15-Dans (Düzenlenmiş Bölüm)

11.4K 498 26
                                    

Hastaneden çıkmış eve geliyordu. Yani rutin olan şeyleri yapıyordu. Taksi eve geldiğinde parayı uzatıp arabadan indi. Apartmanın süslendiğini gördü. Sırıttı. Yarın resmen 2015'e giriyordu yani gece yarısı ve tuhaf bir şekilde Hakan hoca izin vermişti. Tuhafına gitse de kafasını fazla yormadı. Eğer hala daha Giray'ı kurtardığı için yapıyorsa cidden sınırı aşmış bulunuyordu. Mican onu bir defa kurtarmasına rağmen o onun hayatında iz bırakacak şeylere imza atmıştı. Kötü şeyler değildi aslında.

Bazısı iyi, bazısı komik...

Bu demek oluyor ki yeni yılda pijamalarını ve pofuduk terliklerini giyip, kucağına çerezlerini alıp televizyonla geçirebilirdi.

Evet, bazıları Beşiktaş, Taksim gibi yerlerde kutlarken o evde kutlamayı tercih ediyordu. Hiç çekemezdi oraların gürültüsünü. Yeni mi yıl otur evde uyu en güzeli diye düşünürdü. Uykuya fazla zamanı olmadığından tatillerde severdi. En azından yaşadığı şeyleri unuttururdu. Kötü yanıysa iyi şeyleri de unutturmasıydı.

Sokaklar cıvıl cıvıl süslenmiş ama o ise evde pofuduk terlikleriyle mutlu bir yıla girecekti. En güzeli. Kapısının önüne geldiğinde büyük kırmızı bir kutu gördü. Onun kapısındaydı. Eğer Arslan'ın saçma sapan işleriyse gerçekten elinden kurtulamazdı. Anahtarı çevirip içeri girdi. Kapıdaki büyük kutuyu kucaklayıp içeri koydu. Montu askıya asıp çantasını yere koydu. Çok merak etmişti kimdendi acaba? Kucaklayıp kutuyla beraber koltuğa attı kendini. Bağdaş kurup kutuyla bakıştı bir süre...

Kimden geldiğini tahmin etmeye çalıştı. Belki Arslan'ın hediyesiydi. Belki de Kıvanç. Of kimdi bu hediyeyi kapıya koyan diyen diye düşündü. Daha fazla dayanamayıp kapağını kavradı. Yavaşça açmaya başladığında eğer içinden saçma sapan şeyler çıkarsa üzüleceği kesinleşmiş bir haldeydi.

Kutuyu açtığında siyah bir elbise karşıladı. Elbise çok, çok güzeldi. Göğüs kısmı parlaktı. Ve yanında da çok güzel bir ayakkabı. Elbisenin yanında küçük bir kutu daha vardı. Yavaşça açtığında güzel bir kolye gördü. Şık ama sadeydi. Yuvarlak gri bir daire şeklindeydi. Üstünde asker künyesi ve steteskop resmi vardı. Ne olduğunu tam anlayamasa da güzel görünüyordu. Gözüne bir not kâğıdı ilişti. Hemen alıp okumaya başladım.

"Bu gece bu elbise ve kolyeyle, on bir buçukta kapıda ol. Siyah bir Mercedes seni kapıdan alacak. Şu anda kim olduğumu merak ediyorsun. Bu kişinin kim olduğunu öğrenmek istersen..."

Ne oluyordu? Kim onunla oyun oynuyordu? Ama o bugün kendi kendisine parti verecekti nereden çıktı şimdi bu? Kim olduğunu deli gibi merak ediyordu. Arslan olma ihtimali yüzde yetmiş beş çünkü ona bir defasında böyle bir şey yapmıştı. Tamam, o doğum günündeydi ama...

Saat şu anda sekize geliyordu. Neyse ki zamanı vardı. Oturup bir şeyler yapabilirdi ya da kitap okuyabilirdi. Ne saçmalıyordu ki? On ikiye kadar o kişinin kim olduğunu merak edecekti. Şimdiden tırnağımı yemeye başlamıştı.

"Offf."

İki saat boyunca kitap okudu. O kişinin kim olduğunu düşünmemek için. Evet, tam iki saat. Daha sonra dolaptan atıştırmalık bir şeyler yiyerek banyoya ilerledi. Orta süreli bir duştan sonra gizli hayranından gelen elbiseyi giydi. Aynaya baktığında kendini tanıyamamak derler ya aynen onu yaşadı. Elbiselerden fazla hoşlanmazdı. Buna bağlı olarak da giymezdi. Herhâlde tarihinde bir ilke imza atmış bulunuyordu. Kolyesini taktı. Alnını kırıştırarak aynadan kolyeye baktı. Bir şey yazıyordu. Aynaya yaklaştı ve okumaya başladı. Ama bir metin değildi. İki harf vardı. İç içe geçmiş bir harf. Fazla önemsemedi. Ne olabilirdi ki? Belki de yanlışlıkla yapılmış olabilirdi.

Yeşil BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin