0.4

13.9K 844 359
                                    

"Ben çıkıyorum!" diyerek çantamı ve telefonumu aldım. Cevap bile beklemeden kapıyı kapatıp ayaküstü hızlıca spor ayakkabılarımı giydim ve bahçeden geçerek otobüs durağına yürüdüm.

Her zamanki boş olan bankta yayıla yayıla oturduğumda cebimden çıkardığım airpods kulaklıklarımı kulağıma geçirdim. Bunun için tam 6 ay boyunca harçlıklarımdan biriktirip orijinal marka kulaklık alabilmiştim. Artık dolanmış kablo ve sinir krizleri yoktu...

Okulun içine girdiğimde çalan şarkıyı kapatıp sınıfa yürüdüm. Üçüncü katta olan sınıfım, asansörü olan bir okulum vardı ama paşa paşa gidip merdivenleri kullanmak zorundaydım çünkü asansör sadece öğretmenlere özeldi. Biz asansörü sikmek için kullanıyorduk sanki.

"Günaydın."

"Hiç de gün falan aymadı kardeşim." dedim moralsizce çantamı sırama koyarak. Mustafa'nın bu dediğimle oflayıp sırasında geriye yaslandı ve ayaklarını da sıranın alt gözüne yerleştirdi.

"Maçta bir ben yoktum, afra tavra yapma bana." dediğinde ters ters yüzüne baktım.

"Yaptığın tek şey yarrak gibi dikilmekti. Voleybol mu oynuyoruz amına koyayım topa smaç bastığını gördüm resmen ya."

Dudağının kenarı yukarı kıvrıldığında az önceki ciddiyeti kaybolmuştu. Ben sinirliyken onun gülmesi beni daha da sinirlendiriyordu.

"Hep sen kazanamazsın. Hem niye bu kadar sinirlendin ki, alt tarafı bir maç."

Aynen, alt tarafı bir göt.

"İyi." diye söylendim sırada kıpırdandığımda. Daha fazla bu konuyla konuşmaya devam ettikçe elim ayağım titremeye başlıyordu sinirden.

"Ya bir şey daha sorucağım. Şu 12'lerden bir çocuk seni sordu bana. Dünkü maçtaki çocuktu galiba tam hatırlamıyorum ama evini falan sordu." dediğinde gözlerimi sonuna kadar açıp Mustafa'ya baktım.

Orospu çocuğuna bak sikmek için evimi sormuş bir de.

"Sen de söylemedin tabii bir şey, öyle bir hata yapmadın değil mi?" diye sordum sesimin normal çıkması için hafif zorlamayla. Ulan Gökhan, ne göt meraklısı çıktın pezevenk evladı.

"Yo, git kendin sor dedim. Hayırdır ne iş falan da dedim."

"Ee, o ne dedi?"

"Bi' borcun mu ne varmış çocuğa, onu istiyormuş senden. En kısa zamanda ödesin dedi. Hakikatten lan, ne borcun var ki çocuğa?"

Mustafa'nın dedikleriyle küçük çaplı bir kalp çarpıntısı geçirdim. Ellerimle yüzümü kapatıp sabır çektim ve stresle Mustafa'nın oturduğu gibi oturdum sıraya.

"Bi' borcum yok ona, seni kandırmış. Sorarsa bir daha cevap verme. Söyleme evimi sakın." dedim tembihliyerek. Gökhan gibi birisinden korkmuyordum ama başımı ağrıtıcağı kesindi.

Sadece saçma bir iddia yüzüne bu kadar abartmaması gerekirdi.

"Şey, bunun için artık çok geç," diyerek gittikçe kısılan sesiyle konuşmaya başladığında bir hışımla başımı Mustafa'ya çevirdim. "Derken?" diye sorduğumda sesim orantısız bir şekilde sert çıkmıştı.

"Üç paket sigara verdi oğlum, bu ne demek biliyor musun? Ya salla zaten ne yapabilir evini biliyorsa? Sikicek hali yok ya."

Benimkine nazaran rahat tavrıyla omzumu patlatladı. Boşalan sinirimle beraber sınıfın içinde büyük bir kahkaha patlattım.

"Aynen kardeşim, sikicek hali yok ya."

-----

allegation • texting | gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin