▪️2▪️

960 98 100
                                    

Açlıktan ölüyordum ama sınıftan çıkmaya korkuyordum. Eğer Yeonjunla karşılaşırsam sonum iyi olmayabilirdi.


Bizzat kendi kulaklarımla duyduğum bir çocuğun bacağını kırması, yüzünün tanınmayacak kadar dayak atması, çocuğun burun kemiğini kırması...

Bunlar sadece birkaçıydı. Sadece benim duyduklarımdı. Duymadığım bir çok şeyin olduğuna da emindim. Bu yüzden sınıfımda açlıktan ölmek daha cazip geliyordu.

Karnım sesli bir şekilde guruldarken, birkaç yüz bana döndü. Utancımdan yerin dibine girmek istedim. Berbat bir durumdaydım.

Taehyun sınıfa, ağzı kulaklarında bir şekilde girerken kaşlarımı çattım. Kankası çok kötü bir durumda olduğu halde nasıl bu kadar mutlu olabiliyordu?

Arkadaş seçimlerim gerçekten harikaydı.

"kantine dondurma gelmiiiş." dedi, elindeki dondurmanın ambalajını çıkartmaya çalışırken, bir dondurma için bile bu kadar mutlu olması, beni bugün ilk defa gülümsetti.

"en azından üzgünmüş gibi davran."

elindeki dondurmayı sesli bir şekilde emerken,  Dünyadan soyutlanmış gibiydi. Sadece o ve dondurması vardı. Taehyun'u kendi haline bırakıp, kafamı sıraya yasladım. Ne yapacaktım ben?

Uyuşturucu poşetini evde bırakmıştım. Okula getirmekten korkmuştum. Yanıma getirmem ve Yeonjun'a teslim etmem gerektiğini biliyordum ama uyuşturucu satmasam bile yanımda bulundurmak beni rahatsız ediyordu. Okulda beni uyuşturucuyla yakalarlarsa hapsi boylardım.

Yeonjun  nasıl yapıyor da telefon aramalarında yakalanmıyor bilmiyordum ama ben kesin yakalanırdım. Ben de şansın "ş" 'si yoktu. Şu an yanımda uyuşturucu olsaydı, kesin sürpriz bir şekilde yaptıkları aramaya denk  gelirdim. Yanımda bulundurmamam en iyisiydi. Böyle düşünüyordum,

ta ki sınıfın kapısında Yeonjun' u ve Yeonjun'dan
daha da ürkütücü olan Soobin'i görene dek.

***


"bizimle geliyorsun." Yeonjun'un kolumdan tutup beni sertçe çekiştirmesiyle, kendimi ondan kurtarmak için çabaladım ama boşunaydı. Benden çok daha fazla kuvvetliydi. Gözlerim korkuyla Taehyun'a dönerken, yüzünde gördüğüm endişeli yüzü, beni daha da korkuttu.

"hey, bırakın arkadaşımı!" sesi küçük bir kediden farksız çıkan arkadaşımla, ağlamak istedim. Öldürüceklerdi beni ve buna kimse engel olamayacaktı.

Yeonjun Taehyun'u takmayıp, beni sürüklemeye devam ederken, ona karşı direniyordum ama boşunaydı. Eğer Yeonjun kafasına bir şeyi koyduysa, o iş olmadan bırakmazdı.

"Lütfen, bırak beni." yalvarmalarımı umursamayıp beni tuvalete doğru sürüklerken, susmayıp beni bırakması için yalvrıyordum ama o beni takmayıp daha da hızlı sürüklerken, ağlamak istiyordum. Yeonjun'un tuttuğu kolum sızlarken, gözümden bir damla yaş düştü. Sonra bir tane daha...

Tuvalete vardığımızda beni ittirerek duvara çarptı. Sırtıma ağrı saplanırken, yüzümü buruşturdum.
Yeonjun burnundan solurken , tuvalet kapısını sertçe kapattı ve bana yaklaştı.

Yeonjun burnundan solurken , tuvalet kapısını sertçe kapattı ve bana yaklaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NARCOTİC | | YEONKAİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin