İnsanların bana destek olmasıyla bir kaç şey farkettim. Olanlar olmuştu artık ve kendimi üzmem ikimiz içinde iyi değildi. Sevgi çoğu zaman bir bağımlılığa dönüşmezdi. Öldüğün halde sana bağlı kalmam benim delirdiğimin göstergesi. Her şey bitse bile içimizdeki duygu havaya dağılır, yere düşer ve bir gölge oluşturur. O gölgenin altında sadece soğukkanlılar yaşayabilir. O yüzden beni korumaya yetmedi. Aptal gibi davranıyorum ve gülüyorum bu yol çok karanlık. Elveda oyunlarına alışıktım. Sorun bir elvedanın bile olmaması. Bunları hissedeceğimi bilseydim bende şuna senin olduğun yerde olmak isterdim. Bir yabancıdan fazlası olmadığım için bana inanman biraz zaman alacak. Sana şimdi "Kimdi o?" diye sorsalar, "Bir hata, çözmem gereken bir problem" derdin.
Albert Camus'nün hikâyesini de burda bitireceğim artık.
"12 saat uyuyacak olmanın getirdiği derin huzur." Uyku gerçekler kısa vadede kurtulmanın yollarında. Ne geride bıraktığın kişiler üzülüyor nede sen artık yaşayarak acı çekmiyorsun. Belki sonsuza kadar uyumak isterdin. Tekrarlayan rüyalar bu konuda sana hiç yardım etmezdi. Ya aslında uyuma sebebin rüyanda daha net bir şekilde ortaya çıkıyorsa. Bu yüzden haplar senin biricik dostundu. Bir yazıya göre uyku hapları rüya görme oranını düşürüyor. Ne kadar doğru bilemem ama umarım sana yardımı dokunuyordur. Gelelim, yabancı kitabının baş karakteri Meursault'a. Annesinin ölüm haberini aldıktan sonra baya tepkisizdi hatırlayacağın üzere, inanılmaz soğuk huzurevi ve inanılmaz sıcak cenaze yolu boyunca, tren seyehatinde Meursault uyumaz. Annesi ölünce, dertlerinden feragat eder ve naaş başında bile sadece uykuyu düşünür.
Bu onun bir sonraki ana geçebilmesi için can kurtaranıdır.
Camus’nün depresyonunun, uyku boyutu. Kaçma boyutu. Belki de yalancı bir heves..
Ve bitiş noktamız. ”Bay Meursault’un halka açık bir meydanda boynunun kesilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir”
Yabancı romanında mahkemeye, Meursault’un alakalı alakasız bir sürü insanla beraber yargılanması sırasında uğrarız. Marie, Raymond ve hikayedeki tüm insanlar tanıktır. Bu insanların hepsinin Meursault’un depresyonunun bir yansıması olduğunu kabul ediyorsak, aslında bu Meursault için bir kabullenme evresidir. Yüzleşme değil. Yabancı romanının tamamı bir yüzleşme zaten.
Depresyondaki, kabullenme safhası.
𝐀𝐥𝐛𝐞𝐫𝐭 𝐜𝐚𝐦𝐮𝐬, 𝐓𝐡𝐞 𝐄𝐧𝐝.
_________________________________________( Sadece Albert Camus ile olan hikayemiz bitmiştir. Sevdiyseniz ne mutlu bana. )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLEN SEVGİLİYE MEKTUPLAR
No FicciónUçurumları sevenlerin kanatları olmalıdır. Kanatların yoksa yere çakılırsın ama iyi düşüştü de dersin bir yandan. O gün kulağıma fısıldadı. Belliydi kokusundan yine ölümü döşünüp sigara içmişti, beyaz teni alev alev yanıyordu bana dokunmadan bile hi...