18- Tim (Düzenlenmiş Bölüm)

8.2K 396 3
                                    

Giray güç bela masada duran kahveye uzandı. Biraz daha bu teğmen bozuntusuyla kalırsa kafayı yemekten korkuyordu. Bardağın dibinde kalan filtre kahveyi bir kerede dikledi. Kaç saattir bu adamın dırdırını çekiyordu. Kadından beterdi bunun konuşması. Cidden erkek dırdırı hiç çekilmiyordu. Şafak yeni yeni doğuyordu kendine lanet ederek 'ne diye ben bu aptalla nöbet yazdırdım ki?' diye düşündü.

'Lütfen zaman biraz daha hızlı geç.' Diye düşündü tekrardan. Neyse ki birkaç dakikadır konuşmuyordu. Oturduğu koltuğa biraz daha yayılmışken sessiz ortamı kapının tık tıklanması bozmuştu.

Giray bariton sesiyle "gel" dedi. Nöbetçi asker elinde bir zarfla gelmişti. "Ne oldu oğlum?" Asker selamını verip konuşmaya başladı. "Komutanım bu size, ayrıca Devrim albay sizi çağırıyor." Zarfı elinde evirip çevirdi fakat anlam veremedi. Büyük sarı bir zarftı. "Şimdi mi çağırıyor? Oğlum daha şafak doğmadı albayın tugayda bu saate ne işi var?" Albayın bu saatte gelmesi hayra alamet değildi. Ne zaman geldiği belli olmayan albay daha gün bile doğmadan gelmiş olması Giray için şüphe uyandırıcı bir durumdu. Önemli bir olay olmuş olmalı diye düşündü.

"Şimdi çağırıyor komutanım. Acil Giray üsteğmen ve Savaş teğmen odama gelsinler dedi."

"Tamam çıkabilirsin." Asker tekrar selam verip odadan çıktı. Giray elindeki zarfı özenle açmaya başlayınca içini korku ve heyecan kapladı. Kötü bir haber gelmiş olabilirdi. En iyisi açmamak diye düşündü albayın yanından geldikten sonra açarım diye çekmeceye koydu ve ayaklandı albayın yanına gitmek için. Savaşa baktığında kolunun üstünde uyumuş olduğunu gördü. 'acaba neden sesin çıkmıyordu?' diye düşündü.

"Offf. Ne biçim askersin sen ya!" diye sitem ederek dürttü. Hayır, artık huylarını bile ezberlemişti. Harp okulunda bile beraberlerdi zaten o zaman başıma musallat oldu diye düşündü. Her ne kadar böyle düşünse de çok severdi Savaş'ı tek sorun sevdiğini bariz bir şekilde gösterebilen tiplerden değildi. Harp okulunda yapılan şakalardan birini yapmaya karar verdi. Yine aynı duruma düşecekti. Yine böyle uyurken bir komutan onu yakalamıştı ve bu yüzden rütbe alamamıştı aynı dönem mezunları olmalarına rağmen.

Elini sertçe masaya vurup bağırdı.

"Asker!" diye gürledi Savaş hızla yerinden sıçradı. Elini alnına getirip selamı çaktı. "Teğmen Savaş Tuna. İstanbul emredin komutanım." diye tekmil verdi. Kahkahalara gömülen Giray vardı karşısında. Ne oluyor diye düşünmeden edemedi Savaş. O komutana tekmil veriyorum sanmışken Giray'a tekmil vermişti. Tamam, onun komutanı oluyordu ama aynı dönem mezunlarıydı.

"Hay tüküreyim ya ne bağırıyorsun lan?" Elini tekrardan masaya vurdu sinirlenmişti Giray.

"Komutanım lan ben adam gibi konuş çarparım ağzına bir tane. Bende diyordum Savaş Bey neden sustu uyumuşta ondan. Adam gibi dürttüğümde uyansan böyle şeyler yapmam, hadi Devrim albay çağırıyormuş." Nöbet tuttukları odadan çıkarken Giray önden Savaş arkadan geliyordu. Savaş bozulmuştu ufaktan da olsa çünkü o da isterdi rütbe almayı ama kader işte ne yaparsın.

Albayın kapısını çalıp beklediler. İçeriden 'gel' komutu geldiğinde içeri girdiler. İkisi de selam verip albayı hazır ol da dinlemeye başladılar. "Çocuklar size önemli bir haber vereceğim bu yüzden sizi çağırdım. Tim toplanıyor. İstanbul'dan gelen en iyi özel harekâtçılarla işbirliği yapacaksınız. Tim sizle beraber on kişi kimler var biliyorsundur Giray." Anlamayan gözlerle albaya baktı. Timin kimin olacağını nereden bilecekti ki? "Anlamadım komutanım." Elini çenesine yaslayıp bıkkın bir şekilde konuşmaya başladı albay. "Sana gönderdiğim zarfa bakmadın mı? Timde kimler var kısaca öz geçmişleri yer alıyordu. Anlaşılan bakmamışsın."

