"Salı ve Çarşamba günleri antrenmana kalıyormuşuz. Az önce Selim mesaj attı."
"Üst üste niye iki gün yaptı ki? Arada boşluk olsaydı bari." dedim elimdeki çekirdeği çitleyip poşete atarken.
"Sorma ya. Bir de Göthan piçi de olucak, yemin ediyorum çocuğu gördüğüm yerde ümüğünü sıkasım geliyor." bacaklarındaki çekirdek tozlarını eliyle temizleyip paketten bir avuç daha çekirdek aldı.
Akşamüstü Mustafa'yla birlikte sokağın başındaki banklardan birinde oturmuş, gelenek haline gelen, çekirdek, kola ikilisini tüketiyorduk. Ara sıra midem bulanıyor gibi oluyordu, ama yine de vazgeçemiyordum.
"Götümü elledi ibne herif." dedim kutu koladan bir yudum alarak. Tüm gün bunun siniriyle dolaşıp durmuştum. Hem okulda, hem de evde.
"Tamam anladık oğlum. Ne yapalım biz de mi elleyelim? Yarın çarşamba zaten antrenmana kaldığımız zaman basketbol topunu onun kafasına atacağım. Beyin nöronları kendine gelir belki."
Oflayıp dirseklerimi dizlerimden çekip dikleştim. Şu an öyle bir oturuyorduk ki, oturmamız gereken yere ayaklarımızı koyuyor, yaslanmamız gereken yere ise oturuyorduk.
"Mustafa bu kadar dar düşünme, küçük çocuk muyuz biz böyle şeyler yapacağız?"
"Amına koyayım ben miyim aklı fikri fitne fesatlığa çalışan? Aklıma gelen en fazla milletin önünde donunu indirmek olur. Senin geliyor böyle değişik şeyler aklına."
Kafamı sallayarak dudağıma yapışan çekirdek kabuğunu tükürdüm. Ne zaman biri benimle uğraşsa yaptığına yapacaklarına pişman ederdim. Göthan kendi kaşınıyordu.
"Gidelim hadi karardı iyice hava." dedim üstümü başımı silkeleyerek. Kafasıyla onay verip oturduğumuz banktan kalktık. Akşamdan beri burda oturuyorduk ve götüm uyuşmuştu.
"Bir şey soracağım, bu Göthan'ın sevgilisi var mıydı?"
Çöp kutusuna çekirdek çöplerini ve boş kutu kolaları atarken aklıma gelen şeyle Mıstık'a döndüm.
"Oha! Sevgilisini mi ayartıcaksın?" diye sorduğunda omularımı silkip 'bilemiyorum' der gibi dudaklarımı büzdüm. Varsa kesinlikle yapardım.
"Var mı yok mu? Ona göre bir şeyler yapabilirim."
Bir iki dakika düşünür gibi yapıp bana baktı ama daha sonra dudaklarını aşağı büküp 'bilmiyorum' der gibi baktı.
"Oğlum çocuğun arkadaşı değilim ki ben, ne bileyim var mı yok mu? Vardır ama bence." dedi ellerini pantalonun arka ceplerine sokarak. "Gideri var biraz, kapmıştır illaki bir kız, ya da erkek?"
Gözlerimi çimen tutmuş taşlı kaldırımdan ayırarak gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Daha sonra düşünür gibi yapan Mustafa'ya döndüm.
"Beni delirtmek hoşuna gidiyor şerefsizin." sinirlenmemek için dişimle alt dudağımı ısırdım.
"Bunu kimden öğrenebiliriz?" diye de ekledim karnımı ovalayarak. Tuzlu şeyleri çok fazla tüketince midem bulanıyordu. Havanın serin kokusunu içime çektiğimde ise rahatlıyor gibi oluyordum.
"Sorarım Nur'a, bilir o," derin bir nefes aldı ve güler gibi bir ses çıkarttı. "Ayaklı gazete."
Bu beni de gülümsetirken aynı saniyede de hayıflanarak Mustafa'ya döndüm. "Midem bulanıyor ya."
"Niye ki?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim.
"Hamileyim çünkü Mustafa, siktiler beni."
Onun dalga geçmek amaçlı gülüşlerini takmadan apartmanımın önüne geldim. Kısa bir 'artık siktir git' faslından sonra Mustafa da iki sokak öteki mahallesine giderken çoktan bahçeye girmiştim bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
allegation • texting | gay
Fiksi Remaja[tamamlandı] • Gökhan; İddiayı kaybettin Ayaz Gökhan; Şimdi de ödülümü istiyorum Gökhan; O götünü becereceğim Gökhan; Ve ben, Gökhan; İstediğimi alırım :) (Görüldü) • 161120 🌈