Bugün göçümüzün bittiği gündü. Yeni topraklarda yeni bir hayat demekti bu. Hiç istemediğim ve en çok korktuğum şeydi. Bizler Masko topraklarının insanlarıyız. Ve oradaki katı kurallar birçok insanın ölmesine sebep oluyordu. Korkutucu halka sahipti. Buna rağmen ben ve ailem o topraklarda doğup o topraklarda büyüdük. Ta ki içimi o derin korku sarana kadar.
Ben eşcinselim ve bizim topraklarımızda eşcinseller öldürülüyordu. Hemcinsine ilgi duyan kimseyi sağ bırakmıyorlardı. Bende ölüm korkusuyla , aileme zarar gelmesin diye yıllar boyunca ailem dahil herkesten eşcinsel olduğumu sakladım. Sevdiğim insanlara sevgimi dile getiremedim ve sonu hep ilişkiye başlamadan bitti. Kurallar gün geçtikçe katılaşıyordu.
...........Sınıfımda sevdiğim bir çocuk var lâkin açılamıyorum. Ona sadece bakmakla ve uzaktan sevmekle yetiniyordum.
Her zaman olduğu gibi bugünde gözlerim onun üzerindeydi. Kar beyaz teni siyah gözleri ve kestane rengi saçları harika duruyordu.
Kokusu.. Tatlımsı bir kokusu vardı. İçime çektikçe çekesim geliyordu.Bu an en sevdiğim andı. Sanat dersi. Dans edeceğiz. Ve en sevdiğim kısım, benim eşim oydu. Sevdiğim çocuk Tae Joo'ydu.
Şarkı eşliğinde dansımız başlamıştı ve ben duygularımı belli etmemek için çok çaba sarf ediyordum. Ensemde bulunan his dokusunun renk değiştirmemesi için çok çabalıyordum.
Bunu size söylememiştim demi. Biz Masko topraklarında doğup büyüyen her varlıkta vücudunun farklı ve görünür yerlerinde his dokusu bulunur.
Sinirli olduğumuz zaman kırmızı ,
Sakin ve huzurlu olduğumuz zaman yeşil,
Ölümü hissederken siyah,
Korku ve endişeli olduğumuz zamanlarda mor,
Sevgi, aşk ve ilgi hissederken ise mavi oluyor.Kafası boynuma gömük bir şekilde sırtını gövdeme yaslamıştı ve narin bir dokunuşla sağ eliyle sağ elimi tutarak hava üzerinde süzülürcesine yukarıya kaldırıyordu. Ben ona karşı kaybederken o dansa devam ediyordu ve bende ona eşlik etmeye başladım.
Diğer elimle belini tutarak sağa doğru yavaşça uzaklaşırken yüzlerimiz birleşiyordu. İşte o an fırtınanın kopmasıyla ikimizde sahnede koştuk koştuk ve son hareket olarak sol bacağı ve koltuk altından tutarak kucağıma aldım ve dönmeye başladık. Onu havaya atmam gerekiyordu lakin korkuyordum. Ona zarar gelmesinden korkuyordum. Ama o bana güveniyordu. Bunu yapmalıydım. Ve onu havaya attım oda dönerek son olarak önümde dansını bitirdi. Yüz yüzeydik. Yanaklarım kızarmıştı ve kalbim çok hızlı atıyordu. Hemen oradan uzaklaşıp sınıfa çıktım.
Onunla bugün dans etmekten zevk aldım ama keşke etmeseydim. Okul bekçileri önümü kestiler ve;"bakıyoruz heyecanlı ve mutlusun erkek okulunda böyle bir şey olmamalı. Yoksa hemcinsinden mi hoşlanıyorsun?" Diyerek sıkıştırmaya başladılar .
İşte korktuğum başıma geldi ne yapacağım bilmiyorum. İçimden yalvarıyorum birinin bana yardım etmesi için ama yardım edecek kimse yok. Bekçiler ve duvar arasında sıkışmış iken arkadan bir ses duymamla yumulan gözlerim o yöne yöneldi.
"Hayır efendim. Bizim topraklarımızda böyle bir şey olamaz. Az önce sanat dersinde dans ettik ve zorlu bir sahneyi gerçekleştirdik. Arkadaş bu yüzden çok mutlu. Çünkü sürekli hata yapıp duruyordu ama bugün yapmadı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNE HÜKMEDEN GÜÇ 《B×B》
Mystery / Thriller"Kahretsin!" ""Ahh.." "Benim küçük yaramaz sevgilime bak, kucağımda nasılda kıvranıyorsun?" "Ahh.. konuşmayı kes ve devam et!" "aahh. Tadın çok güzel.. evet.. ohh." "Piç!! Ahh... çok acıdı ama güzeldi.. ohh"