10.Bölüm ☂ Aklımdaki Kiralık Yer

200 12 9
                                    

BEN GELDUM CİCİLER :**

MULTİMEDİA'DA ÇOK SEVDİĞİM BİR ŞARKI VAR *-* 

Çok geç yazdım fakat ödevlerden anca vakit bulabildim. Bundan sonraki bölümü inşallah kısa bir sürede yazarım.  Umarım beğenirsiniz. Biraz içime sinmedi ve biraz da kısa oldu. Ama neyse sonuçta yazdım. Neyse ben sizi tutmayayım. Keyifli okumalar~~

#Benimİçin

''Tık, tık !''

''Girebilirim değil mi?'' Ah teyze, sorduğun da soru mu? Tabiki de girebilirsin. 

''Bu akşam burada kalman gerekiyormuş. Senin yanında ben kalabilirim.'' 

''Olur mu teyze? Ben tek kalırım ya, siz gidin. Zaten alt üstü bir gece değil mi?'' Hayır bence kalmasına gerek yok. Hem yarın erken kalkması gerek, şimdi bu halde. İzin veremem, burada kalamaz.

''Tamam o zaman. Anne sen git, ben burda kalayım. Hem seni böyle burada bırakamam.'' Ya Selim! Bir git Allah aşkına! İkiniz de gidin işte. Gören de öldüm sanar. 

''Şimdi ne yapıyoruz biliyor musunuz? Siz eve gidiyorsunuz. Ben de burada kalıyorum.'' Heralde en doğru düşünce bu olsa gerek. Sen teyze, senin eve gitmen lazım, Selim sen de benimle burada kalamazsın. Hem sen niye burada kalıyorsun ki? Kimse benimle kalmasın. Bitmiştir.

''Olur mu kızım? Burda seni tek bırakamam. Aklım burda kalır hem.'' Teyze ne yaptın ya? Allah'ım benim günahım neydi? -Diyemedi.

''Yok teyzecim, gerçekten. Bak, ben hem iyiyim bi sorun yok.'' dedim içimden oflarcasına. Biri 'İsyan' şarkısını mı çalıyordu? Ne biçim durum böyle.

''Tamam anne ben kalırım, aklın burda kalmasın.'' Ya gerçekten anlatamıyor muyum ben? Ya da ikiniz de beni dinlemiyor musunuz? Ay öleceğim gerçekten.

''Tamam artık yeter. Biriniz kalacaksa kalsın. Sıkıldım ben artık bu konuşmadan.'' Cidden çok sıkılmıştım. Hem daha yeni iyileşmiş bir hasta bu kadar yorultulur muydu?

''Sakin ol.'' dedi Selim. Sakinim ben bikere!

O değilde teyzem hala Selim'i hatırlamadığımı düşünüyor olabilir. Sonra sorgulamasın bunlar neden böyle anlaştılar(!) diye. Neyse ben bir ara söylerim ya da o anlar.

''Tamam o zaman ben gidiyorum canım. Siz yarın Selim'le gelirsiniz.'' 

''Tamam teyze, hadi git sen. Görüşürüz.'' dedim iyi olduğumu belli etmeye çalışarak.

Artık bugün bir olayı daha kaldıramam. Uyumak istiyorum ben! Ne demişler; Sevdiğin kişiye her şeyini ver ama uykunu verme. Bu yüzden ben de hemen uyumak istedim. Bu arada, teyzem gitti. Selim de yanımdaki yastıklı koltuğa oturdu. Tabi buldun yumuşacık rahat koltuğu, hemen yayıl. 

Birden gözlerime baktı ve ''İstedğin bir şey var mı?'' diye sordu. İlk başta afalladım tabi. Gözlerine bakmak oldukça fazlacaydı. 

O an aklıma bir şey geldi ve tam 'hayır' diyecekken vazgeçtim. ''Var'' dedim anlamsızca. Meraklanmıştı ve hemen ''Neymiş o?'' diye sordu.

Aptalca gülümsedim ve sorusunu yanıtladım. '' Uyku'' Selim de gülümsememe karşılık verdi ve- Gamzesi çok güzel ama! Bakakalmak bu olsa gerek. 

Allah'ım neden üzerinde ölünecek kadar güzel bir gamzesi var ki?!

Oturduğu yumuşak koltuktan kalkarak yanıma geldi. Üzerimdeki örtüyü biraz daha boynuma doğru yaklaştırdı. Yatağımın kenarına oturdu. 

Ve işte her hücremin tek tek yandığını hissettim.

Domates gibi kızarmasam da biber olduğum kesindi. Gözlerine baktım. Ne olursa olsun onun gözleri -benim için- paha biçilmez bir güzellikteydi. Gözlerini sevebilirdim onun. Bunu kimse(?) engelleyemezdi. 

Ama böyle bakınca o her şeyiyle bir bütündü ve onda anlayamadığım bir çekicilik vardı.  Özellikle kaslarının giydiği şeyden fırlaması gibi. Tamam, fırlamıyordu belki ama gayet kaslıydı yani. Hakkını yemeyim çocuğun.

Uzun uzun süzdükten sonra yine gözlerine geldim. Bana bir şeyler söyleyecekti galiba. Ve evet, doğru tahmin etmiştim.

''Eylül'' dedi kısık sesle. Daha sonra biraz daha yükseltti ve ''Ben gerçekten çok korktum.'' dedi. Yüzündeki endişe belli oluyordu. Evet, gerçekten de çok korkmuşa ve -benim için-  endişelenmişe benziyordu.

Ne kadar mulu olduğum için gülümsemek istesem de ona böyle bakarken gülümsemek istemedim. Benim için endişelenmişti yani, benim için... Neyse tamam Eylül, abartma lütfen.

''Ben sandım ki-'' demesiyle sözünü kestim. ''Bak gayet iyiyim şu an.''

''Evet, iyi görünüyorsun ve beni hatırladın.'' diyerek gülümsedi. ''Aslına bakarsan seni ve o yaşadığımız anıları, yani tam olarak değil. Böyle arada kesik kesik görüntüler gelse de tam olarak hatırlayamadım diyelim.''

Evet, ona gerçeği söylemiştim ve yüzüne anlayışlı bir ifade takındı. Beni üzmek istemezdi. Bu yüzden yataktan kalktı. ''İyi geceler, hadi uyumalısın.'' dedi gülümsemeyerek fakat sadece gamzesini gösterek. Sanki bana inat yapıyordu! 

Gamzesine baktığımda eridiğimi bilemez!

Ben de başımı salladım olumnlu anlamda. Ah bu çocuk, bu haraketleriyle aklımda kiralık olarak yer tutmuştu galiba. 

Ardından o da yumuşacık koltuğunu oturup gözlerini kapatınca ben de onun yaptığının aynısını yaptım. Sağıma döndüm ve gözlerimi sıkıca kapadım. 

Bir dakika, yani ben şimdi onun için uykumu mu feda etmiştim? 

UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin