SEVGİ ÖLÇEĞİ 12

7 1 0
                                    

   Utancımdan yerin dibine girecektim neredeyse. Sonra aklıma birden Savaş geldi ve gözümden akan 1 damla yaşa engel olamadım.

   "Günaydın." dedi bana ninni gibi gelen sesiyle. "Sana da." çok heyecanlıydım. İlk defa evinde kalıyordum. Ayrı yataklar da olsa yine de evler aynıydı sonuçta. Bu bana yetiyordu. Bir anda telefonum çalmaya başladı. "Telefonum." deyip ekrana baktım. Gözlerim dolmuştu bir anda.

   "Alo baba." dediğimde ses vermedi. Tekrar konuştum. "Alo baba orada mısın? " yine ses vermeyince hat bozuk sanıp kapatacaktım ki ses geldi. "Arzu?! Neredesin sen? Akşamdan beri arıyoruz cevap da vermiyorsun. Nerede olduğunu söyle gelip alayım seni." 

   Ne diyecektim? Sevgilimin evindeyim kahvaltı edip geleceğim mi? "İstemiyorum baba. Gelmeyeceğim." dediğimde öyle bir bağırdı ki telefon elimden düştü ve camı kırıldı. "Cevap ver kızım?! Neredesin!?" dedikten sonra telefon kendiliğinden kapandı. Savaş'a baktığımda gülüyordu. Hemde kahkaha atıyordu. İster istemez bende güldüm.

   Hafifçe koluna yumruk attım. "Hey! Gülmesene! Babam bana ne kadar kızacak farkında mısın?" dedim yalandan kızarak. "Tamam tamam gülmüyorum." deyip sustuktan sonra daha şiddetli bir kahkahayla karşılaştım. Yavaşça yataktan doğrulup mutfağa ilerledim. 

   Patatesi soyuyordum. Bir anda arkamdan gelip bana sarıldı. Boynumu öptü. Sonra da saçlarımı kulağımın arkasına atarak konuşmaya başladı.

   "Ellerini yıkadın değil mi? Sonra zehirleniriz falan." bozulmuştum iyice. "Yıkamadım! Seni zehirleyip kurtulacağım!" dediğimde kahkahasını sürdürdü. "Elinden zehirlenmeye razıyım." dedi aşık aşık. Hoşuma gitmişti doğrusu. 

   "Yemek hazıır!" diye Savaş'a seslendim. Elini eşofmanıyla kurutarak yanıma geldi. "Mm kurt gibi açım." 

   Yemekten sonra beni eve bıraktı.

   "Ne oldu?" diyen Buğra'nın sesini duyunca hayal dünyasından çıkıp gerçekliğe döndüm. "Hiç." dedim kısaca. Ama ikna olmamış gibiydi konuşmaya devam etti. "Onu özlüyor musun?" gözlerimden sel gibi akan yaşlara engel olamadım. "Evet." 

   Bilmeden kalbini kırmıştım ama neden? Sevdiğim için özlemiştim ama o buna üzülmüştü. "Peki, yemek hazırlamayacak mısın?" dediğinde kısa bir kahkaha atım. "Sen neden hazırlamıyorsun?" dedim sustuğumda. Şok olmuştu. "Ben misafirim de ondan." 

   Sıkıntıyla ofladım ve mutfağa gittim. "Hey! Sucuklu yumurta yapmayı biliyor musun yoksa gelip yapayım mı?" sinirlendiğimi belli etmemeye çalışarak konuşmaya başladım. "Biliyorum ama yapmayacağım! Çok canın çekti ise gel yap." sinir bozucuydu ama umurumda değildi.

   "Pekala" deyip buzluğu açtı. Nereden biliyordu yerini? Sormalıydım! "Onun yerini nereden biliyorsun sen?" 

   "Bu tür şeyler buzlukta olmaz mı?" diye sırıttığı anda koluna vurdum. Bu sefer sert olmuştu sanırım. "Ben sucuklu yumurta sevmem, kendime sosis kızartacağım." dediğimde şaşkınlıkla yüzüme yüzüme bakakaldı. "Gerçekten mi? Bir de seni anneme gelin alacaktım." dedi yalandan kızarak. "Ne var be? Gelin gelmem için illa sucuk sevmem mi lazım?" Ne? Ne diyorum ben? Ne gelini?! Ne saçmalıyorum! "Bir dakika, annemin gelini mi olmak istiyorsun?" Al işte. Ne demeyi düşünüyorsun? Beyinsiz Arzu!

   "Evet." NE?! Aman Allah'ım nasıl bir çıkmaza girdim ben! Neden ağzımdan bu çıkmıştı!? 

   "İyi bende seni gelin almak istiyordum." Bir dakika! Ne dedi o?! Gelin mi! Beni seviyor musun lan sen! Demek vardı. "Nasıl yani?" Arzu salak mısın sen kızım?! Niye sövüp evinden atmıyorsun?

   "Diyorum ki seni seviyorum Arzu." deyip yere eğildiğinde eşofmanının cebinden yüzük olduğunu düşündüğüm bir kutu çıkardı. Omen tonrım! O ne lan! Bir taşı var mübarek kaya koymuş sanki! "Benimle evlenir misin Arzu?" NEEEEEĞĞ!! Ne ara?! "Evet!" diye bir kelime süzüldü ağzımdan. Salak Arzu Savaş ile sevgilisiniz o kadar mı azdın be! Evet dediğimde beni kucağına alıp döndürdü. Ne oldu? Kabul mü ettim şimdi?

   Kahvaltımızı edip dışarı çıktık. Gelinlik bakmaya... Kaynanamla tanışmak için bir mağazanın önünde durduk. Merakıma yenik düşüp sordum. "Nereye gidiyoruz?" yüzünü bana çevirdiğinde sırıttığını gördüm.

   "Kaynananı bekliyoruz 2 dakika... Geldi!" 2 dakikaya gelir diyecekti sanırım. Yan tarafa döndüğümde hiç tahmin etmediğim o kişi geldi yanımıza. Savaş'ın hava alanına gideceği gün gördüğüm teyze! Tontiş ve yaşlı! Bana Savaş'ın benden bahsettiğini söyleyen!

   "Arzu?" dediğinde yüzündeki gülümseme bir anda soldu. "Anne?" dedi Buğra. Tanışıyor olmamıza şaşırmıştı belki de. "Oğlum bu kızın ne işi var burada?" diye çıkıştı Buğra'ya. 

   "Anne gelinin, Arzu!" dedi Buğra yalvaran gözlerle annesine bağırarak. "Bu kız benim oğlum gibi sevdiğim çocuğun eski sevgilisi! Neden anlatmadın oğluma? Neden kandırdın o-" sözünü kestim. "Ben kimseyi kandırmadım! O da Savaş ile olan durumumuzu biliyor! Ama beni sevmiyorsa bunu kafasına takardı!" ağzımdan dökülenler ikisini de şok ederken daha fazla yanlarında kalmamaya karar verdim. 

***

   Kaç saattir yatağımda uzanıp ağladım bilmiyorum. Ya da kaç saattir bunları düşündüğümü. Saate baktığımda 4'e geldiğini gördüm. Artık kaç saattir burada olduğumu biliyorum. 3 saattir... "Of yeter. Ben Savaş'tan nefret ediyorum." diye kendi kendime söylenirken bir an duraksadım ve devam ettim. "Ama onu özlüyorum." gözlerimden tekrar akmaya başlayan gözyaşlarımı silerek telefonumu aldım elime. 

   Bay Çok Bilmiş aranıyor...

   Aklım Buğra'yı neden bu şekilde kayıt ettiğime gitmişti ki telefonun öbür ucundan Buğra'nın annesinin bağırışlarını duyduğumda ağlamaya devam ettim.

   Ses kesilmişti yalnızca Buğra'nın sesini duyuyordum. "Alo? Arzu hayatım orada mısın?" dediğinde bağırmaya başladım. "Neden hemen evlenme teklifi ettiğin an gelinlik arayışına geçtik ki? Her şey mahvoldu işte! Hem neden sen hala benimle konuşuyorsun? Sonuçta ben Savaş'tan daha ayrılmadım. Beni sevemezsin değil mi? Hem annen izin-" sözümü yarıda kesti. Bu haksızlık! Ben daha devam edecektim!

   "Arzu, ne saçmalıyorsun!" daha fazla konuşup kafamı karıştırmasına izin vermeyeceğim! Kararımı verdim, bundan sonra bende onun kafasını karıştırmayacağım. Buradan gidecek ve başımın çaresine bakacağım. Ama önce Savaş'a veda edeceğim. Her ne kadar nefret etsem de onu seviyorum. Ve o bunu hak ediyor. Önemsenmeyi...

SEVGİ ÖLÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin