İlk olarak -aslında genelde böyle diyorum- geç yazdığım için özür dilerim. Bilgisayarı bozdum da :D Bu yüzden başka pcden yazdım. Neyse işte umarım beğenirsiniz. Voteleyip yorum yapmayı ve beni yazmaya teşvik etmeyi unutmayın. Buna ihtiyacım var. Neyse siz okumaya başlayın çok konuştum ben. Hadi sizi öptümm :**
Keyifli okumalar diler~~
Mutfağa geldiğimde hemen kahveyi yapmaya başladım. Aklımdan tüm düşünceleri kovmam gerekirken şu an dediğini düşünmekten kendimi alamıyordum. Fincanları güzelce dizdim ve onları dolduracak kadar suyu cezveye koydum. Ardından kahveyi de koyup ocağa bıraktım. Ama siz aralığa bırakın.
Kendi kendime yaptığım esprilerime gülerken dışardan birisinin beni görmemesi en büyük dileğim.
1-2 dakika geçtikten sonra hepsine teker teker köpük koyup fincanalara döktüm. Ardından tepsiye yerleştirdim. Son olarak da masanın üstünde duran çikolatalardan fincanın altlıklarına ikişer tane bıraktım ve elime alıp salona geçtim. Dökmemeye dikkat ediyordum.
Ben gelirken Selim'le denk geldik ve istemsiz bir şekilde refleks olarak korktum. Ve ani bir hareketle geri çekildim. Elimdekilere baktım. Dökülmemesini umuyordum ki dökülmediğini farkettim.
O da bunu anlamış olacak ki usulca -ve karizmaca- koltuğa oturdu. Ben de kahveleri dökmekten çok korktuğum için yavaşça teyzeme uzattım. Oda bana ''Sağol canım." dedi.
Daha sonra kahvesini almak üzere tepsiyi Selim'e uzattım. Tam alırken birbirimizle göz göze geldik ve biraz zaman geçtikten sonra kahvesini alabildi. Gözlerimi çok sevdin galiba. Bu kadar baktığına göre. Ne diyorum ya ben?!
Tepsiyi koltukların ortasındaki masaya bıraktıktan sonra tekli koltuğuma (!) oturdum. Kahvem harika olmuş her zamanki gibi. Mmh bayıldım..
Teyzem ''Muhteşem olmuş. Çok güzel ya.'' dedi. Ben de mutlu oldum tabi.
Selim'den bir şey demesini beklemiyordum. Sonuçta böyle bir karizma teyzem kadar sıcak olamaz ya. Düşüncelerimden sıyrılırken ona baktım. Çikolatasını yiyordu ve kahvesinden de bir yudum aldı. Neden bu kadar güzel yiyordu? Hof.
Ben de "Afiyet olsun." dedim teyzeme.
Aradan zaman geçtikten sonra ağzımı açmaya başladım. Tabi Selim çoktan odasına yuvarlandı bile. Bu kadar önemli ne varsa. Teyzem de mutfakta her kadın gibi uğraşıyordu.
Mesajlar! Ben onları tamamen unutmuşum. Cebimden telefonu çıkarıp şifresini girdikten sonra mesajlar butonuna bastım. İlk tabiki de Burcu'nun. Sonra Cem'in. İnanamıyorum- Zeynep de mesaj atmış. Sonunda değerli olduğumu hissettim.
Mesajı açtığım gibi okumaya başladım.
Burcu: Eylül nerdesin sen? Çabuk fotoğraf gönder. Gerçekten gittin mi ya ben şaka yapıyorsun sanmıştım. Kanka geri dön bana. Görüntülü konuşalım seni çok merak ettim!!
Ardından Cem'in üstüne tıkladım ve mesajını okudum.
Cem: Eylül gerçekten gittin mi? Belli olmaz demiştin. Niye haber vermiyorsun! Telefonunu aç hemen.
Gerçekten beni çok merak etmişler. Duygulandım valla. Son olarak da Zeynep'in üstüne tıkladım ve mesajını okumaya başladım.
Zeynep: Seni öldürürüm. Eğer cevap vermezsen seni keserim, doğrarım, biçerim. Valla arkadaş katili yaparsın beni. Neden gittin demicem çünkü mesajımı gördüğün gibi beni aramak zorundasın BayanKaçamak.
Zeynep'i aramak zorundaydım galiba ama daha sonra arayabilirdim. İstanbul'da olduğumu onlara mesaj yoluyla anlattım. Burcu da bana geri dönerse görüntülü konuşabiliriz.
Diğer hesaplarımdan bildirimlere bakmaya başladım. Gerçekten herkes bir günlük bildirim yağdırmışlar. Fotoğraf- durum beğenme yapmışlardı genelde. Ama eski paylaştıklarımı hala beğenenler varya onlara akılsıra erdiremiyordum.
Uzunca bir telefon uğraşından sonra gözlerimin ağrıdığını hissettim. Teyzem de farketmiş olacak ki "Hadi canım geç olmadan yat. Uykun gelmiş senin, iyi geceler." dedi sırıtarak.
Ben de "Sana da iyi geceler." dedim ve merdivenlere doğru yol alıp odama çıktım.
Odamın rahatlığıyla baş başa kalmadan önce üstümü değiştirdim ve terliklerimi çıkarıp yatağa uzandım.Hava biraz serin olsa da yorganla uyuyacak değildim ya. Bu yüzden en üstteki çarşafı üstüme çektim. Ayıcağıma sarılmayı da ihmal etmedim.
Hayal kurmaya ve olanları değerlendirmeye vakit bulamadan gözlerim kapandı.
---
''Çok uykucusun.'' dedi benim alışmadığım fakat sahibinin kim olduğunu bildiğim bir ses. Bu Selim'in sesiydi.
"Aşağıya in." Olamaz. Rezil oldum! Benim günahım neydi ya? Hof.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMAZ
ChickLit''Sonbaharın Eylül'ü, aşkın da senlisi güzel.'' ©Tüm hakları saklıdır.