Öncelikle hepinize iyi pazarlar. :)
Biz yine Çok Güzel Hareketler 2 öncesi yeni bölüm ile size ufak bir sürpriz yapmak istedik.
İyi okumalaarr. 🌸
—————————
- Ayşegül Yılmaz'ın ağzından -
Günlerdir olduğu gibi bu sabahta erken saatte BKM'ye gelip provalara başlamıştık. Herkes çok yorgun düşmeye başlamıştı ama çekime iki gün kalmış olması her şeyi unutturup bizi sadece çok heyecanlandırıyordu.
"Biz daha ne kadar bekleyeceğiz ya? Çok sıkıldım."
"Of evet ya, sosyal medyada kaç tur attığımı unuttum artık."
Başımı telefon ekranından kaldırıp sitem eden Ezgi ve Fatma'ya baktım, o kadar enerji dolulardı ki sürekli sahnede olmak istiyorlardı.
"Oturalı daha 10 dakika olmadı, nasıl sıkılmış olabilirsiniz ki?"
Bugün diğer günlere bakarak daha az enerjim vardı, kendimi halsiz ve yorgun hissediyordum. Söylediklerimin karşısında Fatma sadece göz devirmekle yetinirken Ezgi cevap vermeye hazırlanıyordu.
"Kızım çok heyecanlıyız, asıl sen nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun? Hem senin neyin var, geldiğinden beri durgunsun."
"Biraz yorgunum, üstümde hafif halsizlik de var ama toparlarım birazdan ya."
"Emin misin? Bak kendini iyi hissetmiyorsan bir doktora git."
"Doktorunuz ayağınıza geldi, hastamız kim?"
Gelen ses ile arkamı döndüğümde Ozan ve Evliya tam karşımda duruyordu, Ozan telefonuna bakıyordu ama kulağının bizde olduğunu her türlü belli ediyordu.
"Ayşegül kendini biraz halsiz hissediyormuş onun için dedim."
"İyiyim merak etmeyin, sadece bu kadar çalışmayı bünyem kaldıramadı galiba."
"Madem kaldıramayacaksın ne diye geliyorsun ya?"
Ozan'ın ağzının içinde gevelediği şey ile hepimiz ona dönmüştük, acaba diğerleri de anlamış mıydı ne dediğini yoksa yine tek anlayan mı olmuştum?
"Ne diyorsun oğlum? Kafanı şu telefonun ekranından kaldır da konuş hiçbir şey anlaşılmıyor."
"Devam edelim mı diyorum kardeşim? Malum prova sırası birazdan bize gelecek."
Ozan'ın siteminden sonra Evliya ile birlikte salona doğru yürümeye başladılar. Onların gidişinden sonra amacım telefonuma geri dönmekti ki Fatma dedikodu yapmaya hazırlanır gibi yakınlaşmaya başlamıştı.
"Bakın ben size diyorum bu Ozan'da bir haller var. Adamın bir yaptığı bir diğerini tutmuyor. Aşık mı oldu acaba?"
Fatma'nın aşık demesiyle Ezgi dayanamayıp gülmeye başlamıştı.
"Fatma saçmalama Ozan mı aşık olacak? Yani Ozan'la sevgili olanın allah yardımcısı olsun ama aşık değil sadece bize anlatmadığı bir derdi var bence."
"Ezgi nerden biliyorsun? Farkında mısın bilmem ama hakkında en az şey bildiğimiz kişi Ozan."
Fatma ve Ezgi gülüşmeye devam ederken onlara aldırış etmeden sosyal medyada geziyordum. İnstagram'ın story kısmında paylaşılan şeylere bakarken aklım Ozan'daydı, derdi bendim ama sebebinin ne olduğunu bilmiyordum. En kötüsü bir derdi olduğunu bütün ekip fark etmişti artık ve soru sorulduğu an açıklama yapmakta zorlanmaya başlamıştım. Düşüncelerimle savaşırken ekranda Ozan'ın fotoğrafını görmemle şoka uğradım, yanlışlıkla mı takip ettim acaba diye paniklemiştim bir an daha ki paylaşanın Evliya olduğunu görünceye kadar. Ne güzel içten gülmüştü... Ve çok mutluydu... Ekipte herkese gülüyordu, asık ve somurtkan tarafına maruz kalan tek kişiydim belki de hoş gülerken ki haline de çok meraklı değildim...
İlk boş bulduğum odaya girip kendimi koltuğa atmıştım, uyumaya fırsatım olmasa da dinlenmek bile çok iyi gelecekti. Kapıya birkaç kez vurulmasıyla olduğum yerde toparlandım, ekipte herkes sormadan odaya daldığı için kapıya vurulmasına şaşırmıştım.
"Girebilirsin."
"Ayşegül?"
"Hocam?"
"Otur kızım otur."
Kapıdan içeri uzanan kişinin Yılmaz hoca olduğunu görünce şaşkınlığıma şaşkınlık eklenmişti, daha önce özel odaya kadar gelmediği için ne yapıp ne diyeceğimi bilmiyordum. Odaya girdiğinde ayağa kalktığım için oturmam için işaret edip yanıma oturmuştu.
"Keratalar ne yapıyor diye bir kontrole geliyim dedim, senin dışında bütün ekibi de salonda görünce merak ettim. İyi misin, var mı bir sıkıntın?"
"İyiyim hocam, bir sıkıntı yok çok sağolun."
"Daha öncede konuşup anlaştığımız gibi olursa hiç çekinmeden direkt bana geliyorsun tamam mı?
"Tamam hocam, söz verdiğim gibi direkt size geliyorum."
Hoca gülümseyerek saçımı okşayıp odadan çıkmak için kapıyı açtığında aralıktan Ozan'ın öfkeyle odaya baktığını gördüm. Henüz hakkımda hiçbir şey bilmediği için Yılmaz hocanın yanıma gelişini de yanlış anlamış, yanlış yorumlamıştı kesin ama şu an bunu umursayacak durumda değildim. Sadece biraz dinlenmek istiyordum, kulaklıklarımı taktıktan sonra halsızlığın verdiği etkiyle koltukta uyuyakalmıştım daha ki birinin koluma dokunup yerimde sıçrayarak uyanmama sebep oluncaya kadar.
"Ayşegül korkuttum mu? Özür dilerim Cemile ağır uyuyor deyince ben de uyandırmak için koluna dokunacaktım ama hafifmiş uykun."
"Evet uykum normalde ağırdır Hilmi ama hem kendi yatağım olmadığı hem de biraz halsiz olduğum için pek derin uyuyamıyorum."
"Halsiz mı? Neyin var Ayşegül? Hasta mı oluyorsun? Doktora gidelim mı?"
Kurduğum cümle Hilmi'yı endişelendirmek için yetmişti. O kadar tatlı ve iyi niyetli bir insandı ki ekipte belki de en yakınım olanlardandı. Bazen abilik, bazen yoldaşlık yapıyordu, bazen de küçük çocuklar gibi eğleniyorduk.
"Doktora gerek yok, iyiyim dinlenirsem geçer kesin. Sen niye uyandırdın beni bir şey mı oldu?"
"Provalar bitince bana da seni uyandırmak düştü Ayşegül hanım. Ha burada kalmak istiyorsan sen bilirsin tabi."
Hilmi gülerek odadan çıkarken arkasında tepkisiz bir şekilde kalmıştım. O kadar uyumuş muydum gerçekten? Provamda vardı neden kimse uyandırmamıştı ki? Bunu daha sonra sorar ve aynı zamanda tüm ekipten provaya katılamadığım için özür dilerim diye düşünerekten eşyalarımı toparlamaya başlamıştım. Çıkışta Hilmi'yı görünce gülmeye başladım.
"Ben değilde sen kalmak istiyor gibisin?"
"Sen biraz daha bekletseydin ikimizde kalacaktık Ayşegül hanım, hadi çok konuşmayın da yürüyün daha sizi eve bırakacağız."
"Hiç gerek yok Hilmi, sen yolunu değiştirme taksiye biner giderim ben."
"Hiç kusura bakmayın Ayşegül hanım ama size fikrinizi soran olmadı. Seni hasta halinle taksiye bindirip de gönderemem."
Son kelimesinden sonra kolumdan çekiştirerek arabaya bindirmişti. O kadar iyi bir insandı ki Hilmi gibi biriyle tanıştığım, onun gibi bir arkadaşa sahip olduğum için her defasında bir kez daha iyi ki diyordum.
Bölüm sonu...
—————————
Okuduğunuz için teşekkür ederiz. 🤍
Biraz kısa ve OzAy'sız bir bölüm olduğunun farkındayız ama önümüzdeki bölümlerde telafi edeceğimizin sözünü veriyoruz. 🤭
Ufak bir dipnot daha:
Sizi daha fazla merakta bırakmamak adına şimdilik yeni bölüm günlerimizi Pazar ve Çarşamba yapıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı
Romance"Bir saman sarısı, bir duman karası anladım ama zor oldu anlaması artık eski hayatıma dönüşüm yok ben deniz olsam da sen Ankara'sın."