1

1.4K 79 37
                                    

1.Bölüm
*Yol ayrımı...*

"Feyza'm yemek saati geldi hadi Eflal'i de al gel."

Uğur'un sesiyle okuduğum kitabı kapatıp kapıya döndüm.

Uğur benim en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Ne kadar kişilik olarak ters insanlar olsak da birbirimizi tamamlıyorduk.

Gülümseyip konuşmaya başladım.

"Tamam Uğur'um onu da alıp geliyorum. Kusura bakma seni de buraya kadar uğraştırdım."

"Yok saçmalama. Ama biraz çabuk olun da aç kalmayın daha sizin jimnastik dersiniz var."

Kafamı sallayıp hızla odamdan çıkıp koridorun ucundaki odaya ilerledim.

Odanın kapısı açıktı ve Eflal test çözüyordu.

"Eflal..."

Utana sıkıla konuşmuştum. Onu rahatsız etmek istemezdim.

Sesimle beraber Eflal gülümseyerek bana döndü.

"Efendim kuzucuk?" 

"Eflal umarım seni rahatsız etmemişimdir..."

"Hayır kuzucuk beni rahatsız etmedin , etmezsin de."

"Ohhh... Gerçekten rahatladım. Şey diyecektim yemek saati geldi. Jimnastik dersi başlamadan gel yemeğimizi yiyelim."

Hızla önündeki kitapları ve kalemleri toplayıp kapıya yöneldi.

"Hadi gidelim..."

Eğitim gördüğüm yer , şehirden uzak bir yer altı sığınağıydı. Sığınak dediğime bakmayın. Oldukça donanımlı bir yerdi. Girişte 15 oda ,  bir ortak salon ve revir vardı. Bir alt katta derslikler ve kütüphane onun altında ise spor salonu ve her branş için ayrılmış spor odaları vardı. En alt kat ise yemekhane ve müdüriyet katıydı.

Burada bize ellerinden gelen her şeyi öğretmek için çabalıyorlardı. Kemanından tut dansına , dansından tut dersine , dersinden tut dövüş sanatları ve silah kullanımı dahil bir çok şey öğretiliyordu bize.

Günlerimiz tamamıyla dolu geçiyordu. Yemek araları ve bir iki saatlik dinlenme süremiz dışında sadece hafta sonu yarım gün iznimiz vardı.

Şimdi ise yemek arasıydı. Eflal ile hızla en alt kata yani yemekhane ve müdüriyetin olduğu kata indik.

Yemekhaneye girdiğimizde herkes çoktan inmiş ve yemeğine başlamıştı.

Biz de yemeklerimizi alıp 3 masadan bizim grubun oturduğu A grubunun masasına ilerledik.

İlerlerken de diğer gruplara selam veriyorduk.

"Selam gençler!"

Eflal'in neşeli sesiyle yerime oturmuştum.

"Selam güzellikler!"

İlk karşılık veren Gediz'di. Daha sonra Uğur ardından da Tolga selam vermişti.

"Selam!"

"Selam prensesler!"

"Ya Tolga prenses ne ya!"

Sitemli cümleme Eflal destek çıkmıştı.

"Prenseslerin bir prense ihtiyacı vardır ama biz zaten kraliçeyiz reis. Ona göre konuş!"

"Tamam yaa en kraliçe sizsiniz. Tamam!"

Biz gülüşürken yemekhaneye burada görevli askerlerden biri girmişti.

Efulim (Koruma Serisi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin