Duyduğu gürültü ile yataktan fırladı Aeon. Yatağın başucundaki hançerin soğuk kabzasını sıkıca kavradı ve dikkatle kulak kabartıp sabahın sessizliğini dinledi.
İçindeki merak duygusu giderek artarken yatağından kalkıp avcı adımlarıyla sessizce yürüdü. Ses evin dışından gelmişti. Kulubenin kapısını dikkatle açıp dışarı çıktı ve etrafa bakındı. Gözle görülür bir şey yoktu.
Derin bir nefes aldı, madem bir insan değildi o zaman neydi bu diye düşündü.
Savunmasını düşürmeden yürümeye devam etti, biraz yürüdükten sonra çalıların arasındaki açıklıkta bir cisim dikkatini çekti, yanına yaklaştığı zaman bunun bir kağıtkanat olduğunu gördü.
Aeon şaşkınlıktan donup kalmıştı, sadece krallık askerlerinin hava birimlerinin kullandığı bu araç Floria Ormanlarında ne arıyordu diye düşünürken bir askerin yakınlarda olabileceği düşüncesi ile bir yere gizlendi. Bir süre bekledi fakat kimse gelmedi yada görülmedi.
Kağıtkanadı daha yakından incelemeliydi. Gizlediği yerden çıkıp kanadın yakınına gitti. Biraz inceledikten sonra sadece kanat aksanlarında bir sorun olduğınu ve onunda düzeltilebilir olduğuna kanaat getirdi.
Şimdi tek sorun onu tamir için evine taşımasıydı. Aklına evindeki el arabası geldi. Hızla geri dönüp el arabasını aldı ve kanadı arkasına yükledi. Güçlü bir yapısı olduğu için çok az zorlandı.
Kanadı evinin atolyesine alıp tamir etmeye başladı. Aldığı hasara bakılırsa kanat düşmemişti, onu kullanan kişi arızayı fark ettiği an onu indirmişti. Bu da o kişinin onu almaya geri döneceğini gösterirdi. Yani Aeon başına büyük bir iş almıştı.
O an aklına bir fikir geldi. Aeon Floria Ormanında doğmuştu ve hiç bir şekilde köyünden ayrılmamıştı fakat ailesi öldüğü zaman çocukluğunun geçtiği evden ayrılıp ormanın doğu köşesinde bir ev yapmıştı kendine. Insanlardan uzaklaşmış, her işini kendi görür olmuştu.
Aeon gülümsedi. Küçük bir çocuk olsuğu günden beri en büyük hayali dünyayı dolaşmaktı. Fakat bu zamana kadar zorlu yolları aşacak bir şeyi yoktu. Ama bu gün, köylü Aeon un hayatının fırsatı eline geçmişti. Artık onun kanatları vardı ve uçmak için sabırsızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıtkanat Günceleri
FantastikBilinmeyen diyarlara uçtu, insan ayağı basmamış yerlere gitti genç adam. Kahraman oldu, şiirler, şarkılar yazıldı onun hakkında. Gözleri hiç görülmemişi, kulakları hiç duyulmamışı duydu. Saraylara heykelleri dikildi, anıtlara onun destansı hikayesi...