SEVGİ ÖLÇEĞİ 13

8 1 0
                                    

   Kapısını çaldım. İçeriden Leyla'nın sesini duydum ama emin olmadığım için gitmeyeceğim. Bu kadar kolay değil! "Ah, Savaş sonunda gel..." diye bağırıp kapıyı açarken karşısında beni gördü. "Şey Savaş markete gitti de o geldi sanmıştım." dediğinde sinirle yüzüne baktım. "Ne işin var senin burada? Sevgilimin evinde ne işin var Leyla!" diye bağırdım. O ise ifadesiz gözleriyle üşüyen yanaklarıma döndü. "Evleneceğini duydum. Buğra'yla," O kadar gıcık ki üstüne atlamak istiyorum. Devam ettirdi cümlesini. "Ah hoş geldin Savaşcığım misafirimiz var kanka." Ne kanka mı? Savaş - Leyla ve kanka. Kanka - Leyla ve Savaş. "Hoş buldum Leyla sana en sevdiğin çikolatadan aldım kankacığım." Nereden biliyor en sevdiği çikolatayı? Sadece 2 gün olmuştu doğum günü biteli? Ne kadar çabuk? 

   "Ayakta kaldın. İçeri geçsene." dedi Savaş. Ama duygusuz bir ifade vardı yüzünde. Sonunda daha fazla uzatmak istemediğimi belli ettim. "Hayır. Oturmayacağım. Vedalaşmak için gelmiştim de maşallah diyeyim bir arada olduğunuzu bilseydim ayrı yeten aramazdım. Hem bir de ne var biliyor musun?" dediğimde merakla yüzüme baktı: "Ne var?" cevaplamam gerekiyordu. İyi de ne diyecektim ki? Ağzımdan bir şeyler dökülüverdi "Ben evleniyorum! Buğra'yla. Onu seviyorum. Ve o da beni seviyor! Size mutluluklar dilerim." 

   "Aydan anne buna izin vermez fazla ümitlenme." dedi umursamaz bir tavırla. Anne mi demişti o? Benim anneme? "Pardon Aydan hanım mı demeliydim?" dediğinde nasıl bu kadar değiştin bakışı attım. Gözlerim dolmuştu ve cebimde telefonumun çaldığını hissettim. 

   Bay Çok Bilmiş arıyor...

   Gördüğüm ismi değişmeden cevap vermeyecektim telefona. Meşgule attım ve hemen rehberden ismini değiştim. Çok geçmeden tekrar aradı.

   Aşkımmm ♥ arıyor...

   Savaş gördüğü şeyin şokuyla telefona bakakaldı. "Aşkım?" diye sorduğunda sırıttım yarım ağızla. Böylesi daha iyiydi.

   "Alo Buğra?" dediğimde Savaş hızla evine girip kapıyı üstüme kapattı. Ama yere düşürdüğü anahtarın farkında değildi. Yere eğilip anahtarı aldım. Ve kapıyı fark ettirmeden açtım. Gidip Savaş'ın gönlünü alacaktım. Ama bunu bir sürpriz şeklinde yapacaktım. 

   "Arzu? Ne saçmaladın öyle? Telefonlara cevap vermedin ve söylediklerin... Cidden onlar nasıl geçti aklından?" dedi. Dinlemiyordum. Buğra hala hattın öbür ucundan konuşurken ben duyduğum gülüşme seslerinin nedenini anlamaya çalışıyordum. Yavaşça merdivenlerden çıktım. Eski gecekondusuna kıyasla bu ev saray gibi geldi gözüme. Merdivenlerden çıktığımda öpücük sesleri gelmeye başladı. Bu da neydi böyle? Sanki bir parti var ve adı 'Öpüşme Partisi' o kadar fazla geliyordu ki sesler... 

   Gördüğüm şeyle donakalmıştım. Savaş Leyla'yı duvara yaslamış, elleriyle onu duvarak sabitlemişti. Üstelik Savaş'ın üzerinde bluz yoktu. Leyla'nın ise sütyeni vardı. Geldiğimde üstünde gördüğüm kareli gömlekse Savaş'ın yatağındaydı. Buğra hala konuşuyordu ama onu dinleyebilecek vaziyette değildim şuan. 

   "Arzu?" dedi Leyla umutsuzca. "Devam edin ben bölmeyeyim." deyip ağlayarak merdivenlere doğru yöneldim. Sinirlerim alt üst olmuştu. Sevgilim beni en yakın arkadaşımla aldatıyordu. Şimdi olmasa da bir zamanlar öyleydi ki hala görüşüyorduk. Leyla ve Savaş peşimden geliyorlardı ama çok geçti. Çoktan taksiye binip ilerlemiştim bile. Çok üzülüyordum. Ama elimde değildi. Kim olsa üzülmez miydi? Hem de az önce seni kıskanan kişinin şimdi seni aldatması... Çok kırgındım ve artık düzelmeyecek idi. "Bir şey mi oldu kızım?" dedi yumuşacık sesiyle taksici. 50-55 yaşlarında olduğu barizdi. Taksici bile beni onlardan daha çok merak ediyordu...

SEVGİ ÖLÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin