Herkese selam👋Biliyorum uzun zaman oldu ama gelebildim sonunda. Aslında bi daha bölüm atmayı düşünmüyodum hatta uygulamayı bile silmiştim. Geçen günlerde öylesine girip baktığımda yorumlarınızla karşılaştım ve hikayenin çok yarım kaldığına karar verdim o yüzden en azından final bölümü atmam gerekiyor diye düşündüm. Final bir kaç parttan oluşacak. Şimdiden iyi okumalar.💘
-Ayşegül Yılmaz'ın ağzından-
Kuliste her zamanki koltuğumda oturuyordum. Ekibin yarısı sahnede provada yarısı da kantinde yemekteydi. Ben yemeğimi almış ve odama çekilmiştim normalde ekiple takılmayı çok seviyordum ama bugün yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.Kapının tıklatılmasıyla gözlerimi telefonumdan kapıya çevirdim gelen Batuhan'dı.
"Batu noldu prova sırası bende mi?"
"Yok yok daha var sana ben biraz konuşabilir miyiz diyecektim."
"Konuşabiliriz tabi ki gel otur şöyle."
Batuhan yanıma oturduktan sonra cümlelerini toparlamaya çalışır gibi bir iki dakika duraksadı.
"Ayşemgül sen iyi misin?"
"İyiyim Batu bi şeyim yok neden sordun."
"Dün akşam Ozan mutfakta sana bi şey mi dedi yani o saatten beri moralin bozuk gibi."
"Batu Ozan bana ne diyecek Allah aşkına bak ben Ozan'ı affettim artık o yüzden sürekli üzerime titremenize gerek yok Ozan bi şey mi dedi bi şey mi yaptı diye."
"O zaman neden burdasın Ayşemgül ekipten ayrı yemezsin yemeğini sen provaya geldiğimizden beri burdan çıkmıyosun."
"Halsizim biraz Batu o kadar başka bi şey yok."
"Emin misin?"
"Eminim Batu gerçekten iyiyim ben merak etme."
Batu her ne kadar inanmasa da üstelemek istemediği için konuyu kapatmıştı.
"Hadi o zaman kantine gidelim gel"
"Gelmezsem rahat bırakmıcaksın değil mi beni?"
"Beni çok iyi tanıyosun Ayşemgül hadi."
Kantine gittiğimizde ekip provaya ara vermiş sohbet ediyorlardı. Geldiğimden beri odadan doğru düzgün çıkmadığım için kim var kim yok görememiştim ama şimdi fark ediyordum ki Ozan ortalıkta yoktu.
Yanımda oturan Batuya döndüm."Batu Ozan nerde?"
"Cihan abiyle içerde iddialaştılar ve klasik olarak Ozan kaybetti o yüzden tatlı almaya gitti."
Batuhan'ın cümlesiyle birlikte gülümsedim çünkü Ozan sürekli birileriyle en ufak bi konuda bile iddialaşıyor her seferinde de istisnasız kaybediyordu.
"Ooo arkadaşlar tatlılarımız geldi.Tatlılarımız geldi gelmesine de Ozan gelememiş gibi noldu oğlum sana?"
Cihan abinin cümlesiyle birlikte kafamı kapıya doğru çevirdim ,çevirmemle birlikte ufak çaplı bi şokun ardından gülmeye başladım çünkü Ozan kafasına kadar çamur içindeydi.Ekipte benimle birlikte gülmeye başlamıştı.
"Gülmeyin çok sinirliyim gülmeyin!"
Ozan sinirli olduğunu söylemese asla anlamazdık çünkü sadece gözleri görünüyordu ne olmuştu nasıl bu hale gelmişti bi fikrim yoktu ama çok komik duruyordu.
"Ayşegül gözünü seviyim bana yardım et çünkü biraz daha böyle durursam katılaşıp olduğum yerde kalıcam."
Gülmemi durdurup cümle kuramıcağımı anladığım için masadan kalkıp Ozan'ın yanına doğru ilerledim o sırada Hilmi de gelip elinde ki tatlıları almıştı.
"Kardeşim ben burda çamurdan nerdeyse boğulacam sen gelmiş tatlıları alıyosun insan bi yardım eder."
"Ee Ozan seni çamura kurban etmişiz tatlıları da etmeyelim.Hem sen nasıl geldin bu hale tatlı almak için paran falan mı yoktu da çamur savaşlarına mı katıldın."
"Hilmi o kadar komiksin ki üstümde ki çamurlar bile güldü cümlene."
Ozan'ın cümlesiyle birlikte hep beraber yeniden kahkaha atmaya başlamıştık.