"Hemen geldiğim için bakma fırsatım olmadı komutanım."

"Tim toplanıyor Giray. Timin ismi; Aslan. Arkadaşlarınız hemen bugün geliyor yarın göreve çıkıyorsunuz. Timdeki arkadaşlar gelince yanıma gelirsiniz görev hakkında bilgileri veririm. Anlaşıldı mı?" İki subayda selam vererek "emredersiniz komutanım." diye bağırdılar ve odadan çıktılar.

Odalarına geçip masalarına geçtiler. Giray çekmeceye koyduğu zarfı çıkarıp hızlıca açtı, karşısına önce kendisine ayrılmış sayfayı inceledi.

Üsteğmen Giray Atahanlı, 26 yaşında. Ordudaki başarılı saha subaylarından. Askeri strateji alanında uzman.

Teğmen Savaş Tuna, 26 yaşında. Orduda başarılı subaylar arasında yerini koruyor. Ordudaki yılmayan bir güce sahip.

Asteğmen Gökalp Yılmaz, 25 yaşında. Aldığı görevleri başarıyla yerine getirmiş bir subay. Yakın muhabere de uzman.

Uzman Çavuş Bora Aslan, 24 yaşında. Eğittiği askerlerin lideri konumunda bulunuyor. Çeşitli timlerde haberci olarak görev yaptı.

Uzman Onbaşı Egemen Karşıt, 23 yaşında. Her ne kadar genç bir asker olsa da başarılı timlerde bulunmuştur ve bu onu başarılı ve ulaşılmaz kılmıştır, sahanın deli fişeklerinden.

Uzman Jandarma Komando Alaz Asi, 23 yaşında. Adı gibi yakan soyadı gibi sert bir kişiliği olan komandolardan biri olmakla beraber aldığı görevlerde her zaman öne çıkmaya meyilli olmuştur.

Komiser Emir Saygın, 25 yaşında. Özel harekât biriminde çalışan aldığı görevi layıkıyla yerine getirmiş olan bu komiser hayatı pahasına görev yerini terk etmez, aldığı görevi tamamlayana kadar yılmaz. Özel harekât biriminde keşifçi ve istihbaratçı olarak da görev almaktadır.

Komiser Demir Sağlam, 23 yaşında. Her ne kadar genç olsa da polis kolejini ve akademisini birincilikle bitirmiş olup silahlar, dövüş sanatları ve operasyon anında tuzaklar kurma konusunda uzman.

Komiser yardımcısı Sercan Kızılhan, 24 yaşında özel harekât birimde çalışan uzman bir polis. Her ne kadar deli bir kişiliği olsa da başarılı bir polis, bulunduğu ekiplerde deli adını alıyor.

Komiser yardımcısı Sarp Güneş, 25 yaşında. Özel harekât biriminde çalışan silahlar konusunda uzman polis.

Listeye göz atan Giray donup kalmıştı adeta. Bildiğin gençlerden oluşan özel harekât timi oluşturulmuş ama hiç birisi acemi veya bilgisiz değildi ama hepsinin uzman olduğu bir alan vardı. Bildiğin manavdan karpuz seçer gibi en iyileri seçmişlerdi. Savaş'a baktığında onu kırmış olduğunu düşündü ama burada haklı olan benim diye düşünse de gönlünü alabilirdi.

"Teğmenim listede ki sizi okuyorum. Teğmen Savaş Tuna, 26 yaşında. Orduda başarılı subaylar arasında yerini koruyor. Ordudaki yılmayan bir güce sahip." Listeyi ona gösterip gülmeye başladı.

"Oğlum ne komik çıkmışsın lan şuna baksana. Valla fotoğrafına bakıyorum buraya gelip döveceksin diye korkuyorum o nasıl bir bakıştır?"

İşte onların birbirlerine darılmaları bu kadardı. En fazla bir gün sürmüştü ve bu Savaş yüzünden olmuştu. Başka bir şehire göreve gidince olanlar olmuş bir gün boyunca küs kalmışlardı ama Giray arkadaşını kırmaya dayanamayaraktan göreve o da dahil olmuş böylelikle barışmışlardı. Bakalım bu ikiliyi Aslan Timinde neler bekliyordu?

FVwi

Yeşil BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin