Parmaklarımın ucundaki kalemi ritimli bir şekilde sırama vururken artık sınıftan 'ya sabır' fısıldaşmaları ve yapmamam için uyarıcı bakışlara inat, itinayla ses çıkarmaya devam ediyordum. Ders boştu ve çıkış zilinin çalmasına az bir vakit kalmıştı.
"Şunu yapmayı keser misin artık, rahatsız oluyorum." sonunda biri çıkıp herkesin duyacağı bir şekilde söylenmesiyle birlikte çoğu herkes de destekleyen homurtular çıkarmıştı.
"Kulaklarını kapat rahatsız olmazsın." dedim bu sefer daha fazla ses çıkartarak. Benimle alay edip dalga geçerken rahatsız olmam nasıl umurlarında değilse şu an benimde kimse umrumda değildi. Belamı arıyordum ben.
"Herkes rahatsız oluyor burada Ayaz? Yapma şunu." arka sıralarda oturan başka biri daha homurdandığında sınıftakilerin çoğu bana bakmaya başlamıştı.
"Siz zaten komple kafadan rahatsızsınız," elimdeki kalemi herkesin görüceği şekilde havaya kaldırdım. "Bu da rahatsız olan herkese girsin."
Ses desibelim fazlasıyla sert çıkınca bu sefer bütün sınıf bana kitlenmişti. Yarım ağız gülerek ilk atağın kimden geleceğine baktım.
"Sen daha çok seversin o girmeli çıkmalı işleri Ayaz, kendine sokarsın onu da."
Furkan... Görüp görebileceğiniz en homofobik orospu çocuğuydu. Her seferinde bel altı laf sokarak benimle kendi çapında eğlenen en hakiki orospu çocuğuydu hemde. O boş kafasının içinde porno döndüğüne yemin bile edebilirdim. Abazanın tekiydi.
"Ben daha çok sokmalı çıkarmalı işleri severim Furkan. İstersen seninle deneyelim bir ara, sonuçta makarna da ıslanana kadar düzdür." dedim gülmeye çalışarak. Somurtmaktan yüz kaslarım acıyordu artık.
"İğrenç iğrenç konuşmayın ya." yüzümü duvara çevirdiğimde, kaşlarını çatarak bana bakan bir grup kız ve onların sesi olan İrem...
"Ne oldu İrem miden mi bulandı yoksa? Kıyamam sana ne kadar üzüldüm, siktir git az ötede ağla." sinirle dudaklarımı yalayıp titremeye başlamış ellerimin avuç içlerini kaşıdım.
"Ayaz kudurdun yine, rahat dursun o götün başın bak akşam akşam milletin canını sıkma." bir başka ses ile bu sefer dağ ayısı lakaplı Ufuk'a döndüm. "Sana giren çıkan mı var lan yarram?" diyerek kolumu uzatıp elimle hayırdır işareti yaptım.
"Ufuk boşver şu gereksizi abicim. Arkadaş akşam şekerini alamadı ya ondan bu yaptığı tantana. Gökhan verir ağzına şekerini."
Furkan'ın hayvansı gülüşüyle birlikte birkaç sığır da eşlik edince gülüşü pis bir sırıtışa dönerek bana çevirdi bakışlarını. O an, gözümün içine baka baka eliyle havada bir şey tutmuş gibi ağzına götürdü. Yaptığı hareketi ilk birkaç saniye algılayamayınca, elini ağzına doğru ileri geri hareket ettirmeye başlayınca tepki olarak sadece kaşlarımı çatabilmiştim. Onların yerine ben utanıyordum artık.
Diğer çoğu erkekler de gülerek aynı hareketi bana bakıp yapmaya başlayınca ağzımı açıp küfürler edecekken sustum. Bu okulda, bu sınıfta bir dakika bile kalmak istemiyordum artık. Ne kadar bağırırsam o kadar çok bağırıyorlardı ve bir şekilde sesimi bastırmayı başarıyorlardı.
Zil çaldığında herkesin çantalarını toplayıp gülüşerek kapıdan çıkmalarını izlemekle yetindim. En son kendim çıkmayı düşünüyordum fakat sıranın üstünde rahat bir tavırla oturan Ufuk ve Furkan ikilisiyle göz göze gelince umursamadan çantamı omuzuma astım.
"Yine kaşınıyorsun Ayaz. Bu sefer yanında Mustafa da yok, şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?" diyen Furkan, hızla omuzlarımdan geriye ittiğinde sendeleyerek bir iki adım geri adımladım. Ellerimi iki yanımdan sıkıca yumruk yapmış, sinirlerime hakim olmaya çalışırken, tekrar üstüme gelip omuzlarımdan ittirdiğinde bu sefer sırtım duvara çarpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
allegation • texting | gay
Teen Fiction[tamamlandı] • Gökhan; İddiayı kaybettin Ayaz Gökhan; Şimdi de ödülümü istiyorum Gökhan; O götünü becereceğim Gökhan; Ve ben, Gökhan; İstediğimi alırım :) (Görüldü) • 161120 🌈