Ozan benim güldüğümü görünce pek anlaşılmasa da o da gülmeye başlamıştı. Arkasını dönüp kulise doğru yürümeye başladı tabi buna yürümek denirse.
Arkasından yürürken daha fazla dayanamadım ve durmuş olan gülmem yeniden başladı.Gülmemi durdurmak için elimi ağzıma kapatmıştım ki bi yere çarpmamla olduğum yerde kaldım.Bi yere değil daha doğrusu birine çarpmıştım ve bu Ozandı ani bi şokla hiçbir şey diyemedim çünkü Ozan'ın üstünde ki çamur bana da bulaşmıştı. Ozan kahkahalarının arasından konuşmaya başladı"Ya Ayşegül hanım bana gülersen işte öyle olur."
Ozan'ın kahkasına daha fazla dayanamayıp bende eşlik ettim.Çok saçma bi durumun içindeydik ikimizde çamura bulanmıştık ama gülmekten yürüyemiyorduk.
Kulise gittiğimizde ilk Ozan üstünü değiştirdi sonra da ben.Yüzümüzde ki çamurları silmek için kulisteki koltuklardan birine geçtik.
"Ozan ne yaşadın da bu kadar çamura bulandın çok merak ediyorum.Ayrıca sürekli iddia kaybediyosun bıkmadın mı?"
" İddialaşmaktan sıkılmıyorum Ayşegül ekibe bi şeyler ısmarlamak hoşuma gidiyo. Yani nasıl anlatsam iddiayı kaybetmeden de alabilirim ama öyle olunca durduk yere neden aldı bunu derler belki rahatsız olurlar diye sürekli iddiaya giriyorum sana bir sır veriyim mi çoğunu da bilerek kaybediyorum."
Ozan'ın cümlesiyle hafif bi tebessümün ardından yüzünde ki çamurları silmeye devam ettim.
"Ee diğer sorumu cevaplamadın nasıl oldu bu çamurlar."
"Bunu bi tek sana anlatıcam ekiptekilere söylemek yok tamam mı?"
"Neden söyleyemiyorum anlamadım Ozan"
"Çünkü söylersen bir ay boyunca benimle dalga geçerler lütfen söyleme Ayşegül tamam mı?"
Ozan böyle söyledikçe daha çok merak ediyordum.
"Tamam tamam söylemem anlat hadi"
"Gittiğim tatlıcının yanında iş makineleri vardı ev yapacaklar sanırım orasını bilmiyorum. Bende tatlıları alıp arka koltuğa koyduktan sonra, erkeklerin iş makineleri izleme merakı vardır genelde onlardan biride benim hatta gördüğümde dünyam duruyo bi tek oraya odaklanıyorum.Arabadan iş makinelerini izleyerek oraya doğru yaklaşıyodum ki taşa takıldım ve kendimi yerde bulmam otuz saniye bile sürmedi.Öyle şanslı biriyim ki orasıda full çamurmuş. "
Ozan cümlesini bitirir bitirmez yeniden kahkaha atmaya başladım.Kahkalarımın arasından zar zor da olsa cümle kurmayı başarabilmiştim.
"Ne yani sırf iş makinelerini izleyebilmek için mi bu hale geldin Ozan ya çok salaksın"
"Gülme Ayşegül gülme ya. Hem benim bi suçum yok kocaman taşı koymuşlar yolun ortasına resmen tuzak bu."
"Evet Ozan kesin sana özel hazırlanan bi tuzaktır."
Cümlemle beraber yeniden gülmeye başlamıştık en son ne zaman bu kadar çok ve içten güldüğümü hatırlamıyodum. Ben gülmeye devam ederken Ozan'ın gülüşü yerini tebessüme bırakmış ve beni izlemeye başlamıştı.Neden yüzüme böyle baktığını anlayamadım ama içimde de garip bi his oluşmuştu. Kapının çalmasıyla beraber bakışlarımı Ozan'dan kapıya çevirdim ama o kapı yerine bana bakmaya devam ediyordu. Gelen Fatmaydı.
"Çamurdan temizlendiyseniz ve gülme işine ara vermeyi düşünüyosanız prova sırası sende Ayşegül."
Fatma'nın cümlesiyle birlikte Ozan'a bakmadan hızla kapıya yöneldim. Ozan'a dönüp bakarsam az önce içimde oluşan o hissin yeniden oluşacağından korktum ve aynı hızla da Fatmayı'da ardımda bırakarak sahneye yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı
Romance"Bir saman sarısı, bir duman karası anladım ama zor oldu anlaması artık eski hayatıma dönüşüm yok ben deniz olsam da sen Ankara'sın."