Dream gözlerini açtığında arabanın kasasında olmasını anlaması uzun sürmedi. Drista onu gördüğünde hemen abisine sarıldı. "ABİ! Beni çok korkuttun. O patlamada neydi öyle?" Dream oturur pozisyona geldi. "Ne kadardır uyuyorum?" Drista biraz düşündü. "Çok fazla değil 20 dakikadır falan. Technoblade hala yukarda sapnap ise yatıyor." Dream hemen meraklı bir şekilde konuştu. "Sapnap e noldu ki?" Drista pot kırdığını anladığında ne diyeceğini düşündü. "Endişelenme sadece-"
Dream hemen arabanın arkasından inip yere serilen battaniye de oturduğunu görünce yanına koştu. "Sapnap!" Sapnap a sarıldığında az kalsın üstüne düşecekti. "Dream. Ne zaman uyandın?" Dream bedenlerini ayırdı ve yanına oturdu. "Şimdi uyandım. Sana ne oldu?" Sapnap sırıttı ve konuştu.
"Sadece o kaçan rehine bana ateş etti ve kolumu sıyırdı. Kan kaybettiğim için oturmam gerekmiş. Üst katta neler oldu? Technoblade üst kattan hiç inmedi ve philza da yanına gitti. O patlama neydi?" George yanlarına geldi. "Sapnap çok soru sormasana. Yeni uyandı." Karl da yanlarına geldi. "Evet sapnap yoksa birileri kıskançlık krizi geçirecek."
"Alakası yok Karl."
Dream konuşmasına devam etti. "O duyduğunuz ses bir patlamaydı. Ama zamanında bombadan uzaklaştığımız için sadece biraz sarsıldık. Benimde bu sıralar demir eksikliğim tuttu o yüzden bayılmışımdır. Sanki tek hastalığım buymuş gibi." Drista göz devirdi. "İlaç içmiyorsun. Düzelmesi için sağlıklı bişeyler de yemiyorsun. Sonra neden bayıldık." Dream dristanın ablalık taslamaya çalışıp onun için endişelenmesine gülüyordu." Bir şeyim yok. Bad ile skeppy altın işlerini bitirene kadar quakity i canlı kurtarmamız lazım." George lafa girişti. "Ben Bad ile skeppy nin yanına gidip kontrol edebilirim." Dream kafasıyla onaylayınca çocuk asansöre doğru koştu."Ona birşey yapmaz. Merak etme. Onlar eskiden beraber çalışıyorlardı. Sadece bizi korkutmaya çalışıyor. Sen Technoblade sin rahat olman gerek." Philza konuşurken Technoblade sadece dışarıdaki polisleri izliyor ve arada aralarında oluşan duvara bakıyordu. "Belki de en üst kata çıkıp onu arayabili-" Asansörün sesiyle arkalarını dönmeleri bir oldu. Gelen çocuğa baktıklarında boşa silahlarını kavradıklarını anlayıp onun yanına gittiler. "Sanırım yanlışlıkla yukarı çıktım. Üzgünüm." Philza çocuğa bakarak konuştu.
"George aslında gelmen iyi oldu. Sana birşey sormak istiyorum." George az kalsın alt kat düğmesine basacakken durdu ve sasansörden çıkıp ikilinin yanına gitti. "Evet?" Technoblade Philza nın ne soracağını anlayamadığı için onları dinliyordu. "Sen belki biliyorsundur. Burada gizli bir oda varmı? Ya da silahların olduğu bir dolap." George biraz düşündü ve konuştu. "Eskiden babam bu bankaya çok gelirdi. Beni de getiriyordu. Sanırım ofisin orda dolabın arkasında silahların olduğu gizli bir yer va- ŞİMDİ ANLADIM O ADAM BU KADAR SİLAH VE BOMBAYI ORDAN ALDI." Technoblade daha fazla dayanamadı ve. "Yeter artık nerden aldıysa aldı. O çakma gözlüklü herifi bulucam."
-Techno yapma.-
-Wilbur beni durduramazsın.-
-Biliyorum ama şuan kameralardan onu görüyorum. Hala üst katta. Eğer üst kata gidip...-(Burdaki konuşulanları duymasanız da olur :)
Techno wilbur un son cümlesiyle Philza ya baktı. Onun için bir sıkıntı yoktu ama Philza nın onları oraya göndereceğini sanmıyordu.
Techno ile Philza aşşağı indiğinde bütün herkes onlara bakıyordu. Arkalarından gelen George ise endişeliydi. Ama ikilinin tartırşasını dineltmek için araya girdi. "Philza belki onlara biraz güvenmelisin?" Technoblade de ona katıldı. "Evet bak melez çocuk da söylüyor." George Techno ya değişik bakarak konuştu. "Çocuk mu? Senden büyüğüm ben be. 24 yaşında bir çocuk görmedim ben." Tecnoblade şaşırarak konuştu. "Ne yani bu melez 1.50 çocuk benden büyük mü? Zaten büyük olsan bile kısasın ve asla bir domuz olamazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanted...
Teen FictionKaçak olarak yaşamak alışıldık bir şeydi onun için. Polislerden kaçarken de onları tekrar ekeceğinden emindi.