İyi okumalaarr. 🌸
—————————
- Ozan Yiğit'ın ağzından -
Çekim günüydü, kuliste herkes çok heyecanlı oradan oraya koşturup duruyordu.
"Çok iyi iş çıkardınız çocuklar, gecenizi gündüzünüze katıp çok emek verdiniz ve bundan sonra daha da çok çalışacaksınız. Yolunuz açık olsun, başarılar!"
Yılmaz hocanın konuşması ile alkışlar, ıslıklar bütün kulisi sallamıştı. Atakan ve hocanın sahneye çıkmasıyla herkes hazırlanmak için bir yerlere dağılmıştı, çekilecek en son skeçte oynayacağım için hazırlanmak için daha zamanımın olmasını fırsat bilip Hamza ile daha sessiz olacağını tahmin ettiğimiz yemekhanenin yolunu tuttuk. Tahmin ettiğimiz gibi yemekhane nerdeyse bomboştu, sadece bir kişi vardı... Ayşegül. Bir köşeye oturmuş biriyle fısıldaşarak telefonda konuşuyordu, içeri girdiğimizi görünce ciddiyetini hiç bozmadan hızlıca yanımızdan çıkıp gitti. Gizli saklı konuşması dikkatimi çekse de onunla ilgili hiçbir şeyi merak etmiyordum, özellikle onu odada Yılmaz hocayla özel konuşurken gördükten sonra. Merak eden biri vardı ama... Hamza.
"Bak Ozan sende bir haller var, buna alıştık ama bu kızda da var bir haller."
"Varsa elbet bir gün çıkar ortaya."
"Ne zaman çıkacak acaba, çünkü merak ediyorum. İkinizde de bir haller, iyice canım sıkılmaya başladı hoş tek benim değil bütün ekibin canı sıkılıyor bu duruma."
"Çok yakında çıkar Hamza, merak etme."
"Sen niye bir şeyler biliyormuş gibi zaman veriyorsun? Bildiğin bir şey mı var yoksa?"
"Ne bilecem, sadece gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır."
Hamza'nın merakının artmasıyla konuyu geçiştirmeye çalışma çabam daha çok artmaya başlamıştı. Yemekhane de oturup biraz daha sohbet ettikten sonra sahneye çıkma saatim iyice yaklaşmıştı. Saat yaklaştıkça daha çok heyecanlanıyordum, sahneye çıkacağım için ayrı oynayacağım skeçin yazarı olmak ayrı heyecanlandırıyordu. Hazırlanmak için Hamza'yla birlikte yemekhaneden ayrılıp kulise geçtik. Oynayacağım karakter için kadife bir takım giymek zorunda kalmıştım ve bu bütün ekibi kahkahalara boğmuştu. Herkes gülmeye başlamıştı, Ayşegül de dahil. Gülmemesi için ve moralini bozmak adına sinirli bakışlar atsam bile hiçbir işe yaramamıştı Ayşegül'ün umrunda bile olmamıştım. Gerçi neden umrunda olacaktı ki? Dün Yılmaz hocayla görüştükten sonra özgüveni yükselmişti tabi.
Sahneye çıktığımda seyircinin alkışıyla daha çok heyecanlanmıştım. Aylardır prova yaparken boş görmeye alışık olduğumuz salonun koltukları bugün doluydu, herkesin tek odak noktası sahneydi. Role girip oynamaya başladığımda heyecanım azalmıştı, işime konsantre oldukça ve skeçin ortalarına geldikçe iyice sakinleşmiştim.
"Biz ilk bölümün kaygısını attık, bakalım yayınlanınca seyircinin yorumu nasıl olacak."
"Bence güzel iş çıkardık, seyirci de beğenir umarım."
"Tepkileri çok merak ediyorum, fragman çıkınca az çok anlarız artık."
Birinci bölüm çekimimiz bitmiş ufak bir kutlama için kulise yemek söylemiştik. Herkes yorgun ama keyifliydi, ekip olarak seyircinin vereceği tepkinin değerlendirmesini yapıyorduk.
"Bana müsaade. Hepimizi tekrardan kutluyorum, yolumuz açık olsun canım ekip."
"Oturuyorduk daha Ayşegül nereye gidiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı
Romantik"Bir saman sarısı, bir duman karası anladım ama zor oldu anlaması artık eski hayatıma dönüşüm yok ben deniz olsam da sen Ankara'sın."