2.4

8.7K 611 182
                                    

"Şimdilik mola verebilirsiniz çocuklar, on dakika sonra üçlük atışlarla çalışıcağız."

Ezgi hocanın sesiyle elimdeki basketbol topunu potaya atıp sahanın kenarına geçtim. Hafif terli saçlarımı geriye taradım ve kendimi soyunma odasının girişindeki banka attım. Klasik bir basketbol sahasıydı spor salonu, seyircilerin oturması için tribün koltuklarımız bile vardı.

"Çok yoruldum lan." diyerek kendini benim yanıma atan Mıstık'a bakmadan pet şişemdeki suyu açıp kafama dikledim. "Canım sigara çekti."

"Bana sigara deme Mustafa, ağzına elimdeki pet şişeyi sokasım geliyor." dedim ağzımı kolumla silip Mustafa'ya ters ters bakarak. Hem sporcuydu, hem de sigara içiyordu.

"Unutmadın mı hâlâ o olayı sen? Allah'ım ya, tamam demedim abi bir şey."

Yarı sitemkâr, yarı tripli çıkan sesine aldırmadan kolumu arkaya atıp sarkıttım. Beni sigara yüzünden götümden edecekti neredeyse, üç paket sigara için hemde.

"Bu Gökhan bu aralar laf dahi atmıyor sana? Hayırdır vaz mı geçti senden?" diyerek eski haline döndüğünde gözlerimi devirip karşımdaki bankta telefonuyla uğraşan Göthan'a baktım.

"Hayır, geçen gece birbirimize daha fazla sataşmayacağımıza dair söz verdik. Yani, söz vermedik de işte onun gibi bir karar aldık diyelim. O beni tanımıyor ben onu."

Yüzümü Mıstık'a çevirdiğimde ilk başta avel avel baksada ardından alayla güldü. "Hadi lan ordan. En son bu salağı pencereden aşağı atacaktın, kinci piç bir şey yapmadan nasıl durdu?" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırıp önüme döndüm.

O gece ve öncesindeki duş kabini faciasını anlatmamıştım Mustafa'ya. Eğer anlatırsam biliyordum ki şu an onu burada tutamazdım. Ve bu, isteyeceğim son şey bile değildi.

"Of duruyor demek ki, bana karışmasın da ne sikim yaptığı umrumda değil." dedim pet şişeyi kenara koyup.

"Gelin buraya çocuklar, üçlük atışlara başlıyoruz." diyerek Ezgi hoca sahanın ortasına geçtiğinde hep birlikte dağınık bir şekilde sahaya toplandık.

"Şimdi sırayla Kemal, Mustafa, Burak ve Gökhan üçlük bölgeye geçsin. Sepetten top alıp başlayın, sizi izliyorum." dedi ve birkaç adım geri çekildi.

Dördü de sepetten basketbol toplarını alıp arka arkaya sıraya geçtiklerinde, diğer herkes gibi onları yakından izliyordum.

İlk atışı Kemal yaptığında gayet başarılı bir şekilde topu potadan içeri sokmuştu. Aynı şekilde, Burak ve Mustafa da deliksiz potaya soktuğunda sıra Gökhan'a gelmişti.

Allah'ım inşallah atamaz.

Topu bir iki kez sektirip potaya attığında çemberden sekip dışarı çıkmıştı.

Allah'ım çok teşekkür ederim.

"Biraz daha konsantre olalım Gökhan, ama atışın gayet iyiydi." Ezgi hoca motivasyon konuşması ve taktik verirken onu takmadan elini saçlarının arasından geçirdi.

Benimle göz göze geldiğinde, tam olarak suratımda alaylı bir bakış olduğu için gözlerini devirerek arkaya yürüdü. Hiçbir şey yapmadan da onu sinir edebilmek güzeldi.

"Bir kez daha atış yapalım." diyerek Ezgi hoca ellerini birbirine çırptığında dörtlü tekrar sıraya geçmişti.

Birkaç tur boyunca sürekli onlar atış yaparken, Gökhan nedense hiçbirini tutturamamıştı. Bu beni de bayağı şaşırtmıştı çünkü bir iki kez atamamasını normal olarak karşılarken, tam beş kez saçma bir şekilde topu potadan bir türlü geçirememişti. Hâlbuki atışları normalde çok iyiydi.

allegation • texting | gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin