakmadım. O kapı er ya da geç açılacak. Ve buna kimse engel olamayacak,” dedi.

***

Evren televizyon kanalını bir kez daha değiştirdiğinde Olgun banyodan çıktı. “Miskinlik yapmakta üstüne yok.”

Evren gözlerini devirip “Diyene bak, saatlerdir duş alıyorsun ve ben kara kutunun işkencesine maruz kalıyorum,” diyerek televizyonu kapadı. “Hiç gerçekten gündüz kuşağındaki programları izlemeye çalıştın mı?”

Olgun saçlarını havluyla kurularken “Hayır,” dedi. Evren korkmuş surat ifadesini takınıp “Sadece deneme, korkunç,” diyerek yataktan zıplarcasına kalktı. Parmağındaki yüzüğü ile oynarken “Bir haftadır onlardan haber yok,” dedi. “Merak etme Nina dişli bir kadındır.”

Evren yan gözle kuzenine bakıp “Metin pisliğine güvenmiyorum,” dedi. “Saçmalama Metini kıskanacaksın ama onu senden daha çok seviyor.”

Evren ‘hıh’ diye bir ses çıkarıp “Onu benden fazla seven biri olmaz,” dedikten sonra duraksayıp “Belki haklısındır. Sonuçta onu öldürdü ve vicdan azabını hiç unutmadı. Vicdan azabı nasıl bir şey bilirim.”

Olgun hüzünle tebessüm edip “Hey onlar iyi merak etme,” diyerek bilgisayarın başına oturdu. “Bir haftadır sessizler ve hiçbir şey olmadı. Sence rahatlamalı mıyız?”

Evren ceketini askıdan alıp “Hayır, o pisliğin duracağını düşünmüyorum. Ben bize yiyecek bir şeyler alacağım, sen de bu sırada bize iş bul. Yatmaktan sıkıldım,” diyerek dışarı çıktı. Olgun gerinip bilgisayarında olağandışı olayları araştırmaya başladı. Bunun için en iyi kaynaklar fısıltı haberlerinin siteleri ve olağandışı konularda yazan sitelerdi.

***

Nina derin bir nefes alıp arkasına baktı. Okşan zorlanarak sık ormanda ilerlemeye çalışıyordu. Sarp kayalara gelmelerine az kalmıştı. Nina önden ilerleyen Metin’e bağırıp “Biraz dinlenmemiz lazım,” diyerek Okşan’a el uzattı. Kadın Nina’nın elini tutunca son yamacı daha hızlı çıkmıştı. Nina ağaç dalından yaptığı bastonu kenara koyup yere oturdu. Metin çıktığı yamaçtan aşağıya inip “Böyle giderse ona ulaşmamız imkansız,” diyerek Okşan’a baktı. “Biraz daha hızlanman lazım.”

Okşan tıslayarak “Geri bas pislik,” dedi ve yere oturup mataradan su içti. “Biz senin gibi ölümsüz değiliz. Ya da iblis.”

Metin kahkaha atıp “İncindim,” dedi. Nina kıkırdayıp “Kadın haklı Mety bende eskisi gibi dinç değilim. Uzun zamandır ev kadınlığını oynuyordum. Ondan dolayı biraz olsun dinlenmemiz lazım. Sonuçta zamanla yarışmıyoruz,” diyerek duraksadı. Aslında yarıştıklarını hepsi çok iyi biliyordu. Ama kadına kimse karşı çıkmadı. Metin kadınların yanına oturup “Tamam ileride bir düzlük var. Akşam orada dinleniriz. Sonra sabah devam ederiz. Gideceğimiz yere az kaldı,” diyerek kadınlara baktı. Okşan başını sallayıp ayağa kalktı. “Az laf çok iş.”

GÖLGELER SERİSİ - 5 - YEDİNCİ HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin