▪️7▪️

807 79 55
                                    

"Yeonjun ve kai uyuşturucuyu adama teslim etmek ister ama işler istedikleri gibi gitmez. "

Anneme Taehyun'da kalacağımı söyleyip, evden çıktım.Merdivenlere yönelicekken, karnıma giren krampla iki büklüm oldu. Soğuk havada kısa kolluyla uzun süre durduğum için olmalıydı. Üzerime giydiğim hırkayı biraz daha yukarı çekip, merdivenlerden hızla indim.

Aşağıda önüne bakıp beni bekleyen Yeonjun'un yanına varıp, gidelim dedim.

Gözleri hızla  beni buldu.

"annen izin verdi mi?"

"evet arkadaşımda kalacağımı söyledim."
Konuşmamla yüzü düştü. Anneme yalan söylemiş olmam onu üzmüş olmalıydı. Ağzını açıp bir şey söyleyecek gibi oldu ama sonra sustu. Ben de üstelemedim, yürümeye başladım. Ne kadar erken teslim edersek o kadar iyiydi. Sonra Taehyun'a gitmeliydim. Bana ihtiyacı vardı. Arkamdan gelmediğini anlayınca durup arkama baktım. Hala aynı şekilde durmuş, yere bakıyordu.

"gelicek misin?" daha 1 saat öncesinde deli gibi korktuğum çocuk, az önce söylediği sözlerle bir kediden farksız gözüküyordu. Düşünceme gülümsedim.

" niye kendi kendine gülüyorsun delirdin mi?" bunu sorarken yüzü gülüyordu, ben de güldüm.

"evet delirdim, senin sayende. Hadi gel." yüzündeki gülümseme silinmeden, bana yetişmek için koştu. Şu an gözüme bir bebek gibi tatlı ve şirin gözüküyordu. Yanıma yetiştiğinde, sessiz bir şekilde yürüdük. Sokak sessiz ve tenhaydı. Sadece köpek havlamaları kulağıma geliyordu ve bu beni korkutuyordu.

Sessizliği Yeonjun bozdu.

"Kai, ben şey..." konuşması için yüzüne dik dik baktım ama konuşmaktan vazgeçmiş, yürümeye devam etmişti.

"Yeonjun, ne söylemek istiyorsan söyle." derin bir nefes aldı.

"seni peşimden sürüklediğim için özür dilerim."  özür dilerim kelimesi o kadar zor çıkmıştı ki ağzından, artık yüzüne bakmaktan sıkılmıştım ve önüme dönmüştüm ama duyduklarımla şokla ona döndüm. Benden özür diliyordu, Yeonjun'a ne olmuştu? Çünkü bu kesinlikle Yeonjun değildi.
Soğuk bakışlı, kimsenin düşündüklerini umursamayan, sadece kendini düşünen kötü çocuktu. Ama şu an karşımda olan kişi bambaşka bir karaktere sahipti.

"önemli değil."

"ama benim için önemli." o da en az söylediklerine, benim gibi şaşırmıştı. Bunu gözlerinin neredeyse yuvalarından çıkarcasına büyütmesiyle anlamıştım.

Yüzümde aptal bir sırıtış oluşurken, dalmış gibi bana bakıyordu. Ellerimi gözünün önünde salladım.

"Dalmışım kusura bakma, hadi gidelim."
O cebinden telefonunu çıkarmakla uğraşırken, büyük adımlarla  önde giden Yeonjun'a yetiştim.

"Geç kalmışız." telefona bakıp, bağırdı.
Umarım başımıza kötü şeyler gelmezdi. Şu an deli gibi korkuyordum, evime gitmek istiyordum. Ama yanımda Yeonjun'un olması az da olsa güvende hissettiryordu.

"sanırım koşmalıyız."

" Ne?" benim konuşmamı beklemeden ıssız sokakta koşmasıyla ona yetişmeye çalıştım. Birbirimizden çok uzaklaşmasak iyi olurdu. Çünkü karanlık ve sessiz sokak beni fazlasıyla ürkütüyordu.

"hey, beni bekle!" nefes nefese olduğu yerde durmasıyla, kısa bir süre sonra ona yetiştim.

"durmamalıyız Kai, tam yarım saat  geç kalmışız."

NARCOTİC | | YEONKAİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin